Selim Ali, günler su gibi akıyor, sözünü söyler dururuz da o su yani zaman aynasında kendimize bakabilsek çok şey hâl yoluna girecek de… yok!
Acele geliş gidişlerin arasında bu bakışlara zaman kalmıyor. Yine bir esef, iç geçiriş, derin bir sessizlik ve hayat -kalmaz ya- kaldığı yerden devam ediyor.
O sudaki, şu zamandaki yazıları okumak ve yazmak ne güzel olurdu! Keyifli olurdu, demek de olurdu ama acılar da gelip oturuyor araya.
Acıyı bal eyleyenler yok mu?
Olmaz olur mu; var. Onların gözünden de bu âlem sarayının aynalarında kendimizle ne kadar karşılaşıyorsak belki de o kadar yaşıyoruz!
Gerçek yaşımız bu mu yoksa Selim Ali?
Bilgin Abi’nin günlük defterinde zamandan koparılmış parçalarda kendine yaklaştığının farkına varan Selim Ali’nin hayatındaki renkli sayfalar da çoğalıyordu. Bir gün benim de kalın bir günlük defteri olur mu, diye de kendine sormaktan geri duramadı.
Yine keyifle okumaya dalmıştı Bilgin Abi’nin günlüklerini.
★
PENCERE
Her nefes yeni bir mutluluk. Her yağmur damlası ümit. İşimiz yeni pencereler açmak...
★
HERKES
Herkes içinde yaşayıp herkes olmamak...
★
UFKA YOL/CU/LUK
Değiştiremeyiz, demek; zorluklara teslim olmaktır. Olabilecek şeyleri de diyelim ki ufkumuzun önü açılsın.
★
DEVLET
Saadet, sükûnet, adalet yani devlet; dilenciye de gerek padişaha da...
★
OLMAZSA OLMAZ
Hürriyeti hapse atarsanız; riyakâr adamlar sarar ülkeyi.
★
S/ES
Bir “es” sükûneti hayat; es geçme!
★
KELİMELER AYNA/SINDA
Kelimelerle uğraşıyorum; kendimi okuyayım diye...
*
PENCERE ÖNÜNDE BİRİ
Ha bugün ha yarın;
Bir pencere açılır diye;
Bekliyorum, ha!
*
ACELE
Acelen ne, diyor, dostlar. Yaşamak, diyorum da o da aceleye gelmez.
*
VEFA VE FEDAKARLIK
Armut dibine düşer de mum de dibine ışık vermez. Çocuk dediğin yaş alçı. Uyandır şu mumu. Gel bir armut ağacının altına gidelim. Düşmüş bir armut yara bere içinde. Mum etrafını aydınlatırken erimekte. Olgun bir armut vefayı anlatırken eriyen mumda da fedakarlık izleri…
★
İZ
Niye unutulmaz bazıları? Giderken bir şey bırakır da ondan. Bir izin, sözün, yüzün var mı yarınlara dönük?
★
EHL-İ TEGAFÜL
Yol uzun… Yolculuk kısa… Dünya dar…
Buraya sığmaz emellerimiz. Anlamaz bir yer var içimizde. Mezarların dibinden geçerken bile.
★
ÖZLEM
Ne güzel bitiyor hikâye. Adam kendine dönüyor bir gün. Yıllar, yıllar sonra... Bir özlemiş ki kendisini. Bırakamıyor bir türlü.
★
UNUTUŞ
Unuttuğum çok şey var. Kendimi çok zaman...
★
SON ÇAĞ
Aceleci, müsrif, inat, geveze, boş bakışı bol bir çağ… İsa’ya (as) muhtaç bir çağ…
★
KELİMELERİN GÖLGESİNDE
Silahsız bir dünya özlemi ham hayal olmaya devam ederse insanlık meyvesini nasıl devşireceğiz. Sus silah sus!
★
RESİM
Kelimelerin eski ise... Yeni bakışlar bulmamışsan... Deccal’dan, İsa’dan (as) haberin yoksa... Adım başı yanıldığının resmidir.