"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bilgin Abi’nin günlük defterinden (13)

Ali HAKKOYMAZ
28 Aralık 2024, Cumartesi
Ân diyarı (97)

Selim Ali, Bilgin Abi konuşurken not tutarsan hayatı biraz daha tutmuş olacaksın. Yazmak insanın kendisiyle karşılaşması aslında. 

 

Tamam; işin başı okumak da… kelimeleri arkadaş eylemek ev yapmak gibi olsa gerek. 

Taş üstüne taş koymanın keyfini ustalara sor. Mimar Sinan’ın bir dağı oyar gibi Süleymaniye Külliyesini bitirdikten sonraki sevincini gözünün önüne getirsene bi’! İçinde hangi dalgalar sükûn bulmuştur. Bulmamış demek ki o dalgalar kendini Edirne’ye atmış ve Selimiye, yıllar sonraki sınır çizgisi olmuş. 

Koca Mimar çekiç, keski yanında kalem de kullandı da… elindeki o âlet edevat ile hamam, cami, köprü, bedesten günlüklerini tutuyordu. Yani bir şeyler bırakıp gitmezse insan; bırakır gider öylece. 

Bilgin Abi, ya kaydet ya kaybet demiyor muydu! Bakalım ne var bugün de Bilgin Abi’nin günlüklerinde.

«

MEDENİYET DENİNCE

Bu medeniyetin her şeye bu kadar hazırlıksız olduğunu; bir şeylere âcil ihtiyaç duyduğumuz günlerde daha bir anlıyoruz. Medeniyet; bize hediye edilen bu kendimize, bu denize, ağaçlara, kuşlara yani bu güzelliklere saygılı ve sevgili davranmaktı. Şu ândan itibaren aslımıza geri dönebiliriz. Tek bir ağaca dokunma, bir cana kıyma artık. Hırçınlıktan sükûnete dönmek için daha neyi bekleyelim?!

«

YAŞASIN FARKLI DÜŞÜNMEK!

Farklı düşünmek yasaksa; düşünmek yasak demektir. Ne bir çiçek ötekine benzer, ne dağlar, ne rüzgâr, ne yağmur damlası... Herkes olmak; ölmeden önce ölmek demektir. Çocuklar büyüdükçe anne-babasın ellerinden yavaşça kopar; hürriyeti koklamaya başlar. Kediler, tavuklar bir ömür taşımaz çocuklarını. Annelerinin kanatlarından çık(a)mayanlar; uçmayı unutmalılar.

«

SADEDE GEL/MEK

Anladım, anladım; ucu sonu yok tartışmalar bitmeyecek ve sanata, ziraate, ticarete sıra gelmeyecekse bu koşu niye? Sinemada perde, tiyatroda sahne sık sık değişir. Sadede gelmek, saadete ermek çok mu zor? 

«

ÇAY, MÜZİK, ŞİİR

Sahilde bir yerde demli çay içip hafif bir müzik kulaklarıma dökülürken kitap okumayı, şiir yazmayı özledim.

«

ÂCİL KODUYLA ÇAĞRI

İnsanlığı âcilen ayağa kaldırmamız gerekiyor. Bu konuda neler yapılması gerektiğini insaniyet namına bütün bir insanlığın gün yüzüne serpelemesi gerekiyor. Vakit çok da yok gibi.

«

KABA/RIK FATURA

Şiirsizliğin faturası “kabalık” olarak masaya geliyor.

«

ÎMÂ GÜZELİ

...ümittir tebessüm.

...ümittir beklemek.

…ümittir bir çocuğun gözleri.

«

İHTAR

Dünya çok kısa... Bir nefes… Hırslar, savaşlar... niye uzadıkça uzar?

Dünya! Yalan dünya! Oyalama beni! Gelgeç sevdâlara dolama beni!

Can azîz, can muhterem, can ince... 

Ne can kırılsın ne cam... Kavgaya, gürültüye, silahlara vedâ… Dünya savaştı savaşacağı kadar. Ziyadesiyle yorgun artık. Herkes evine… Çoluğunun çocuğunun yanına… 

«

BİLMEK Mİ?!

Biliyorum. Biliyorsun. Biliyor. Biliyoruz. Biliyorsunuz. Biliyorlar. Bilmek derken… neyi?!

«

HIZIRI BEKLERKEN

Televizyon, internet, üniversiteler... Dolduk, taştık vesselâm da… şimdi ağaçlar gibi sessiz sedasız... Olgun başaklar gibi... Başı öne eğik günebakanlar gibi... Ağır başlı dallar mıyız? Var mıyız, yok muyuz? Dolu muyuz, boş muyuz? Aylar, yıllar vızır vızır...Hızır bekleyip duruyoruz da... hazır mıyız?

«

KIYAS

Hayvanına, ormanına bakamayan bir ülke; insanına da bakamaz diye/biliyorum.

«

KAR YAĞARKEN

Kar… yağmış, yağmış.

Gökyüzü ölüm ölüm ağlamış!

«

KAR SÜKÛNETİ

Uslandırıyor şehirleri kar.

«

AYNAYA BAKINCA

İnsanın ilk işi “farkına” varmak olsa gerek: “İnsan” olduğunun...

«

HASAN VE HANS

Tamam adın Hans değil, Yorgo değil ama sen de Hasanlık da yok, Yunusluk da…Meselâ Yunus’ta yalan yok. Hasan isminin nerden geldiğini biliyorsun! Ya bi’ de Hans’ın, Yorgo’nun cebine giren para senden çoksa -ki çok- bak; ismin öksüz ve yetim kaldı. Ya adını değiş ya da ismiyle müsemma dediklerinden ol. İsim işi şakaya gelmez. Seni bu halde gören dinden imandan soğuyor; iki arada bir derede kalmak, iki cami arasında bînamaz olmak azap be kardeş! Gel bi’ karar ver; nerede isen orada dur; mahalle baskısı ile yapmadığın şeyi, mahalleden çıkınca da yapma ki “insan”bil kendini!

«

ADIM HESABI

Her adımda ya ayrılırsın kendinden ya da yaklaşırsın kendine; kendin bilirsin.

«

KIYAMET

Kıyamet kopacak, diye kıyamet koparıyoruz da... her nefes nice kıyametlerin koptuğunu da görebilsek!

«

MEKÂNLARIN DİLİ

İstanbul’a geldiğim yıllarda İstanbul daha çok İstanbul’du. Eşyalarıma da vefalı olduğumdan mıdır, nedir; bu İstanbul değişikliği beni derinden yaraladı, yaralıyor. Ben de seviyorum yeni eşyalar kullanmayı. Eşyanın yenisi; dostun eskisi... tamam... Ancak İstanbul, eşya değil; dost, arkadaş… Bir dosta bu yapılanlar kesinlikle reva değil. İstanbul beyfendi bir şehirdir ve gazabından çekinin derim. Vinç girmemesi gereken şehirleri sayayım mı: Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere, Kudüs-i Şerif, Azîz İstanbul, Barla-ı Nûriye.

«

ŞEB-İ YELDÂ

Şeb-i yeldâdayız yâr! Bitmez gibi mi bu karalık? Aynı yol, aynı döngü mü?Saçlarının dolaşığı gibi… Aynı kare, aynı kara, aynı hece... Çözülmez bilmece gibi dünya. Bir şey de; çözülsün şu acılar!

Bir şey de; hâlâ ümit var. Saatler bir ayna mı yoksa; dünü, bugünü, yarını içinde?!

«

ROL

Tiyatroda rol vermek istiyoruz, sana. Kendi rolünü mü iyi oynarsın; başkasını mı? Kendimin… dersen... sen kimsin? Yok... başkasının... ise... o kim?

Okunma Sayısı: 1643
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nihat

    28.12.2024 00:28:30

    Kaleminize sağlık

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı