Selim Ali’nin canı sıkkındı. Hayat durmuş muydu bir yerlerde?
Bir de hep aynı yüzlerle yüz yüze gelmenin verdiği o eksi enerji… Zamanlar birbirine mi benziyordu? Doğan, batan günler: “Tekrarını ömrün eder ilan.” dediği miydi şairin? Anlaşılan böyle durumlarda Bilgin Abi’nin günlüklerine dalıp giderek rahatlayacaktı. İyi de oluyor; birçok konuya öteki pencereden bakmanın keyfi de bir başkaydı; hani!
HÜRRİYET
Hürriyet, abi, hürriyet...
Ötesi sefalet...
★
CİMRİ
Kaz gelecek yerden; tavuk esirgenmez, diye bir söz yerleşmiş kulağımıza… Ya Cennet gelecek yerden; dünya es-irgenir mi? Bu, pespâye esirgeme olur ki…pes yani! Cimriliğin bu kadarına söylenecek sözler de esirgenmez; kolla kendini!
★
ÂCİZ VE FAKİR
Ne yaparsan yap; güçlü değilsin. Dünyayı satın alsan; güneşi alamazsın. Alsan n’olacak; hiç! Mevsimlere sözün geçmez ki. Bir kelebek uçuramazsın, bir gülü açtıramazsın da bu neyin böbürlenişi? Git şurdan; gel buraya!
★
SAVAŞ VE BARIŞ
Savaş yarışında herkes kaybeder; barış yarışında herkes kazanır!
★
ÖLÜMSÜZLÜĞÜ GÖRMEK
Öleceğimizi bile bile; (güle güle) yaşıyoruz!
Kışlarda ölerek, baharlarda dirilerek... Ölümsüzlüğü gördüğümüzden olsa gerek!
★
KALEM VE KILIÇ
Sorsalar: “Kalem, kılıçtan keskin!” deriz. Deriz de... boyuna kılıcı bileyleriz. Kalemin ucunu paslandırırız; nedense!
Ne; dense?
★
DOKTOR VE ÖĞRETMEN
Doktor yanlış ilaç verince bedenimiz; öğretmen (yanlış kelime) verince ruhumuz yaralanıyor ve belki ölüyor! Birini görüyoruz; öbürüne körüz... Bu nasıl gaflet?!
★
HIRSLARA VEDÂ
Çok şeyi çook; çok abartıyoruz da...
Hem; ölümlü bir dünyada değil miyiz!
Vedâlara alışsak iyi olur; hırslarımız durulur biraz!
★
KONUŞ/AMA/MAK
Doğruları/yanlışları en yakınlar sakin sakin konuşamazken; öte/ki/lere nasıl gider ki hakikat! Önce aramızda medenî olalım; yoksa ötesine lafügüzaf derler.
★
HABERLERİN HABERİ
Berberdeyim. Televizyon ana haberleri sunuyor; söz-üm ona. “Yavru haber” bile yok. Haberlerde, haber arıyorum; yok. Ne kadar il-gisiz şeyler... İnsan merakı çok gereksiz şeylerle heba edilir mi!
Sunucuların diksiyon ve hitabeti oturmamışlar da işin başka acı yönü… Ya yüzü asıklara ne demeli?
Hakkın hatırını gütmeleri gerekirken; hatır güdüyorlar. Benim bildiğim; halkın haber alma hakkı diye bir şey var da... yok. Yok; bu haberler böyle yanlı taraflı devam edecekse; baştan söyleyin: “Bu haberleri dinlemeseniz de olur.” diye... Dünyamıza, ahiretimize faydası olmayan şeylerin haber değeri mi olur! Bu nasıl geveze bir çağ böyle! Haberlerin ortak özelliği; kokmaz bulaşmaz oluşu...
Koskoca sonbahar geldi gidiyor; bir haber değeri yok, ha! Dünyanın bu kadar boşluğa düşeceği aklımın köşesinden geçmezdi; o da oldu. Güya radyo televizyonculuk diye okullar da var.