"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bilgin Abi’nin günlük defterinden (7) - Ân diyarı (91)

Ali HAKKOYMAZ
01 Aralık 2024, Pazar
Selim Ali’nin canı sıkkındı. Hayat durmuş muydu bir yerlerde?

Bir de hep aynı yüzlerle yüz yüze gelmenin verdiği o eksi enerji… Zamanlar birbirine mi benziyordu? Doğan, batan günler: “Tekrarını ömrün eder ilan.” dediği miydi şairin? Anlaşılan böyle durumlarda Bilgin Abi’nin günlüklerine dalıp giderek rahatlayacaktı. İyi de oluyor; birçok konuya öteki pencereden bakmanın keyfi de bir başkaydı; hani!

HÜRRİYET 

Hürriyet, abi, hürriyet...

Ötesi sefalet...

CİMRİ

Kaz gelecek yerden; tavuk esirgenmez, diye bir söz yerleşmiş kulağımıza… Ya Cennet gelecek yerden; dünya es-irgenir mi? Bu, pespâye esirgeme olur ki…pes yani! Cimriliğin bu kadarına söylenecek sözler de esirgenmez; kolla kendini! 

ÂCİZ VE FAKİR

Ne yaparsan yap; güçlü değilsin. Dünyayı satın alsan; güneşi alamazsın. Alsan n’olacak; hiç! Mevsimlere sözün geçmez ki. Bir kelebek uçuramazsın, bir gülü açtıramazsın da bu neyin böbürlenişi? Git şurdan; gel buraya! 

SAVAŞ VE BARIŞ

Savaş yarışında herkes kaybeder; barış yarışında herkes kazanır!

ÖLÜMSÜZLÜĞÜ GÖRMEK

Öleceğimizi bile bile; (güle güle) yaşıyoruz!

Kışlarda ölerek, baharlarda dirilerek... Ölümsüzlüğü gördüğümüzden olsa gerek!

KALEM VE KILIÇ

Sorsalar: “Kalem, kılıçtan keskin!” deriz. Deriz de... boyuna kılıcı bileyleriz. Kalemin ucunu paslandırırız; nedense!

Ne; dense?

DOKTOR VE ÖĞRETMEN

Doktor yanlış ilaç verince bedenimiz; öğretmen (yanlış kelime) verince ruhumuz yaralanıyor ve belki ölüyor! Birini görüyoruz; öbürüne körüz... Bu nasıl  gaflet?!

HIRSLARA VEDÂ

Çok şeyi çook; çok abartıyoruz da...

Hem; ölümlü bir dünyada değil miyiz!

Vedâlara alışsak iyi olur; hırslarımız     durulur biraz!

KONUŞ/AMA/MAK

Doğruları/yanlışları en yakınlar sakin sakin konuşamazken; öte/ki/lere nasıl gider ki hakikat! Önce aramızda medenî olalım; yoksa ötesine lafügüzaf derler.

HABERLERİN HABERİ

Berberdeyim. Televizyon ana haberleri sunuyor; söz-üm ona. “Yavru haber” bile yok. Haberlerde, haber arıyorum; yok. Ne kadar il-gisiz şeyler... İnsan merakı çok gereksiz şeylerle heba edilir mi!

Sunucuların diksiyon ve hitabeti oturmamışlar da işin başka acı yönü… Ya yüzü asıklara ne demeli?

Hakkın hatırını gütmeleri gerekirken; hatır güdüyorlar. Benim bildiğim; halkın haber alma hakkı diye bir şey var da... yok. Yok; bu haberler böyle yanlı taraflı devam edecekse; baştan söyleyin: “Bu haberleri dinlemeseniz de olur.” diye... Dünyamıza, ahiretimize faydası olmayan şeylerin haber değeri mi olur! Bu nasıl geveze bir çağ böyle! Haberlerin ortak özelliği; kokmaz bulaşmaz oluşu... 

Koskoca sonbahar geldi gidiyor; bir haber değeri yok, ha! Dünyanın bu kadar boşluğa düşeceği aklımın köşesinden geçmezdi; o da oldu. Güya radyo televizyonculuk diye okullar da var.

Okunma Sayısı: 228
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı