Birinci Sualiniz: Mü’minin mü’mine en iyi duası nasıl olmalıdır?
Elcevap: Esbab-ı kabul dairesinde olmalı. Çünkü bazı şerâit dahilinde dua makbul olur. Şerâit-i kabulün içtimaı nisbetinde makbuliyeti ziyadeleşir.
Ezcümle, dua edileceği vakit, istiğfar ile manevî temizlenmeli; sonra makbul bir dua olan salâvat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikretmeli ve âhirde yine salâvat getirmeli. Çünkü iki makbul duanın ortasında bir dua makbul olur.
Hem “bizahri’l-gayb” yani “gıyaben ona dua etmek,”
Hem hadiste ve Kur’ân’da gelen me’sur dualarla dua etmek; meselâ “Allah’ım, Senden kendim ve onun için dinde, dünyada ve ahirette af ve afiyet diliyorum.” (Hâkim, Müstedrek, 1: 517); “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Ve bizi Cehennem azabından muhafaza eyle.” (Bakara Suresi: 201.) gibi câmi’ dualarla dua etmek,
Hem hulûs ve huşû ve huzur-u kalp ile dua etmek,
Hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra,
Hem mevâki-i mübarekede, hususan mescidlerde,
Hem Cuma’da, hususan saat-i icabede,
Hem Şuhur-u Selâse’de, hususan leyali-i meşhurede,
Hem Ramazan’da, hususan Leyle-i Kadir’de dua etmek, kabule karin olması rahmet-i İlâhiyeden kaviyyen me’muldür.
O makbul duanın ya aynen dünyada eseri görünür; veyahut dua olunanın ahiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek, aynı maksat yerine gelmezse, dua kabul olmadı denilmez, belki daha iyi bir surette kabul edilmiş denilir.
Mektubat, s. 327
LÛGATÇE:
esbab-ı kabul: kabul sebepleri.
karin: yakın, bir şeye kavuşan, bir şeyi elde eden.
kaviyyen: kuvvetle.
leyali-i meşhure: meşhur, mübarek geceler.
me’mul: umulan, ümit edilen.
me’sur: nakledilegelen; seleften halefe nakl ve rivayet olunan meşhur ve muteber haber.
mevâki-i mübareke: mübarek, temiz yerler.
şerâit: şartlar.
şerâit-i kabul: kabul şartları.
Şuhur-u Selâse: Üç Aylar; Recep, Şaban, Ramazan.