Daha önce tenkidin psikolojik sâik, sebep, çeşit ve usûlü üzerinde durmuştuk. Bugün de edebî ve başka hissî ve nefsî boyutları üzerinde durmaya çalışacağız.
Müsbet ve insaflı tenkit, “noksanı ikmal, kusuru örtme, ihtiyacına yardım etme” şeklinde tezahür eder. Yanlış bir fikri, bilgiyi veya kanaati eleştirmek başka; arzunun fikir suretinde sunulması başka bir şeydir.
Köşe yazılarını tenkit, mevzuuyla ilgili olur. Yazarın şahsî kusur, özel hayatı ve zaafları tenkidin esasına da edebine de aykırıdır! Zira, beşeriz, şaşarız! Genel tenkitte ölçümüz şu olmalıdır:
“Hasenatı seyyiatına, sevâbı hatâsına tereccüh edenler, mağfiret ve affa müstehaktırlar.”1
Öte yandan müddei iddiasını müşahhas olarak ortaya koymalı ve ispat etmeli! “Hangi tarihli yazıda, hangi yanlış fikirlere âlet edildiği, Risale-i Nur’un hangi kitap ve hangi sayfasındaki pasajlara ters düşüldüğü ispat edilmeli. Aksi hâlde bu eleştiri değil, bir iddia olur.
Acaba fikir dediğiniz şey-el’iyazü billâh-arzu olmasın? “Bazan zâlimane intikam-ı şahsî, arzuya fikir suretini giydirir…”2 hakikatine masadak olunur.
Müstear isimle yazı yazıldığı gibi, müstear isimle müsbet, insaflı eleştiri yapılabilir. Ancak, genelleme ile özel hayatı menfî bir surette tenkit polemik sebebi de olduğunda merdane isim açıklanmalı. Zira, “İhfâ [gizlemek] ve havf [korku] riyadandır.”3 Genelleme yaparak yazının dışındaki “özel hayatla” ilgili eleştiri ve iddialar talihsizliktir. Terk edilirse tenkidin edebi; görünür vicdansızlığın, insafsızlığın dibi!
Ayrıca, diğer okuyucuların yorumları tehditvarî tenkit edilmez. Sizin tenkit etme hakkınız varsa, başkalarının da sizi tenkit etme hakları vardır. Müsbet ve acıma duygusuyla yapılan tenkit tebrike şayandır. Çünkü, “Mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır.”4
Lütufla ıslahın ölçüsü, saygıyla, önem ve değer vererek iyileşmesine yardım etmek, nezaket ve nezahetle düzelmesine çalışmaktır.
Dipnotlar:
1-Münazarat, s. 13.; 2-Sünahat, s. 70.; 3-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 67.; 4-Mektubat, s. 254.