"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İkinci çözüm süreci mi?

Ahmet BATTAL
07 Ocak 2025, Salı
Birinci çözüm sürecinin başlarında hemen hemen her kesimden herkeste bir iyimserlik varken Yeni Asya yazarları bilhassa şeffaflık meselesiyle ilgili bazı şüpheleri belirttiğinde itiraz edenler olmuştu.

Farklı dinamiklerle, ama benzer bir süreç yeniden yaşanmaya başladığında AKP trolleri tarafından efsunlanmış olanlar dahil herkes “acaba”larla karışık temkinli ve zayıf bir iyimserlik içinde.

Sebeplerini çözebilmek için yeni sürecin ve öncesinin kısa hikâyesini hatırlayalım:

-Kürtler ve içinde bulundukları rejim yönünden; İran, Irak, Suriye ve Türkiye farklı pozisyonlarda.

-Abdullah Öcalan’ın Suriye mazisi ve Suriye-Rusya ilişkileri de gösteriyor ki Suriye’nin sosyo-politik durumu diğerlerine nazaran daha farklı.

-PKK zaten uzun zamandır Türkiye’deki unsurlarının çoğunu dağlardan çekip Suriye’ye yığınak yapmış durumda idi. 

-Dolayısıyla bu dört ülkeye yayılmış Kürt siyasî hareketi ve eylemciliği açısından bakıldığında Suriye diğerlerine nazaran daha özel bir saha. 

-Bu “özel”lik hâli Türkiye açısından bir zorluk. Yani bu gidişle Suriye’de kurulacağı aşikâr hâle gelen bir Kürt yarı devleti ile ilişki tesis etmek ve anlaşmak Türkiye için şart, ama Irak’takine nazaran daha zor. 

-Türkiye’de oyun kurucular, Saddam zulmünün ayyuka çıktığı 1987’den itibaren ve sonrasında, rejim, sınırlar ve sistem bağlamında Irak’ta yaşananlardan kısmen bir ders almış olmalı.

-Bizimkilerin “Kuzey Irak” dediği coğrafî bölgede -Saddam’ın yıkılmasıyla birlikte- Dünyanın “Kürdistan” dediği ve aslında kökleri daha eskiye dayanan bir devlet ya da yarı devlet var. 

-Ama Saddam zulmünden Türkiye’ye kaçanların o dönemde burada kurdukları pozitif ilişkiler ve dönüşte kurdukları yapı sebebiyle, bu devlet, “Hangi örgüt terör örgütüdür” sorusunun cevabı açısından, zor da olsa Türkiye ile hemen hemen aynı dilden konuşmayı başarıyor. PKK ve Öcalan o devletin de hasmı gibi görünüyor.

-Buna karşılık Esad’dan sonra Kuzey ya da Kuzey Doğu Suriye’de kurulacak ve kerhen de olsa Şam’da da akredite olacak bir yarı devletin, “terörist” tanımı bağlamında Türkiye ile aynı dili konuşacağını öngörmek, buradaki oyun kurucular açısından kolay değil.

-İşte bu durum, bizde “devlet”i yani aslında arkasında BOP’çular dahil herkesin olabileceği kapalı-gizli yapıyı kendisine göre tedbir almaya itti. “Devlet aklı devreye girdi” denirken işte bu belirsiz ve riskli proje kast ediliyor.

-Suriye’de rejim ve hâkimiyet değişikliğinin sinyallerini önceden alan o derin “devlet”, Türkiye’de bunun getireceği risklere uygun senaryoların hazırlıklarına girişti ve ihtimaller üzerine siyaset yaparak Devlet Bahçeli’ye vazife yükledi. 

***

İçeride görünen kafa karıştırıcı tablonun sebebi bizce bu. 

Hem Erdoğan’ın ve hem de onun iktidarının sürmesini isteyen çevrelerin ortak talebi durumunda olan “AKMHP koalisyonunu sürdürme arzusu” bu sıkışık tabloyla birleşince ikinci açılım süreci denilen ne idüğü -henüz- belirsiz bir süreç de başlamış oldu. 

O halde yeniden yazalım: 

-Baltalarını nereye gömdüğünü bilenler için savaş baltalarının gömülmüş olması bir şey ifade etmez. 

-Bu coğrafyada mesele milliyetçiliğe kalıcı ilâç bulmak ve devletler arasındaki sınırları kaldırmak ya da en azından zayıflatmaktır. Aynen AB gibi. Suriye’nin toprak bütünlüğü bu sebeple de mühim.

-Dün ak dediğine bugün kara diyenlerle uzun soluklu iş yürütülemez.

-Düşmanı sık değişenin dostluğuna güven olmaz.  

Okunma Sayısı: 1706
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    7.1.2025 13:32:05

    Yapılanların seçim için olduğunu ifade etmek asla abartı değildir.Zira seçim kazanmak için mühürsüz ve mükerrer 2-3 milyon oyu olanların,kamu kaynaklarını hakkıyla kullanmak ve kullandırtmak yerine işine geldiği şekilde dağıtan ve kullananların hele hele bugüne kadar terörist devlet için yaptıkları güneş gibi ortada duranalrın sözlerine inanmak gaflettir. Zira ilk çözüm sürecinde kendi ağzıyla PKK için operasyona izin verdirtmeyerek 1100'den fazla masumun canına kast edilmesi ve bunun ağzından ikrarı ile iktidarın başına da kuyruğunada inanan aldanıııır.

  • İhsanUÇAR

    7.1.2025 12:40:37

    " Devlet Aklı "na değil, demokratik akla ihtiyaç var...

  • A. Yılmaz

    7.1.2025 10:59:14

    Ahmet Türk şöyle demişti: Bu meseleyi çözerse Erdoğan çözer! Kürtler Erdoğan'dan umutlu. Kürt solu Kemalist sistemden kendilerine fayda olmadığını anladı anlaşılan.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı