Konuşmamızın başlığını “dava ve mücadelemiz” olarak tesbit eden ve böylece bize de güzel bir çerçeve çizen Kardeşlerimize binler teşekkür.
Davamız nedir?
Bizim Hazret-i Peygamberden ve ümmetinden ayrı bir davamız olmaz, olamaz. Bizim davamız asıl davaya delil olmaktır.
Dellallık, tellallıktır. Tellallık çağırıcılıktır, davetkârlıktır.
Bu zamanda dellallık topuzdan uzak nur göstermek ve nasihat etmekle olur.
Yeni Asya, her asra seda veren İslâm’ın en gür sedasını bu asrın ve gelecek asırların kulağına üflemekle vazifeli bir ekibin davasının adıdır.
Yeni Asya, “dine hizmeti sadece devlet yapar” diyenlere inat, sivil ve ihlâslı din hizmeti yapan bütün ekiplerin ve grupların önünü açan bir dozerdir. Cemaat kavramını muhafazaya yönelik neşriyatının ve adalet arayışının maksadı da budur.
Yeni Asya “Tek doğru benim doğrumdur” demez. Kendi doğrusunu ortaya koyar ve tercihi alıcılara bırakır. “Herkes kendi mesleğinin muhabbetiyle yaşasın” ister.
Yeni Asya, iman hizmetini asıl hizmet bilenlerin sahiplendiği bir gazetedir.
Ama Yeni Asya aynı zamanda, iman hizmetinin içinde siyasetçiye adalet ve hürriyet dersi vermenin de var olduğunu bilenlerin çıkardığı bir gazetedir.
Bu sebeple, Yeni Asya, hakikatte siyasî bir gazete değildir. Yeni Asya, muhalif-muvafık ayrımı gözetmeksizin, alıcıları açık olan her siyasetçiye “içtimaî iman” dersi veren bir yayın organıdır.
Bu çağda din hizmetini keramet ve karizma sahibi şahıslar değil mütesanid ekipler yapar. Nur fabrikaları, Gül fabrikalarına destek olur.
Hizmet ekipleri, mıknatıs gibi cazibe sahibi projeci şahsiyetlerden ve onların etrafında kenetlenen demir gibi sebatkârlardan oluşur. Bu fıtrîdir. Demir gibi sebatkârları bir araya getirmeyi başaramayan mıknatısın enerjisi boştadır, değeri sıfırdır.
Hele başka mıknatıslarla itişen mıknatıs, ortamı kaosa sürükler, enerjiyi ziyan eder.
O hâlde, mıknatıs şahsiyetlere, “birbirinizi itmeyin, pozisyonunuzu doğru ayarlayın, yani nefsinizi ezin, yönünüzü doğru tarafa yönlendirin ki ekiplerinizle birlikte birbirinize yapışıp büyük ittihadı temin edebilesiniz” diyecek âkıl adamlara her zaman ihtiyacımız vardır.