Bu günler Allah’ın rahmet ve mağfiretinin coştuğu günlerdir. Bu manevî ticaret ayı, bulunmaz bir ganimet ve nimettir. Kendimizi hesaba çektiğimiz bir silkeleniş ve diriliştir. Aslî vazifemiz olan kulluğumuza daha bir şevkle döndüğümüz, acizliğimizi gördüğümüz bir aylık eğitimdir. İnsanın hem bedenen hem ruhen bakıma alınıp ayar verilişidir. Yenilenmesi ve tazelenmesidir. 

Bu yıl Ramazan ayı başlangıcının 1 Mart’a tevafuk etmesi inşallah bahar müjdesi gibi güzel ümitlere ve sevinçlere vesile olur. 

Bu güzel günlerin her dakikası çok kıymetli olduğu için, zamanımızı etkin kullanarak ahiret hesabımıza manevî akçeleri atmaya bakmalıyız. Yoksa sayılı günler çabuk biter, bir ticaret yapamadan pazar toplanır gider. Bu da çok büyük bir kayıp ve ahirette pişmanlık sebebi olur. Peygamber Efendimiz (asm), “Eğer ümmetim Ramazan ayının şeref ve kıymetini hakkıyla bilmiş olsalardı bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi.” 1 buyurmuştur. 

Bu manevî pazarda neler yok ki? Af isteyene af, katlayarak artan sevaplar Cehennemden kurtuluş, duaların kabulü, zikir ve şükürler ile elde edilen akla hayale gelmeyen Cennet nimetleri ve malları.. 

Kendimize bir söz verelim ve bu Ramazan, ömrümüzde en şuurlu geçirdiğimiz Ramazan ayımız olsun. Yeni bir Ramazan’a kavuşmak da nasip işi. Çok şükür Allah bize bu yıl da Ramazan ayını görmeyi nasip etti. Biz de bu Ramazan pazarından kârlı çıkanlardan oluruz inşallah.

Dipnot:

1- Et-Tergib ve’t-Terhib, 2-102.