"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine deprem, yine ihmal

Faruk ÇAKIR
25 Nisan 2025, Cuma
23 Nisan 2025 Çarşamba günü öğle saatlerinde meydana gelen deprem sebebiyle Türkiye gündemi yeniden “Beklenen büyük İstanbul depremi”ne kilitlendi.

Milyonlarca insanı korkutan ve sokaklara döken Silivri merkezli deprem bir defa daha afetlere karşı gerekli tedbirleri almadığımızı da göstermiş oldu.

İstanbul’da olanlar bizzat yaşadı, olmayanlar da ‘canlı yayın’larla deprem anını yaşamış gibi oldu. Saat 12.49’da meydana gelen deprem 6,2 büyüklüğünde ölçülmüş ve İstanbul adeta beşik gibi sallanmış. Depremin ardından gelen artçı sarsıntılar, yaşanan korkuyu daha da pekiştirmiş. Haberlere yansıdığına göre 151 kişi yüksekten atlayıp yaralanmış. 

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, ilk deprem; Silivri ilçesi açıklarında meydana gelmiş ve 3,9 büyüklüğünde kaydedilmiş. Bu deprem çevre illerden de hissedilirken 12.49’da Silivri açıklarında 6,2 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiş. Artçılar devam ederken 5,9 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiş. Büyükçekmece açıklarında meydana gelen deprem, 6,99 kilometre derinlikte gerçekleşmiş. 

Resmî açıklamalara göre deprem sonrası tüm ekipler hızla harekete geçmiş ve alt yapı ve enerji hatlarında herhangi bir sıkıntı olmadığı anlaşılmış. AFAD ise, depremin ardından riskli binalara girilmemesi konusunda uyarıda bulunmuş.

Allah beterinden muhafaza etsin ve hepimize geçmiş olsun. Ancak bu deprem başta idareciler olmak üzere bizi uyandırmaya yetecek mi? Hatırlanacağı üzere 1999’daki “Marmara Depremi” sonrasında başta İstanbul olmak üzere şehirlerimizin depreme dayanıklı hâle getirileceği söylenmişti. Hatta, “İstanbul’un tamamını yıkıp depreme dayanıklı olacak şekilde yeniden inşa edeceğiz” diyen bakanlar ve diğer idareciler olmuştu. Peki bu sözlerin yerine getirildiğini kim söyleyebilir?

İstanbul’un yeniden imar ve inşasının ertelenmesi ve ötelenmesi elbette ekonomik tablo ile de alakalıdır. Çoğu vatandaş, oturduğu ev depreme dayanıklı olmadığı hâlde ‘bina dönüşümü’ne razı olmuyor. Bugün 2+1 evlerin yenilenmesi için ev sahiplerinden en az bir milyon beşyüz bin TL (1.500.000) para istenmektedir ki zaten geçinmekte zorlanan birinin bu miktarı denkleştirmesi pek de mümkün değil. Böyle olunca depreme dayanıklı olmayan eski binaların yıkılıp yerlerine yeni ve depreme dayanıklı binalar yapmak mümkün olmuyor.

Ne edip etmeli ve sağlam binalar yapmak durumundayız. Hele İstanbul, öyle bir hâle geldi ki deprem korkusu sebebiyle evlerinden çıkan insanlar sokaklara bile sığmaz durumda. Bir de ‘deprem toplanma alanları’nın başka maksatlar için kullanılması var ki tam bir ihmal...

Millet ve idareciler olarak ‘son deprem’den önce uyansak iyi olacak.

Okunma Sayısı: 261
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı