"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Genç Türkiye” tehlikede mi?

Faruk ÇAKIR
23 Nisan 2025, Çarşamba
Yıllardan beri “genç nüfus”a sahip olduğumuzdan dolayı övünüp durduk. Hatta, “Avrupa’nın pek çok ülkesinin nüfusundan daha fazla ilkokul öğrencimiz var” dedik.

Evet, genç bir nüfusa sahibiz ama artık bundan sonra “sahiptik” diyecek duruma geliyoruz. Türkiye’yi idare edenlerin beyanına bakılacak olursa nüfusumuz her geçen gün biraz daha yaşlanıyor ve bundan sonra “genç nüfusa sahip olmak”la övünemeyeceğiz.

Elbette nüfusumuzun yaşlanmasının birden çok sebebi vardır. Nihayetinde dünya nüfusu da yaşlandığına göre Türkiye’nin bu ‘rüzgâr’dan etkilenmemesi mümkün değildi. Ancak asıl konuşulması gereken mesele, genç nüfusa sahip olduğumuz yıllarda bunun kıymetini bilip bilmediğimizdir. Genç nüfusa sahiptik, ama bu gençleri en iyi şekilde eğitim aile yuvası kurmalarına imkân sağlayabildik mi?

Yine Türkiye’yi idare edenlerin beyanlarına göre gençler artık daha ileriki yaşlarda evlenmeyi tercih ediyor. Bu arada evlilik sorumluluğu almak istemeyenler de var. Bu durum, Türkiye’yi idare edenlerin birinci gündem maddesi olması icap ederdi. Fakat geçmiş yıllarda bu meselelerle pek ilgilenen olmadı. 

Gençlerin vaktinde evlenmemelerinin de elbette pek çok sebebi vardır. Son yıllarda bu sebeplere ‘ekonomik zorluklar’ da eklenmiş oldu. “Gençler, niçin evlenmiyorsunuz?” diye soran ve şikâyet eden idareciler; bu hususta genleri hiç dinlemiş midir? Hayat şartlarının da değişmesiyle artık yeni bir yuva kurmak çok daha zor duruma gelmiştir. Bir gencin evlenmesinin ortaya çıkaracağı maddi faturayı bir ailenin karşılaması 10 ya da 20 yıl önceye nispetle daha zor değil midir? Elbette tek sebep ekonomik sıkıntılar değil, ama bu durum ciddi bir engel değil mi? 

Bugünkü şartlarda değil ‘asgarî ücretle’ bunun iki katı maaş alan (40 bin TL diyelim) bir gencin bile büyük şehirlerde kira vererek geçinmesi kolay değil. Bakın, ‘imkânsız’ demek icap ettiği halde bir açık kapı bırakarak, ‘kolay değil’ diyoruz. Evi olmayan, kira veren bir yeni evli çiftin geçinmesi için kaç liraya ihtiyaç duyduğunu Türkiye’yi idare edenler hesaplamış olabilir mi?

Bir başka mesele de, gençlerin ‘ev sahibi olma hayali’nin neredeyse yıkılmış olmasıdır. Kınadıkları ve karaladıkları geçmiş yıllarda mesela bir memur tasarruf ederek belli bir senede ev alma ihtimali oluyordu. Şimdi ise bu ihtimaller iyice zorlaşmış durumda.

Geçenlerde emekli bir memur dostumuz, şu an memur olan oğluna; “Oğlum, elini biraz çabuk tut. Tasarruf et ve bir ev sahibi ol. Bakın biz de sizin gibi memurduk ve ev sahibi olduk. Siz niçin bir ev sahibi olamıyorsunuz?” diye sormuştu. O memur çocuk da, “Baba hesap ortada. Ben altığım bütün maaşı kenara ayırsam, hiç harcamasam yine de 10 yıl içinde bir ev parası biriktiremiyorum. Durum bilginiz gibi değil” demişti. 

Peki, bu genç memurlar haksız mı? Büyük şehirlerde bir evin en az 4 ya da 5 milyon olduğu düşünülürse memur maaşıyla bu evlerin satın alınma ihtimali çok uzak değil mi?

Türkiye’yi idare edenler “Türkiye gerçekleri”ni görmek mecburiyetinde, vesselam.

Okunma Sayısı: 335
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı