İslâm’a göre, mal-mülk insan için bir imtihan vesilesidir ve bu dünyadaki servet, gerçek manada insanın değildir.
Allah Resulü, malın sadece Allah yolunda harcandığında kişiye ait olduğunu, geriye kalanların ise vârislere kalacağını vurgulamıştır.
Mal konusunda insan dört gruba ayrılır:
1. Hem malı hem de ilmi olan ve bunları Allah’ın rızası doğrultusunda harcayan kişi. Bu kişi en yüksek mertebeye ulaşır.
2. İlmi olan ama malı olmayan, iyi niyet sahibi olan kişi. Malı olsaydı hayır yapacağını söyler ve niyetiyle aynı sevaba ulaşır.
3. Malı olup ilmi olmayan, servetini nefsine göre harcayan kişi. Bu kişi en kötü durumda olandır.
4. Ne malı ne ilmi olan, sefihlere özenen kişi. O da niyetiyle günaha ortak olur.
MAL DA, MÜLK DE, ALLAH’INDIR.
İbni Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir keresinde, “Hanginiz, vârisinin malını kendi malından daha çok sever?” diye sordu. Cemaat: “Ey Allah’ın Resûlü, içimizde, herkes kendi malını vârisinin malından daha çok sever” dediler.
Bunun üzerine: “Öyleyse şunu bilin: Kişinin gerçek malı hayatında gönderdiğidir. Geriye koyduğu da vârislerinin malıdır.”
Abdullah İbnu’ş-Şihhîr (ra) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Elhâkümü’ttekâsür sûresini okurken yanına geldim.
Bana şöyle buyurdu: “İnsanoğlu malım malım der. Hâlbuki âdem-oğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? [Gerisini ölümle terkeder ve insanlara bırakır.]”
Şunu unutmayalım, Yunus’un dediği gibi;
“Mal sahibi mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan, mülk de yalan,
Var biraz da, sen oyalan”.
O hâlde, malın da mülkün de, gerçek sahibi Allah’tır. Bizler ise her an bize verilen emanetler ile imtihan oluyoruz.
Netice olarak, mal ve mülk gerçek manada Allah’a aittir ve insana sadece bir emanet olarak verilmiştir. İnsan, bu emanetleri nasıl kullandığıyla imtihan edilir. Yunus Emre’nin sözleri de bu hakikati güzel bir şekilde ifade eder.
Mal da yalan, mülk de yalan; bu dünyada insan sadece bir müddet oyalanmaktadır.
Her şeyin sahibi Allah’tır ve insan, dünya nimetlerini sadece O’nun (cc) rızası doğrultusunda kullanarak gerçek başarıya ulaşabilir.