Gözleri, kulakları, dilleri ve bedenleri çirkinlikten koruyan bir perde indi şehrimize: ” Oruç”
Üsküp sokaklarını rahmet iklimine açtı yine yeniden. Saat kulesi mü’minlere namaz vaktini hatırlatmaya devam ederken oruç gelivermişti şehre. Her sene vaktini hiç şaşmadan kalplere merhamet ve teslimiyet aşılamak üzere geldiği gibi..
Üsküp’ün nişânesi Sultan Murat Camii’nin etrafındaki evlerde büyük müjdeye, iftara hazırlık var, sabırla. Çarşıda dingin bir kalabalık Murat Paşa Camii müezzininin çağrısına daha çok kulak veriyor bugün, coşkuyla. Bit Pazarı ve tüm camiler bugün öyle bir kalabalık ki oruç hem beden hem de ruhları beslemek için şehre bereketini taşımakta cömertçe. Gazi Baba mahallesinin en masum varlıkları çocukların mutluluklarıysa tarifsiz. Annelerinin şefkatinden daha derin bir rahmetle kuşatıldıklarını hissediyorlar bugün heyecanla.

Üsküp’ün âlim kokan mahallesi Dükkancık’ta ise oruç, bu şehrin güzel adamlarını bir kez daha duayla ve hayırla yâd ettiriyor bugün, ihlasla.
Oruç bugün tüm mü’minlere açlığı ve yokluğu hatırlatır. İnfak etmeyi öyle bir ilham eder ki gönüllere, imtihan içindeki tüm fakirleri sevindirecek bir cömertlik hâkim olur şehre, hesapsızca.
Sahi, oruç her şehre uğrar mı?
Uğrar. Rahîm olan Allah her şehre oruç mu’cizesini gönderir lâkin bazı şehirlerin günahları galebe çalar ve orucun getirdiği rahmet denizine bile kalbini kapatır. Bu yüzden oruç bu şehirlerden kaçar. Ya Üsküp? Güzel Üsküp’ü oruç hiç terketmedi hamdolsun. 627 yıldır oruç bu şehirden gitmedi ve inşallah hiç gitmeyecek.