"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yalçınkaya Kararında AİHM ne dedi?

Ahmet BATTAL
28 Kasım 2023, Salı
AİHM’in Yüksel Yalçınkaya kararının Adalet Bakanlığınca yapılan resmî tercümesi nihayet tamamlandı ve geçen hafta AİHM’in web sitesinde yayınlandı.

Önceki çeviriler de ana hatlarıyla yeterliydi ama biz bu “resmî” tercümeyi esas almayı uygun bulduk. 

AİHM kitap gibi hacimli bu kararında Türkiye Hükümetine ve Türkiye Yargısına özetle şunları söyledi:  

1. Terör ile ilgili yargılamaların zorluğunun farkında olduğumuz gibi 15 Temmuz ve ardından yaşananlar hususundaki zorluklarınızın da farkındayız. Bunlar hukuki süreçleri ve delil/usul kurallarını makul ölçüde zorlamanız için haklı bir gerekçe olabilir ama size ve üye devletlere temel insan haklarını ve bilhassa suçun ve cezanın kanuniliği ve şahsiliği ilkesini göz ardı etme hakkı vermez.  

2. FETÖ/PDY adıyla bir örgütün varlığı ya da yokluğu ve varsa ne zamandır var olduğu meselesi benim değil sizin iç meseleniz.  

3. Akim kalan bir eylem olarak 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün gerçek bir darbe planı mı yoksa kendi iç dinamiklerinde başarısızlığa endekslenmiş kontrollü bir darbe senaryosu mu olduğu hususu da sizin iç meseleniz. 

4. Daha da önemlisi 15 Temmuz’un “FETÖ/PDY” adını verdiğiniz bir örgüt tarafından ya da onun da iştirakiyle icra edilip edilmediği de sizin iç meseleniz.  

5. Yukarıdaki üç varsayımın doğru olduğunu kabul ederek baktığımda dahi Yüksel Yalçınkaya’ya ve benzerlerine verilen ceza kararında ben şunu görüyorum: Siz çok sayıda kişiyi kanunlarda suç olarak tarif edilmemiş eylemleri sebebiyle “terör örgütü üyesi” sayıp cezalandırıyorsunuz. Bu yanlıştır ve ağır bir insan hakları ihlalidir.  

6. Öncelikle, ByLock uygulamasının bu örgütün üretip/ürettirip kullandığı haberleşme uygulaması olması, tek başına, bu haberleşmeleri, özel hayat dediğimiz ve gizliliğine değer verdiğimiz legal alandan çıkarıp terör örgütü üyeliğinin gereği olarak ve suç işlemek için yapılmış gizli haberleşmeler haline getirmeye yetmez.  

7. Bunun için haberleşmelerin içeriğine bakmalı ve suç işleme hazırlıklarını da içeren yazışmaları bulmalıydınız.  

8. Sanıkların bir grup olarak birbirleriyle gizli haberleşme yapmış olması ve bunun tesbit/isbat edilmiş olması, bu kişilerin bilhassa “örgüt adına suç işleme” iradesini gösteren yazışma içerikleri ya da başka deliller ortaya konmadan, suçlama için yeterli değildir.  

9. Siz “yedi katlı örgütün bütün katmanlarındakilere değil sadece üst katmanlardakilere ceza veriyoruz” diyorsunuz ama ByLock içerikleri alt katmanlardaki sıradan cemaat mensuplarının da bu uygulamayı kullandığını ve dolayısıyla sizin de bunu kullanan herkesi örgüt üyesi sayıp haksız şekilde cezalandırdığınızı gösteriyor.  

10. ByLock için geçerli olan bu yaklaşım, sanıklara ceza verilmesine sebep olan yan deliller durumundaki sendika üyeliği, dernek üyeliği ve benzeri eylemler açısından evleviyetle geçerlidir. Zira bunlar da kanunlarınızda bizzat kendisi suç olarak tarif edilmiş eylemler değildir.  

11. O halde benzer davalarda da çok sayıda kişiye verilen ceza hukuksuzdur. “FETÖ Davaları” hakkında genel bir değerlendirme yapıp yol yakınken dönmelisiniz.  

Şimdi ne olacak? 

Bu kararın içerideki yansımalarının birinci etabı ilk derece mahkemelerinin devam eden davalarda bakışının değişecek olması idi. (Kamuoyuna yansıyan bilgilerden kısmen bazı iyileştirmeler olduğu anlaşılıyor.).  

İkinci etabı ise ceza ile kesinleşmiş dosyaların yeniden yargılamaya tabi tutulması. Bunun için ise ilk derece mahkemeleri ve ara derece (istinaf) mahkemeleri, -biraz da haklı olarak- üst derece mahkemesinin (Yargıtay’ın) kendi önündeki dosyalarda ne diyeceğine bakıyorlar.  

Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise bu dosyalarda AİHM’in yaklaşımına uyup uymayacağını bu günlerde belirleyecek ve üyeler arasında içten içe bir tartışmanın olduğu da tahmin edilebilir.  

Yargıtay 3. C.D.nin Can Atalay kararında Anayasa Mahkemesi ile girdiği polemik de aslında yüksek yargıdaki bu iç kavganın dolaylı bir yansıması. 

Okunma Sayısı: 6192
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kenan

    29.11.2023 02:17:18

    Ahmet Bey bunları daha ilk günden söyleyen bir hukukçu olarak sizi tebrik ediyorum

  • Mehmet

    29.11.2023 00:04:45

    Allah razi olsun, elinize saglik

  • Cengiz

    28.11.2023 23:41:07

    Güzel ve yararlı yazınız için çok teşekkürler. En büyük gerçekler ıskalanınca ülke işte bu hale geliyor vesselam.

  • Hasan M

    28.11.2023 18:19:36

    Her türlü kural ve kanunu aşabileceğini düşünen, hukuku siyasetin köpeği olarak gören zihniyete diyoruz ki: Elinizden geleni yapın! Biz de (gerekeni) yapmaktayız! Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!

  • Erhan

    28.11.2023 12:14:11

    Eğer mahkeme-i Kübra’da Yüce Mevla’m sizleri bana sorarsa, Allah’ım bu insanlar, hep Hak, Hukuk, Adalet diye haykırdılar ve bu insanlar gerçek Nur talebeleridir diyeceğim.

  • Hasan M

    28.11.2023 11:26:27

    Yakın zamanda yeniden yapılanma deyip beni de aldılar. Şimdi tahliye oldum. Yorumlarınızı değerli buluyorum. 6. maddedeki konu Avrupada halk arasında bile mevcut. Mesela bazı sülaleler kendi arasında özel server dan e-mail hesapları açıyor. Sadece ordan mesajlaşıyorlar. Yani kendi soyisimleriyle kurdukları GMail benzeri hizmetleri kullanıyorlar.. Bilgisayar ve yazılımdan anlayan aile üyeleri bu konuda çalışıyor. Bunu daha havalı ve daha güvenli buluyorlar. Bir de şunu eklemek isterim. Hapisteyken 7yıldır orda kalan insanları gördüm. Sinirleri iyice zayıflamış olmasına rağmen kendilerini Kur'anla, sanatla, sporla meşgul edip gün doldurmaya çalışıyorlar. Darbenin failleri hakkında bilgileri yoktu. Vicdanı iflas etmemiş hangi insanoğlu varsa bununla ilgili çalışmaya davet ediyorum. 7 yıl demek 28 mevsim demektir. Aynı küçük beton kutunun içinde 28 mevsim geçirmişler. Her bir gün daha herkes için vebal sayılır.

  • Oğuz Yiğiter

    28.11.2023 10:28:28

    Resmî ideolojinin kıskacında kıvranırken, iç hukuk garabetleri için, AHİM'e sığınanlar, gücü ele geçirince kendi yaptıkları hukuksuzluklara karşı verilen AHİM kararlarına, "bizim için yok hükmünde" diyebiliyorlar. Sizce de garip bir tecelli değil mi..?

  • S.topuz

    28.11.2023 03:06:38

    Yanlış hesap BAĞDATTAN döndüğü gibi, AİHMahkemesinden de bir gün geri döneceği hiç hesap edilmedi mi, yoksa her şey zamana oynamak mı idi? Bilemiyoruz!? Ama bilinen bir gerçek var ki, o da çok masum İnsanların en temel hakları gasbediliyor göz göre göre! Sonra da, bize kimse güvenmiyor, Dış Sermaye Ülkeden kaçıyor, uçuyor, geri gelmiyor, enflasyonu tutamıyoruz diye ağıt yakıyoruz! Adalet yara alırsa orada Ekonomi ve Enflasyon düşer mi? Soruyorum, düşer mi? Düşmeeezzz! Düşmez! NOKTA! Kendi düşen ağlamazmiş amma ve lâkin, nedense bizim Siyasîler hep çığlık atarak ağlıyor ve sızlıyorlar maalesef! Yapacak bi şey yok, ceketi alıp İSTİFA etmekten ve yeni bir "Millî Mutabakat Hükumeti" kurmaktan başka ÇARE yok! Yokkk! İstersen bi dene! Nasıl olsa deneye deneye labaratuar gibi olduk! Belki böylesi daha hayırlı olabilir?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı