"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müjdelenen ahirzaman garipleri

Abdurrahman AYDIN
20 Mart 2025, Perşembe
Rasûl-ü Ekrem Efendimizin (asm) bir müjdesi:

“Muhakkak İslâm [nasıl ki] garip olarak başladı. [Aynı şekilde ahirzamanda] Başladığı gibi yine garip olarak dönecek [garip bir hâlde iken tekrar zuhur edecek]  Öyle ise [o zuhurdan önceki zor zamanda sebat eden] gariplere ne mutlu!”1

Bu hadisi “İslâm garip başladı. Yine garip hâle dönecek” mealinde tercüme edenler de vardır. Elmalılı (ra), buna şiddetle karşı çıkar ve Üstadımız gibi o da der ki: “İslâm’ın istikbâli gece değil, gündüzdür! Sönük değil, parlaktır! Ara sıra basan gece zulmetleri onu dinlendirip tekrar uyandırmak içindir. Birçok kimseler bu hadisi hep mü’minleri korkutmak için söylemişler, onları ümitsizliğe ve bedbinliğe sokmuşlardır. Bu hadis ‘İslâm garip olarak zuhur etti, ileride tekrar garip olarak zuhur edecek’ manasındadır. Hadiste geçen ‘Fetûbâ’ (Ne mutlu) kelimesi korkutmak için değil, müjde içindir. Çünkü onlar, Sabikunlar (İslâmı ilk yayan bahtiyar kimseler) gibidir.”2

Buradaki “garip” kelimesine “eşsiz ve benzersiz şekilde” manası vermek de mümkündür. O takdirde İslâm’ın tekrar zuhurunun “çok garip, eşsiz ve acayip” olacağı anlaşılır.

Hülasa bu hadis, bütün bu manaları muhtevîdir.

AHİRZAMANIN HANGİ FASLINDAYIZ?

Kendimize ve çevremize baktığımızda şunları görüyor muyuz?

Güçsüzlük… Şevksizlik… Dağınıklık… İtibarsızlık… Dışlanma… Küçümsenme…

Bu “gariplik” veya “sahipsizlik” ya da “horlanma” neden acaba?

Hiç hak etmedikleri hâlde Nur Talebeleri bu durumları hangi dönemlerde yaşar?

“Efendim, her zaman böyle idi! Hiç değişmedi ki!”

Hayır! Her zaman böyle değildi! En azından bu kadar olmamıştı! Saydığımız bu menfî duyguların dozajı, Üstad’ın vefatından bu yana hiçbir zaman bu kadar artmamıştı! % 40’lık bir sancı ile % 80’lik bir sancı aynı değildir! Çalışma ve hizmet devam ediyorsa sancı az sayılır. Fakat hizmeti zayıflatıp yatağa düşüren bir sancı, hele umumî bir hastalık hâline gelmişse manevî bir “pandemi” var demektir. 

Neden eskiden uçanlar şimdi ancak koşabiliyor, koşanlar ancak yürüyebiliyor, yürüyenler ise şimdi emekliyor? Bize ne oluyor?

Sohbetlerde çevremize bakınca yeni yüzler neden pek görünmüyor?

Haydi benim gözlüğüm “bedbin” olsun, ama ülkemize baktığımızda da dindarlık artmıyor, bilâkis azalıyor!

İstatistikler de mi yalan söylüyor?

Bulundukları yerlerin nüfusları artarken aynı yerlerin camilerindeki cemaat neden gözle görülür şekilde azalıyor?

Küresel ölçekte bakıldığında da müslümanların hâli ortada. Aynı dağınıklık, aynı sahipsizlik ve aynı zulmet…

Yoksa Deccal yeniden hücum mu etti? Ve manevî havayı kirletip ruhlarımızı hasta mı etti?

“Efendim, Deccal da, Süfyan da geldiler. İmtihan meydanı olan bu dünyada görevlerini yaptılar. Bunlara karşı Hz. Mehdî ile Hz. İsa (as) da geldi. Şimdiki mücadele ise onların şahs-ı manevîleri arasında devam ediyor” denilebilir.

Genel kabul ve yorum budur belki ama niye bu hâle düştüğümüzü cevaplamaya bu yorum yetmiyor. Üstelik bir ümit de vermiyor.

O hâlde biz de Nurlar’a yeniden bakar ve bu soruların cevabını bulmaya çalışır ve bir başka yoruma daha kapı aralarız:

İşte ahirzaman fasıllarını anlatan ve şifrelerin bir kısmını açan bir rüya… “Sadık bir rüya” olmalı ki, Üstad Nursî (ra) onu kitaba koymuş, demek ki tasdik ediyor.

Bu acayip rüyaya göre, önce Ay (Mehdî Aleyhisselam olmalı) yerin karnından süratle çıkıp yükseliyor, dolunay hâlini alıyor ve karanlığı bir nebze dağıtıyor. Fakat bu hâl devam etmiyor, bu Ay batıyor ve cihan baştan başa yine zulmet içinde kalıyor!

Sonra batıdan bir mızrak boyu yükseklikte birden Güneş (Hz. İsa Aleyhisselam olmalı) zuhur ediyor. Fakat onun ışıkları da biraz sönük! Ufku takiben hızla kuzeye (Allahü a’lem zulmeti neşreden Büyük Deccal’ın işini bitirmeye) doğru gidiyor ve nihayet o da kayboluyor.

Artık bundan sonra “üçüncü bir aydınlık” yok! Çünkü burada Hulusî Yahyagil: “Kıyamet kopuyor diye uyandım” diyor.3

Meğer biz Ayın battığı, Güneşin ise henüz doğmadığı ikinci karanlık devrede bulunan gariplermişiz! (HAŞİYE)4

O hâlde, ahirzamandaki “Birinci Karanlık Devrin Garipleri” gibi, sebat edebilen bu “İkinci Fetretin Gariplerine” ne mutlu!

Dipnotlar:                                                                                                                                                                   

1) Müslim, İman, 232 

2) Hak Dini Kur’an Dili, VII/3713

3) Barla Lahikası, s. 202.

4) HAŞİYE: “Risale-i Nur’dan Gaybî Kavramlar” adlı kitabımızda ve bazı yazılarımızda me’hazlarını vererek belirttiğimiz gibi, özellikle Sırr-ı İnnâ A’tayna Risalesi’nden ve Hutbe-i Şâmiye’den çıkardığımız mana, Büyük Deccal’ın, ileri karakolu hükmündeki Süfyangillerden tam 101 sene sonra zuhur ve taarruz edeceği ve ona karşı mücadeleyi de Hz. İsa’nın (as) vereceği ve onu o öldüreceğidir. Şimdiye kadar gerçekleşmeyen cihanşümul bir sulh-u umûmînin, ancak Büyük Deccal’ın öldürülmesinden sonra olacağı anlaşılmaktadır. Doğrusunu Allah bilir.

Okunma Sayısı: 3002
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Fikret KABA

    21.3.2025 07:41:02

    Aklınıza, Sağlık Allâh râzı olsun Abdurrahman bey, kararan ümüdimize güneşi gösterip bir nebze olsun Aydınlığı gördük, İnşaallah

  • Yıldız Fırtına

    21.3.2025 05:56:12

    Ay batmış güneş henüz doğmamış İsa mı bekliyoruz yoksa feyalilacep!? Mehdinin ra arkasında namaz kılan kimdi!? İsa as gelecekse Risale-i Nur kıyamete kadar nası devam edecek hani ahirzamanın son mürşidi son müceddidi son kurtarıcısı Mehdi ra idi!? Tekelluflu sıkıntılı yorumlar insanı sıkıntıya sokar. İlgili konuları bir kez daha tahlil etmenizi tavsiye ederim. Yazının beşaret kısmı ise umitvar olunuz şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada İslam'ın sadası olacaktır dan başkası değil. Zaman zaman Mehdi'nin ordusu darbeler yiyecek ama yenilmeyecek muzaffer olacak bilmana hadisine göre yaşanan olumsuzlukları da hayırlı görmek lazım diye düşünüyorum. Fecri sadık burnumuzun dibinde az bir sabır daha inşallah..

  • Avni Aladağ

    20.3.2025 22:43:11

    İkinci deccaliyet,süfyaniyet devresi ve kadrosuyla karşı karşıyayız.bunun farkında olan insan yok denecek kadar az.yani yüzyıl öncesinin benzerini yaşıyoruz.sadece farkı,bugün daha derin ve daha yeşil bir nifak,süfyaniyet yaşanıyor o kadar. Batılın,hak davası iddiasında bu yüzden başarılı oluyor ve bu nifakında daha fazla taraftar toplayabiliyor..hak ehli olarak işimiz gerçekten zor...

  • Mualla

    20.3.2025 20:57:18

    Son günlerde,Hz.Üstadımızı hep "bir ümid muallimi olarak Bedîüzzaman" ifâdesiyle yâdeder olmuştum.Bütün yazılarını dikkatle takip ettigim yazarımızın tefekkürüne bereket.

  • Abdullah

    20.3.2025 20:31:34

    Üzeyier Şenler, Üstad Hazretleriyle son görüşmesinde, Üstad'ın kendisine Risa le-i Nur'un hakiki sahipleri çok ileride geleceler, ileride..Bizler Ahirzamanın bir faslındayız.Daha önümüzde çok u zun bir zaman var.Bin yıllık hakimiyet devresi gelecek.Bin yıllık mağlubiyetin neticesinde bin yıllık hakkın galibiyeti gelecek.Muhakemat, 8 ve 9.mukadde mede bunların izahı var.Bakılabilir.

  • Raşit örenel

    20.3.2025 13:55:28

    Sırf vazifesini yaptığı için her türlü hücum ve iftiraya maruz kalmasına rağmen sebat edenlere ne mutlu.

  • HÇeşitcioğlu

    20.3.2025 12:06:09

    “Deccal da, Süfyan da geldiler. İmtihan meydanı olan bu dünyada görevlerini yaptılar. Bunlara karşı Hz. Mehdî ile Hz. İsa (as) da geldi. Şimdiki mücadele ise onların şahs-ı manevîleri arasında devam ediyor” denilebilir. Genel kabul ve yorum budur belki ama niye bu hâle düştüğümüzü cevaplamaya bu yorum yetmiyor. Üstelik bir ümit de vermiyor. O hâlde biz de Nurlar’a yeniden bakar ve bu soruların cevabını bulmaya çalışır ve bir başka yoruma daha kapı aralarız” Farklı farkında uyanık bir kalp bir ses, daha sık yazmazsa vebale girer. Eyy zaman tünelinde yazıp çizen bedbin fanatik yorgunlar, artık ümitvar ve şevkliler yer verin kendiniizi muhasebe murakebe edin. Ceridemiz; 55 yılda sayısız fedakar fedakar ve yiğitlik üstüne kuruldu, kimsenin baba mülkü değil. Birileri zengin olup çok verdiyse, az veren ve uzaklaşan eyvallahsızlar daha makbul olabilir..

  • S.topuz

    20.3.2025 10:28:22

    "Şark husumeti, İslâm inkişafını boğuyordu; zâil oldu ve olmalı. Garb husumeti, İslâm'ın ittihadına, uhuvvetin inkişafına en müessir sebebdir, bâki kalmalı. Birden meclisten tasdik emareleri tezahür etti. Dediler: "Evet ümidvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sadâ, İslâm'ın sadâsı olacaktır!" " Evet o ecnebilerin, canavarlar gibi yaptıkları muamele ve zulümler, İslâm dünyasında, hürriyet ve istiklal ve ittihad-ı İslâm cereyanını da hızlandırmıştır. Nihayet, müstakil İslâm devletlerinin teşkilini intac etmiştir. İnşâallahü Teâlâ, Cemahir-i Müttefika-i İslâmiye de meydana gelecek ve İslâmiyet, dünyaya hâkim ve hükümran olacaktır. Rahmet-i İlahîden kuvvetle ümid ve niyaz ediyoruz." Sözler - 771 Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Tarihçe-i Hayat - 133 - Sözler -771 - 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Pelin Kurukahveci

    20.3.2025 10:18:28

    Allah razı olsun hocam. Ümitvar olunuz müjdesi ile tutunuyoruz demir dişleri ile ruhumuzu tarayan dünyaya.

  • Züleyha

    20.3.2025 06:51:09

    Yaşanan hadiselerden dolayı, şu ümitsizlik zamanında ümit veren bir yazı olmuş, yazarı tebrik ederim, Allah razı olsun.

  • Halil

    20.3.2025 04:13:37

    Güneş doğdu ve yükseliyor, siyasilere bakmamak gerek, siyasilere rağmen batıda çok büyük içtimai gelişmeler var!!!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı