Yeni Asya’nın 53. Kuruluş yıl dönümünde yapılan program ve yansımalarını bir kaç günden beri gazetemizde takip ediyoruz.
“Medyanın cesur kararlı, hür sesi” olarak ifade edilen Yeni Asya, muhalif-muvafık, hemen her kesim tarafından 52 yıllık geçmişi takdirle karşılanmaktadır. Kuruluş gayesi, Risale-i Nurlar’ın dili olmak, Bediüzzaman Hazetleri’nin gayesini tahahhuk ettirmek, Kur’ân’ın dört esasından biri olan adaletin her yerde tesis edilmesini savunmak ve bunu sağlamaya çalışmak olan Yeni Asya, bu özelliklerinden dolayı herkesin takdirini kazanmaktadır. Yeni Asya, “hakikatin gür sesi”dir. “Yeni Asya yazıyorsa doğrudur”. Yeni Asya “gerçekten haber verir.” Bu ifadeler, 52 yıldan beri gazetemizin âlâmet-i farikası olarak devam etmektedir.
Eskiden Yeni Asya muarızları, genellikle solcular, komünistler ve zındıklardı. Çünkü müthiş propaganda ve hileleri ile bir çok kesimi etkiliyorlar, kendi saflarına çekebiliyorlardı. Sadece Yeni Asya mensuplarından çekiniyorlardı. Çünkü savundukları fikirleri hakikî adalet, eşitlik ve hürriyet esasları ile çürüten tek kesim, Yeni Asya mensupları idi. Hem de kavl-i leyyinle, müsbet hareket dairesinde, icbar değil, ikna metodu ile hareket ettiklerinden kimse itiraz da edemiyordu. Onun için hiçbir komünist, Yeni Asya okuyan birisi ile tartışmak istemezdi.
Yeni Asya, bugün sağ kesim dediğimiz gazete ve televizyonlarda boy gösteren bir çok basın mensubunun rahle-i tedrisinden geçtiği bir mekteptir. Bu mektepten mezun olanların bazıları, kendilerini başka kulvarlara atmış, oralarda mesleklerini icra etmektedirler. Mesleklerini başka yerlerde icra etmelerini normal karşılıyoruz, ama mekteplerine bu kadar muarız olmalarını yadırgıyoruz. Sanki eski muhaliflerin yerini yeni muarızlar almış görünüyor. Ama bunlar, aynı mahalleden yetiştikleri için eskilerden daha çok zarar veriyorlar. İyi niyetle, yol gösterici, yapıcı tenkitleri saygı ile karşılıyorum. Bir de suret-i haktan görünüp, güya iyiliğimizi istiyorlarmış gibi davrananlar var ki, ehl-i tahkik olmayanların zihnini bulandırıyorlar. Tıpkı pirinç içindeki beyaz taşlar gibi olduklarından, fark edilmeleri de kolay olmuyor.
Yeni Asya, kurulduğu günden beri “meşveret ve şûrâ” ile hayatına devam etmektedir. Yayın politikası, meşrû zemin olan meşveretlerinde tartışılır ve karara bağlanır. Orada her temsilci konuşur, fikirlerini söyler, demokratik bir şekilde kararlar alınır. Meşveret bittikten sonra da herkes alınan kararlara uyar. Ondan sonra birlikte gazetemizin daha güzel hizmetlere vesile olması için çalışır.
53. kuruluş yıl dönümünde, farklı kesimlerden bir çok siyasetçi, yazar ve fikir adamı, gazetemizi tebrik etti, takdirlerini ifade ettiler. Bizim sevincimize ortak oldular. Medeni ve demokratik bir tavır sergilediler. Bu tebrik ve takdirler, herkesi memnun edeceği yerde, bazıları bunu da içlerine sindiremediler. Onların takiyye yaptıklarını ve ilk fırsatta tekrar eski günlerine döneceğini iddia ettiler.
Biz ele bakarız, kalbe değil. Kalplerin içindekilerini sadece Allah bilir.
Yeni Asya’nın 53. kuruluş yılını tebrik ediyor, bugüne kadar emeği ve hizmeti geçen herkesi saygı ile selâmlıyor, vefat edenleri de rahmetle anıyorum.