"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayır havuzu

Abdil YILDIRIM
01 Eylül 2024, Pazar
İnsan hem hayra, hem şerre meyilli olarak yaratılmıştır. Kendisine verilen akıl ve irade vasıtasıyla istediği yolu seçer, neticesine de katlanır.

Aklını kullananlar, Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanmak, iyi bir insan olmak ve Cehennem azabından kurtulmak için amel defterinin hayır tarafını doldurmak, şer tarafını mümkün olduğu kadar boş bırakmak isterler. Buna göre hayatlarını tanzim ederler. Aklının ve imanının sesini dinlemeyenler ise, nefsinin ve şeytanın telkinleriyle günah işlemeye devam ederler, amel defterlerinin hayır sayfasını boş bırakırlar.  

İnsanın amellerini bir havuza benzetirsek, akıllı insanlar Allah’ın rızasını kazanmak ve ahiretini kurtarmak isteyenler, güzel amellerle, hayırlı işlerle bu havuzu doldurmaya çalışırlar. Bir taraftan güzel ameller işlerken, diğer yandan da çeşitli günahlarla, haramlarla meşgul olanlar ise, bu havuzu hiç bir zaman dolduramazlar. Hani meşhur havuz hesabı vardır. Bir çok imtihanda sıkça karşımıza çıkar. Boş bir havuzu bir musluk on saatte dolduruken, alttaki bir musluk yirmi saatte boşaltıyorsa, bu havuz kaç saatte dolar? şeklindeki sorularla bir çoğumuz karşılaşmıştır. Üstteki musluktan akan su, alttaki musluğun iki katı kadar fazla akıttığı için bu havuz 20 saatte dolar. Ama alttaki musluk da on saatte boşaltıyorsa, bu havuz hiç bir zaman dolmaz. Bu havuz hesabını amellerimize tatbik edersek, bir yandan hayırlı bir amel işlerken diğer yandan da şerlerle meşgul olursak, hayır havuzumuz hiç bir zaman dolmayacaktır.   

Bir taraftan elimizde tesbih, dilimizle Allah’ın esmasını zikrederken, aynı dilimizle gıybet ediyorsak, Kur’ân okuduğumuz gözümüzle haramlara bakıyorsak, kazancımıza haram katıp kul hakkı yiyorsak, hayır havuzumuz boş kalmaya mahkum olacaktır. Peygamber Efendimizin (asm) dediği gibi, müflis bir tüccar olarak Cenabı Hakk’ın huzuruna çıkarız Allah korusun. Çünkü bunların her birisi hayır havuzumun tabanında açılmış birer delik olarak, amellerimizin boşa akıp girmesine sebep olacaktır. 

Bunun için Risale-i Nur’da güzel bir ölçü verilmiştir. Bediüzzaman Hazretleri, “Def-i şer, celb-i nef’a racihtir” diye çok kısa ve özlü bir şekilde meseleyi halletmiştir. Yani, şerleri def etmek, zararlı işlerden uzak durmak, faydalı bir iş yapmaktan önce gelir. Önce şu hayırlı işi yapayım da, sonra şerleri terk ederim diye düşünmek, şeytanın tuzağına düşmek demektir. Önce, zararlı ve şerli işleri terk etmeliyiz ki, hayır havuzumuzun alt musluğu kapansın, kaçaklar önlensin. Böylece güzel amellerimiz boşa gitmesin. Günahlardan uzak durmak, sevap işlemekten önceliklidir. “Bir haramın terki vacibtir. Bir vacibi işlemek, çok sünnetlere mukabil sevabı var.” (Kastamonu Lâhikası) 

İnsanı günahlardan koruyan en sağlam kalkan, takvâdır. Takvâ ise, amel havuzumuzun günah musluğunu kapatmakla kazanılır. 

Okunma Sayısı: 1791
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı