"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dikkat etmek gerekir

Zafer AKINCI
02 Aralık 2024, Pazartesi
Fevzi Çakmak, tek partinin en müstebit döneminde, yirmi yıl kadar Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir isim.

Kendisi bu süreçte belki de şahsî hayatı ile iyi bir görüntü veren, muhafazakâr, abdestinde namazında birisiydi, ancak, döneminde yapılan dehşetli manevî tahribatın yanında yer almış ve dindarlığı sebebiyle ise millet ile tahribatçılar arasında paratoner görevini ifa etmiştir. Bütün bunlara rağmen, Üstad Hazretleri nezdinde “Zındıka komitesinin dört reisinden üçüncüsü” olmaktan kurtulamamıştır. 

Bu konuda Son Şahitler’den Mustafa Sungur’un anlattığı bir hatıra dikkat çekicidir: 

Tahirî Mutlu Ağabey İstanbul’dan geldi. Emirdağ’da Üstad’ın yanına girince, Üstad’ımızın ilk sorusu şu olur. “Tahirî Kardeşim, ahvâl-i âlemde ne var ne yok?” Bu soru üzerine Tahirî Ağabey, “Üstadım! Fevzi Çakmak Hazretleri vefat eyledi” der. Üstad hiç cevap vermez ve susar. Tahirî Ağabey tekrar: “Üstad’ım! Fevzi Çakmak Hazretleri vefat eyledi.” Üstad yine hiç cevap vermez ve susar. “Kardeşim, beni zorlama, Allah rahmet eylesin” diyemiyorum” der. Çünkü Fevzi Çakmak, dindarlığına rağmen, yapılan tüm mânevî tahribatın ortağı olmuştu. Bediüzzaman Said Nursî’ye karşı bir zararı olmamasına rağmen, onlarca senedir zulmün yanında olduğu ve işlenen “cinayetlere” ses çıkarmadığı için Üstad’ımız ona “Allah rahmet etsin” dememiştir, diyememiştir.

Her fikrin bir kanunu ve hukukî boyutu vardır. Bir de vicdanî, ahlâkî boyutu vardır. Bir fikrin birinci yönünü savunmak, onun ikinci yönü olan vicdanî yönünü de kabul ediyoruz anlamına gelmez. Yani, bir fikir yanlış dahi olsa, demokrasi gereği ifade hürriyetini savunmak ayrıdır, o tartışmalı fikri kabul edip savunmak ayrıdır. Bu konuda Kastamonu Lâhikası’nda geçen bir mektup önemli bir konuya dikkat çeker: 

“Hem bir adam, kendi başına cesareti güzel de olsa, bir cemaat-i mütesanideye girdikten sonra, onların istirahatini ve sarsılmamalarını muhafaza etmek için, o şahsî cesareti istimal edemez.” 

Buradan da anlaşılıyor ki, kendi şahsî cesaretimizi ve fikirlerimizi mütesanid bir cemaatin huzuruna zarar verecek şekilde kullanmamak gerekir.

Son hadiseleri dikkat aldığımızda, Risale-i Nur’un imajına ve hizmetlerimize zarar verecek bir durum varsa, “demokrasi” diyerek tartışmalı bir fikri dile getirme hususunda hassas olmalıyız.

Mazlumu savunmak, zulmedene yanlış yapıyorsun demek elbette görevimizdir. Yoksa bu adalet arayışı ve vurgusu suça bulaşmış menfî yapıyı/yapıları savunmak anlamına gelmez. Bunu yaparken de hikmet dairesinde hareket etmeli ve ölçülü olmalıyız. “Derman haddi aşsa dert getirir” diyor Üstad’ımız. Aksi takdirde bu denge bozulursa; yanlış imajdan dolayı yapılan hakaretler, zarar görmüş bir hizmet, talebesi olmayan dershaneler, yaşanılan gerginlikler ve ayrışmalar ortaya çıkabilir. Elbette “Bütün bunlara değer mi?” diye düşünmek lâzım? Üstelik hizmetlerimizle çok da alâkası olmayan meselelerden dolayı başkalarının içtimaî ve siyasî yanlışlarının bedelini biz ödemek durumunda kalmamalıyız.

Daha da kötüsü, kamuoyunda meydana gelen bu yanlış algı ile Risale-i Nur hizmeti; devleti, gücü ve maddî imkânları ele geçirmeye çalışan, bu yolda birçok meşru olmayan metotları uygulayan menfî bir hareket olarak görülmeye başlandı. Hepimize düşen vazife, Risale-i Nur’un müsbet hareketinin böylesi bir zarar görmesinden korkup titremek olmalıdır.

Hayatımızda, savunduğumuz, bedel ödediğimiz, kendi davamız, kendi hizmetlerimiz, Risale-i Nur olmalı. Başkaları ile yan yana durduğumuzda, onları savunduğumuzda başkalarının yanlış davası görünüyor, onlar da bununla kendi imajını güçlendiriyor, kendi düşüncelerini meşrulaştırmaya çalışıyorsa bir yerlerde düşünmeyi gerektirecek bir durum var demektir.

Kişilere bağlı veya kişilerin öne çıktığı hareketlerden uzak durulmalı. “Bâki hakikatler fâni şahıslara bina edilmez” kaidesi gereği, nazarlar şahıslara değil, şahs-ı manevîye odaklanmalı. Çünkü şahıslar üzerinden devam eden hizmetler devamlı olmaz. O şahıslar düşse, yanılsa, çürütülse, onunla birlikte hizmetler de sekteye uğrayacaktır. Bundan dolayı, hizmetlerimizin selâmeti için, mesuliyet taşıyanlara yardımcı olmak gerekir.

Okunma Sayısı: 2243
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zafer Akıncı

    3.12.2024 20:08:06

    3-Bu suça bulaşanları savunanların iddiası ise bu suça bulaşmış yapıyı binlerce delil, belge ve itiraflara rağmen suçlu olduklarını kabul etmeyip, o mahrem yapıyı bir cemaat olarak görüp, biz bir cemaati, mazlumları savunuyoruz demeleridir. Halbuki, biz suça bulaşmış olanları desteklemiyoruz densede, dışarıdaki insanların seni nasıl gördüğüde önemlidir. Daha öncede ifade ettim, yaşanılan bu tartışmayı bitirecek olan yönetim kuruludur. Gazetede yayınlanacak bir yazı dizisi ile senelerdir sürüp gelen böylesi menfi mahrem bir yapılanma varmıdır yokmudur, bu ortaya konulmalıdır. Yoksa bu tartışma, ayrışmalar ve bunlardan dolayı zarar görmemiz bitmez.

  • Zafer Akıncı

    3.12.2024 20:06:52

    Burada benimde dahil olduğum büyük bir kesim, mazlum durumuna düşmüş tabanından habersiz olarak karşımızda suça bulaşmış bu örgüt var ve bununda zararı Risale-i Nura, hizmetlerimize, mazlumlara dokunmasın diyoruz. Hem, bu suça bulaşmış fetö denilen yapılanmayı, neredeyse bütün partiler, bütün siyasiler, bütün sivil toplum kuruluşları ve cemaatler kabul ediyor. Bunu kabul etmeyenler ise o yapının fanatikleri ile bizdeki bazılarıdır. Bütün bir milleti karşına alarak, bizlere, Risale-i Nurun müsbet hareketine zarar verecek şekilde bunları savunmanın manası ve izahı varmıdır?

  • Zafer Akıncı

    3.12.2024 20:04:52

    1-Tekrar belirtmek isterim, senelerce süren bu tartışmaları bitirecek olan yönetim kuruludur. Cemaatin genelinde, hizmetlerin esaslarında, zulmedene yanlış yapıyorsun demekte, mazlumun yanında durmakta bir ihtilaf yokturdur. Dahası bizler, iktidarın, gücün, rantın yanında olmadığımız, yanlışına yanlış dediğimiz için cemaatimiz ile iftihar ediyoruz. Bununla birlikte, ayrıştığımız mesele, yanlışın her türlüsüne yanlış diyelim, bir yanlışa karşı çıkarken, başka bir yanlışın yanında, diğerine muhalif diyerek yer almayalımdı. Artık hiç kimse, cemaat olarak senelerce işittiğimiz, fetöcü, CHP'li hakaretlerini işitmek, başkalarının yanlışlarının bedelini ödemek istemiyor. Burada yaşanılan en büyük ihtilaf, 15 temmuz sürecinde ortaya çıkan, kendileri kullanılmış olsada, suça bulaşmış, senelerdir meşru olmayan yöntemler ile gücü, brökrasiyi, sonrasında devleti ele geçirmeye çalışan ve bu yolda çok fazla insanın canının yanmasına sebep olan menfi hareket eden bir yapıya olan yaklaşımdır.

  • Ahmet AKBAŞ

    3.12.2024 19:47:48

    Son bir hatıra: Rahmetli Mehmet Kutlular Ağabey en az 50 bin kişinin öldüğü Marmara depremi sonrasında sonbaharda yapılan Ankara Kocatepe Camii mevlidinde " Deprem İlâhî ikazdır dediğinde kendisinin bu sözüne ilk itiraz edenlerden biri Amerika Pensilvanyaki malikanesinden FG olmuştur.

  • Ahmet AKBAŞ

    3.12.2024 19:44:34

    Son sözüm beşer zulmeder kader adalet eder. Evet devlet KG'ye zulmediyor ama KG de Risale-i Nur'un meslek ve meşrebine aykırı bir şekilde o malum tweeti atarak beşerin zulmüne malzeme vermemeliydi. Dolayısıyla bizim cemaat içindeki değerlendirmemiz o malum tweetin çok vahim bir hata olduğu şeklinde olmalıdır. Ama devletin zulmüne karşı KG abiyi tabi ki mutlaka savunacağız. Son olarak yeni Asya şahıs merkezli bir cemaat değildir. Kararlar meşveretle alınır.

  • Ahmet AKBAŞ

    3.12.2024 19:29:04

    Üstad diyor ki "bizim gibi yüz binlerce adam hapse atılsalar hatta idam edilseler dahi o dehşetli şahsın mahiyetinin tam anlaşılması karşısında yine ucuz düşer" diyor. Şimdi ben dindar anadolu insanının Yüce Allah'a ve onun Resulüne olan iman ve muhabbetle dolması gereken kalplerine yine Yüce Allah'a ve onun Resulüne savaş açmış dehşetli bir şahsın muhabbetini eken RTE ve FG'ye nasıl muhabbet besleyeceğim ve nasıl bunların arkasından rahmet okuyacağım. Kardeşim lanet okuma ama rahmet de okuma. Hiçbir şey okuma. Hiçbir şey okumak zorunda değilsin. Burası, öldüğünde arkasından ağlamamanın suç sayıldığı Kuzey Kore lideri Kim Jong'un ülkesi değil.

  • Ahmet AKBAŞ

    3.12.2024 19:28:24

    Ben bu iki kişinin de ölüsünün arkasından hiçbir yorumda bulunmam. Ne rahmet okurum ve ne de lanet okurum. Üstad diyor ki benim 28 senelik işkenceli hayatımda bana yapılan her türlü hapis, tecrit, tarassud, sürgün, zehirlenme, vb her türlü zulmün tek sorumlusu M. K. ye dost olmamamdır. Ve hem RTE hem de FG ikisi de MK'yi her fırsatta meth ü sena etmişlerdir. Ve kendi tabanlarını da Kemalistleştirmişlerdir.

  • Ahmet AKBAŞ

    3.12.2024 19:27:24

    Ama RTE'nin başlattığı "RİSALE-İ NUR'U DEVLET TEKELİNE ALMA" ihanetini tetikleyen de yine FG'nin başlattığı "RİSALE-İ NUR'UN DİLİNİ SADELEŞTİRME ihanetidir. Dolayısıyla sebep olan yapan gibidir sırrıyla RTE'nin sırtında sadece "RİSALE-İ NURU DEVLET TEKELİNE ALMA" ihanetinin günahı varken, FG'nin sırtında hem SADELEŞTİRME" ihanetinin günahı hem de "DEVLET TEKELİNE ALMA" ihanetinin günahı bulunmakta.

  • Ahmet AKBAŞ

    3.12.2024 19:26:22

    Bizim malum tweete itiraz etmemizin sebebi devletten korkmamız değil Yüce Allah'tan korkmamızdır. Hiçbir hakiki nur talebesi Yüce Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmaz ve korkmamalı. Son çeyrek asırda pirincin içindeki beyaz taşlar misali Risale-i Nura iki dehşetli şahıs çok ama çok zarar vermiştir. Biri "RİSALE-İ NUR'U DEVLET TEKELİNE ALMA" ihanetiyle RTE. Diğeri ise Risale-i Nur'un en çekici ve en cazibedar vechesi olan "DİLİNİ SADELEŞTİRME" ihanetiyle FG.

  • Said Bey

    3.12.2024 18:31:47

    Şahıslara takılmayın. Şu an durumumuzun içler acısı olduğunu az da olsa anlamanız için Furkan Güllü ve Ahmet Said kardeşin yorumlarını okuyunuz. Kimsenin bu cemaatin huzurunu bozmaya hakkı yok! Bu cemaatte Furkan Kardeş gibi benim gibi bir sürü devlet memuru var. Saçma sapan, bizimle alakası olmayan bir mesele yüzünden başımıza bir iş gelse ne olacak? Kimin umurunda olacak? Yeter artık, bu cemaatin huzurunu daha fazla bozmayın! Fetö ve muhibbanlarının avukatlığını yapmayın artık! Gitsinler kendilerini savunsunlar. Amerika'da bilmem kaç milyon dolar paraları var. Oralarda duracağına gelsinler mağdurlara dağıtsınlar, sahip çıksınlar!

  • Hüseyin YÜKSEKDAĞ

    3.12.2024 13:27:57

    Çok yerinde , güzel ve etkili bir makale olmuş. Hislerimize tercüman olmuş . Maşallah. Barekalkah. Selam ve dua ile.

  • İlhan Hepkul

    3.12.2024 13:01:08

    İhtilâf fitne değildir. Ama fitneye malzeme olabilir ve zarar verebilir. Bu açıdan farklı fikirlerimiz varsa, fitneye meydan vermeden meselemizi meşveretle halletmeliyiz. Dünya işleri kısa menzilli füzeye benzer. Şeytanın işine pek gelmez. Bozsa bozsa, yüz yıllık bir hayattaki aktiviteleri bozar. Fakat ahiret işinde olursa… Gözüm kararıyor. Bin yıllarca devam ede giden bir hayatı etkileyen hizmetlerin içine bir fitne attın mı, o hizmeti akamete uğrattın mı, o hizmetten gelecek devasa ürünleri çürüttün mü, artık -şeytan olarak- keyfine diyecek olmaz! Sen ey şeytan! Çek git bizim işimizden elini, gözünü, kulağını, dişini, tırnağını çek! Sen kendi işine bak! Bu iş senin işin değil! Gerçi fitne atmak senin işindir, doğru; ama yapma! Bunca yaptıkların yeter! Bak, başına iş alırsın! Mahşerdeki yükün zaten ağır! https://www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/ihtilaf-u-tefrika-endisesi_603911

  • Ahmet AKBAŞ

    3.12.2024 09:46:38

    Türkiyeyi Fevzi Çakmak gibilerinin hâmiliğini yaptığı 30'lu yıllara geri göndermek için yanıp tutuşan 12 Eylülcü ve 28 Şubatçı paşaları meth ü sena eden ve onlara övgüler dizen ve ayrıca Mustafa Kemal'e de meth ü senalar edip övgüler dizen, 28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağını ilk defa Kız İmam Hatip liselerine de teşmil edecek şekilde genişleten Ecevit hakkında "Benim bir kişilik şefaat yetkim olsa onu da Ecevit için kullanırdım" diyen birine ölümünün ardından rahmet okumak Risale-i Nur'un meslek ve meşrebi açısından çok büyük bir gaflettir. Ve ben böyle bir rahmeti de kesinlikle okumam.

  • Ahmet AKBAŞ

    3.12.2024 09:46:31

    Türkiyede Üstad Hazretlerinin ve Risale-i Nur hareketinin meslek ve meşrebine son dönemde en çok zarar veren şahıslardan biri Fethullah Gülen'dir. F. G. pirincin içindeki beyaz taşlar misali Risale-i Nur'un meslek ve meşrebine çok zarar vermiştir. Ayrıca "SADELEŞTİRME" ihaneti de bütün bu zararların üstüne tüy dikmiştir. Risale-i Nur'a yapılan bir başka ağır ihanet olan "DEVLET TEKELİNE ALMA" ihanetini tetikleyen de bu "SADELEŞTİRME" ihanetidir. Bundan dolayı ben bir fanatik AKP'li gibi F. G. nin arkasından lanet okumam ama rahmet de okumam. F. G. nin arkasından rahmet okuyan her kimse Risale-i Nur'un meslek ve meşrebi açısından büyük bir gaflet içindedir.

  • Furkan Güllü

    3.12.2024 09:20:31

    Bu mesajım dikkate alınır mı bilmiyorum ama dikkate alınsa iyi olur. Çünkü herkesin tuzu kuru değil bu cemaatte. Tehlikeli sularda yüzmeye, kendimizi tehlileye atmaya ne gerek var. Siyasal islam ideolojine karşıyız ama düşman da değiliz. Onlar da bizim Müslüman kardeşlerimizdir. Sürekli bu ayrımcı dil benim gibileri yoruyor. Daha yapıcı bir yol yordam bekliyoruz. Lütfen sesimizi duyun.

  • Furkan Güllü

    3.12.2024 09:20:16

    Ben yıllardır bu cemaatin içindeyim. Nurları da yeni asya ile tanıdım. 15 temmuz da dahi girdiğim öğretmenlik mülakatında Risale-i Nur talebesi olduğumu inkar etmedim. Ancak Kazım abinin attığı bu mesajdan sonra eşim bile bana Risale-i Nurları evde oku dedi. Biz birer memuruz. Başımıza bir iş gelirse kimse umursamaz dedi. Ben bu sözleri duyunca çok üzüldüm. Benim ömrümü verdiğim cemaatim için eşimin düşünceleri nasıl da değişmişti. Buna sebep olanda yeni asya cemaatini fetö ile yan yana gösteren, devlete yezid diyen, üstadın sözlerini devlete karşıymış gibi yorumlayanlar maalesef. Artık bu yükü taşımakta gerçekten zorlanıyoruz..

  • Ali Sarıkaya

    3.12.2024 09:05:34

    Dikkate değer bir yazı, taşların yerine oturmaya başladığını, hizmetimizin öne çıkmasını, siyasi kanaatlerin ikinci dereceye gerilemesi gerektiğini ifade eden bir yazı. Tebrik ediyorum.

  • Said Yüksekdağ

    3.12.2024 01:46:03

    1- Yapılan yorumlarla "tarafgirlik hastalığına tutulan şahısperestler" iddiamı doğruladığınız için teşekkür ederim. Yazıyı anla(ya)madığınız gibi yaptığım yorumu da anlamamış ve durumun vehametini görememişsiniz. // 2- Burada söz konusu şahısların hukuku değil Risale-i Nur'un, Üstadın ve şahs-ı manevînin hukukudur. Bu kudsî hukuklara tecavüz eden ve ihanet eden babam olsa affetmem.// 3- Müsvedde kelimesine takılmanıza da hayret ediyorum. Ben, şahısların yaptığı yanlışları ve yapılan ihanetleri, Risale-i Nur'u alet ederek, örtbas eden ve cerbeze yapan herkese dedim sadece yazarlara değil. Ya ne deseydim? Haklısınız, yanlış olmuş "hain" demem lazımdı çünkü bunlar böyle yaparak Risale-i Nur'a ve Üstada ihanet ediyorlar. // 4- Sakın ama sakın hiç kimseyi Üstadımız ile bir tutmayın. O hiç kimseyi ateşe atmadı. Talebelerini yüzüstü bırakmadı. Onun derdi şahsı olmadı. Ama sizler bazı şahısları kahraman yaparak peşinden gidiyorsunuz. Ne diyeyim Rabbim size iz'an, basiret ve feraset versin.

  • Zafer Akıncı

    2.12.2024 21:17:27

    2-Bugün bir kişi bile eleştirilmesin denilirken, son senelerde binlerce kişi fetö'cü denilerek nasıl hakaretlere maruz kaldı, buna neler sebep olmuştur? -15 temmuz sürecinde, mazlumları savunurken, mazlumları felakete sürükleyen, sonrasında mazlumun arkasına saklanmış suça bulaşmış yapıda eleştirilseydi, mazlumu savunmak daha etkili olmazmıydı? Bizim dışımızda olanların yanlışların bedelini bizler ödemek zorundamıyız? Bunlara daha farklı sorularda eklenebilir.

  • Zafer Akıncı

    2.12.2024 21:14:31

    1-Bazı hususların doğru anlaşılması için bu süreci iyi bilen tarafsız bir heyet, bu meseleleri araştırıp rapor halinde gazetede yayınlanmalıdır. Böyle bir çalışma senelerdir süren gereksiz tartışmaları bitirebilir. Değerlendirilecek olan hususlar, -15 temmuz sürecinde, kendileri kullanılmış olsalar bile tabanından habersiz olarak ortaya çıkan bir fetö yapılanması varmıdır, yokmudur. Böyle bir yapılanmanın olduğuna dair binlerce delil, belge, itiraflar gerçekmidir, hayalmidir? -Fetö yapılanmasından dolayı en çok zarar gören, hakarete uğrayan hangi cemaatler olmuştur? -Fetö yapılanmasından dolayı, Risale-i Nur nasıl çok zarar gördü? Bu zararlarda daha başka neler etkili oldu. Başka ihmaller, yanlışlar, yanlış görüntüler, suizanlar olmuş olabilir mi?

  • Abdullah tunç

    2.12.2024 20:51:21

    Zafer Akıncıyı can-ı gönül den tebrik ediyorum.İftat ile tefritten uzak,küfürsüz ve hakaretsiz bir yazı yaz mış.Sadece doğruları yaz mış.Bu doğruları doğru görmeyenler; bunları çürütsün,doğruları yazsın. Tabi yapabiliyorlarsa.Yok sa bu yazıya karşı çıkan lar tarafgirlikten kurtula mayacaklar. Said Yüksek Dağı'da tebrik ediyorum.Bir kelime si hariç,yazının tamamına can-ı gönülden katılıyo rum.Gülenin mağdur olan mensupları için,şu cümle vaziyeti tam ifade ediyor. "Beşer zulmeder,kader adalet eder."Beşerin zul mü kabul edilemez. Kade re karşı da çıkılamaz, isyan edilemez.Daha faz la derine girmeden kısaca durum böyle.

  • Osman Bilir

    2.12.2024 20:46:54

    Bu yazıya kızıyorsunuz. Anlıyorum. Hiç gerek yok. Ama bugün başka bir yazarımızın (Said Zeki) yazdığı yazıyada gerek yok. Biri olmayacaksa ikisi de olmamalı. Birini savunuyorsunuz birini eleştiriyorsunuz. Bu ne perhiz diyesi geliyor insanın.

  • Osman Bilir

    2.12.2024 20:44:37

    Şu gazete de siyaset yazmayı yasaklayın lütfen. Siyasî partilerin adı dahi anılmasın. İmana, hayata, topluma, dünyaya dair bir gazete olsun. Siyaset bizi böldükçe bölüyor. Ama ne hikmetse kimse de siyasetten uzak durmayı akıl etmiyor. Yönetimdeki ağabeyler lütfen bunu bir düşünün. Cemaate çok büyük iyilik yaparsınız.

  • Necati

    2.12.2024 19:21:36

    Bu yorumları okuduguna inandığımız, gazetemizin yayın politikasından sorumlulara özellikle YK ya sesleniyorum. Bizim gazetemizde, bizim gazetemizi ve GYY yönetmenini haksız yere itham eden, Gazetemizin yayınları bazı çevrelerin hoşuna gitmiyor diyerek tenkitler eden ve bu mealde, aynı konuda bir tane değil en az beş on tane bir kısmı da sosyal medyada yazılar yazan ve yazmaya devam ederek cemaatin uhuvvetine, tesanüdüne önemli zararlar veren, bu arkadaşın yazılarının gazetemizde hala yayınlanmasını protosto ediyor kınıyorum.

  • Utku Kunduracı

    2.12.2024 19:18:26

    Yazarın yazısında rahatsız olacak bir durum yok. Maalesef Kazım abiyi destekliyoruz diyen bazıları gazeteyi tek sesli hale getirmiş durumda. Onlardan başkalarının farklı düşünceleri ihanet olarak lanse ediliyor. Böyle olmaz. Hem ülkede demokrasi istiyoruz deyip hem de karşınızdakilerin düşüncesine ihanet diyebilir misiniz?

  • İ.UÇAR

    2.12.2024 17:57:28

    Herkes Üstad diyor, ama fili tuttuğu yerden tanıtmaya devam ediyor. Koskoca filin gövdesini görmezlikten geliyor kimi yorumcular. Asıl mesele şudur ; Kur'an-ı Kerim'in asrımıza bakan tefsiri Risale-Nur etrafında mücessem hale gelen hizmet modelinin kurucusu Üstad Bediüzzaman'dır.Yorumcular görüşlerini ifade ederken ayet ve hadislerden misaller vererek tezlerini tahkim etmeye çalışıyorlar.Üstad, bu ayet ve hadislerden bihaber miydi acaba? Tekrar ediyorum sıradan bir gazeteci olsaydı , yani Asya'nın Genel Yayın Müdürü olmasaydı hareket serbestiyetine sahip olacaktı.Bu ağır sorumluluğu omuzunda taşıyan birinin bu mesajı sorumsuzcadır, idareci adam re'sen hareket edemez.Kimse sureti haktan görünerek cerbeze yapmasın.70 yaşına geldik bize hiç kimse öğretmenlik yapmaya kalkmasın.Çünkü 40 yıl öğretmenlik yaptık...Bazı yorumcular çocuklarına, varsa torunlarına bu yazdıklarımı kabul ettirebililer mi? Teşebbüs ederlerse iyi olur.

  • Fatih Akyüz

    2.12.2024 17:24:28

    "Risale-i Nur hizmeti; devleti, gücü ve maddî imkânları ele geçirmeye çalışan, bu yolda birçok meşru olmayan metotları uygulayan menfî bir hareket olarak görülmeye başlandı." iddiasının dayanağı olan anketi görmek isteriz hangi şirket ne zaman kaç kişiye sorarak yapmıştır? Gülen cemaatini hem Ecevit zamanında hem AK Parti'nin kuruluş döneminde en güçlü olduğu zamanlarda hak namına eleştirmiş olan Yeni Asya için bunu kim iddia edebilir? Ademe vücut rengi vermeyelim boş sözlerle değil hizmetlerle meşgul olalım.

  • A. Yılmaz

    2.12.2024 16:56:01

    Gülencileri savunmakla sadece devlet karşısında zor durumda kalmıyoruz. Diğer bütün muhalif aktörlerde gülencileri savunmuyorlar. Savunanlardan uzak duruyorlar. Alemin akıllısı bir biz miyiz? Neden?

  • A. Yılmaz

    2.12.2024 16:54:53

    Yeni Asya muhalif olduğu için biz eleştiri yapmıyoruz. Ülkenin yarıdan fazlası muhalif zaten. Muhalif olmak suç da değil zaten. Biz neden gülencileri savunuyoruz? Biz yeni Asya cemaati mensupları olarak gülencileri savunmak iatemiyoruz.

  • A. Yılmaz

    2.12.2024 16:53:33

    Nurefşan hanım size de şunu sormak istiyorum, üstad nerede hangi meselede kendini ateşe atmıştır? Sevgili üstadımızın İman davası için yaptıklarını siyasi arenaya çekmeyin lütfen. Siyaset sahnesindeki hukuksuzlukları savunmaya kalksak başka iş yapamayız. Siyasete giren kendi düşünsün o kısmını da. Biz neden kendi davamızı bırakıp siyasetin pialikleirne bulaşanların maruz kaldığı haksızlıkları anlatmaya çalışalım. Hem o zaman sadece gülenciler mi haksızlığa maruz kalıyor? Diğerlerini neden savunmıyoruz? Kuytulcuları, Lgbt cileri, dem partilileri, istanbul sözleşmesine taraf olanları, vs vs....hepsini savunalım. Bunu mu istiyorsunuz? Biz neden gülencileri savunuyoruz? Soru bu olması lazım.

  • A. Yılmaz

    2.12.2024 16:44:15

    Metin Tezcan bey, yaptığınız yoruma göre siyasal islamcılarda iman kardeşimizdir. Onlara karşı neden gülencilere gösterilen müsamaha gösterilmiyor peki?

  • A. Yılmaz

    2.12.2024 16:41:23

    İktidar için "yaşasın zalimler için cehennem" diyenlerin aynı ifadeyi gülenciler için de söylemesi lazım ki tepkilerinde samimi olsunlar. Gülen iktidardan daha masum değil. Bir zulüm varsa sebep olanlar ve devamına çalışanlarda gülencilerin olduğu unutulmamalı. Çalınan soruları ve yurt dışına kaçırılan milyar dolarları zulüm olarak görmüyor musunuz yoksa?

  • Hasan SUKES

    2.12.2024 15:44:43

    Sayın yazar size katılmıyorum, bu tür yazılar desanüt bozucu ,düşmanların işini kolaylaştıran ,kardeşleri tefrikaya atabilecek yazılardır. Lütfen dikkat!

  • Nurefşan

    2.12.2024 15:43:44

    Son dönemdeki bu yazma gayretinizin sebebi nedir, özel değilse bir sonraki yazınızda bahsetmenizi isteriz? Ve bizler, mihenge vurmalıyız.Aynı yerden daha ne kadar vurulmaya devam edeceğiz.Uhuvvet ve muhabbet esaslarını unutmayalım.Nur talebeleri kardeştir.Yorumlarda kardeşine ‘..müsveddesi’ gibi ifadeleri kullananlar ahirette nasıl cevap vereceksiniz?Üstad bu hakikatler için ömrünü feda etmişken bizler neyin peşindeyiz?Yapılan yorumlara cevaben, Haksızlığa hukuksuzluğa uğrayan insana kimlik sorulmaz.Yeniasyanın başından beri takip ettiği istikametli duruş bunu gerektirir.Ergenekon sürecinde haksızlıkları söyledik ulusalcı olmadık da bugünki süreçte neden hukuksuzlukları dile getirdiğimiz de gülenci olalım.YeniAsya ve yazarları Bir gurühü memnuniyet için değil,rızai İlahi için yazar!Ve haksızlık hukuksuzluk karşısında Kurandan aldığı dersle Üstadı gibi kendini de ateşe atmaktan çekinmez korkmaz titremez!

  • Doğukan Pamir

    2.12.2024 15:33:05

    Doğruyu söylemek tahkiki imanın bir neticesi. Her doğru her yerde elbette söylenmez, Aksi tesir yapabilir.... Doğruyu söylemenin de bir faturası olur...Hem doğrular acıdır.... Ama Rıza-i bari esas maksat olunca acılar tatlılaşır... "sözüm hak olsun isterse odun gibi olsun" demiş merhum Akif. Demokratlar da fikir hürriyetine müsamahakar olmayıp yorumlarınızı(fikir ve düşüncelerinizi) ketm ediyorlarsa... Kıyamet yakındır demek... Selam ve dua ile...

  • Hasan SUKES

    2.12.2024 14:40:39

    Kardeşimizin yazıları, kitapları ortada . Ona yakıştırmaya uğraştığınız konu abesle iştigal. Üstadımız "Hüsrev 'in bin hatası da olsa ,ben üzerime alıyorum, çabuk barışın"mealen ifade ediyor .Bence yanlış anlamışsınız, masumların hakkını savunmak neden yanlış olsun ,veya başka tarafa çekilsin Hakkın küçüğüne, büyüğüne bakılmaz, hak haktır. Bir hikaye var ya "kuzu ve koyunlar aşağıda ,Kurt suyun başında "suyumu bulandırıyorsun demiş."onları yemeği aklına koymuş,Ama diğer koyunlarda "biz yapmadık, o ele avuca sığmayan kuzu yapmış," bizi bağlamaz diyebilir mi?Dese doğru olur mu?Sevinebilir mi?

  • Ahmet Said

    2.12.2024 14:19:45

    Üstad Said Nursî’nin şu sözü, bu meselede rehber olmalıdır: “Hem bir adam, kendi başına cesareti güzel de olsa, bir cemaat-i mütesanideye girdikten sonra, onların istirahatini ve sarsılmamalarını muhafaza etmek için, o şahsî cesareti istimal edemez.” Cemaatin temsilcisi konumunda olan bir kişinin, kişisel cesaret veya fikir beyanı adına attığı adımlar, camianın huzurunu bozacak sonuçlara yol açmamalıdır. Bu sorumluluk, özellikle Yeni Asya gibi köklü bir yapının temsilcisi olan kişiler için daha da önemlidir.

  • Ahmet Said

    2.12.2024 14:19:30

    Atılan mesajın yalnızca içerik açısından değil, oluşturduğu etkiler yönünden de değerlendirilmesi gerekiyor. Yaşanılan hadiselere bazı örnekler: (1) Bir babanın, çocuklarıyla cemaat faaliyetlerini bırakma kararı almasına neden olan bir olayın, küçük bir mesele olarak geçiştirilemeyeceği aşikârdır. (2) Hadiseden sonra Yeni Asya Neşriyat baskılı Risale-i Nur eserlerini yakmak isteyen bir kişinin tepkisi, bu olayın camia içindeki derin etkilerini gözler önüne seriyor. (3) Kamuda görev yapan bir öğretmenin Yeni Asya mensubu olması nedeniyle öğretmenler odasına girmesi engelleniyor. Böyle çok örnekler var.

  • Ahmet Said

    2.12.2024 14:19:12

    Son hadise sadece kişinin ifade hürriyeti olarak kabul edilip tek bir kişinin sosyal medyada yaptığı paylaşım, sıradan bir durum gibi değerlendirilemez. Özellikle bu paylaşımı yapan kişi, kamuoyunda önemli bir görev üstlenmişse ve bir camiayı temsil ediyorsa, attığı her mesajın sonuçlarını öngörerek hareket etmelidir. Kazım Güleçyüz’ün, Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni sıfatıyla yaptığı paylaşım, yalnızca kişisel bir beyan olarak değerlendirilemez. Bunun, cemaatin geneline yansıyan etkileri olduğu açıktır. Üstelik bu paylaşımın resmi bir sosyal medya hesabından yapıldığının belirtilmesi, sorumluluğu daha da artırmaktadır.

  • İ.UÇAR

    2.12.2024 13:47:44

    Seneler önce Kâzım Bey, gazeteci Çağlar Cilara'nın televizyon programındaydı..Gszeteci sordu ; " siz fetö kelimesini kullanmıyorsunuz, korkmuyor musunuz? " Cevap : " Belli bir yaşa geldik, ..." Tamamını hatırlıyamadığım için nokta nokta bıraktım. Kısaca her şeyi göğüslerim dedi..Ben bu yapıya hiç bir zaman sempati ile bakmadım.İdarecilik yaptığım okullarada yaptıkları numaraları biliyorum. Kâzım Beyin tutumu ve her türlü hareketi şahsidir, bizi bağlamaz. Burada sıkıntı Yönetim Kurulu'nun zamanında müdahele etmemesidir...Yurt dışına kaçan kızın serüvenini Gazetenin en üst manşetten vermek büyük hata idi. Yönetim Kurulu ilgisiz kaldı.Kâzım Bey, sahada tek başına ve en yetkili olarak kaldı.Bu vazyetin adı yönetim boşluğufur.

  • Mehmet FIRAT

    2.12.2024 13:38:00

    - Zalimler için yaşasın .Cehennem demeyelim - Zulmedenlere yanaşmayın, ateş sizi de yakar demeyelim - Zalimler yüzünden denizdeki balıklar bile şikayetçi iken Yeni Asya ve K.Güleçyüz sussun. Neden sussun? Yanlış anlayacaklar mış! Kardeşim o yanlış anlayacak kişiler zaten şak şakçı taifesi, yerini çoktan almış. Yanlış anlaşılırım diye susmak ne zamandır dustur oluş. Şuna yüreğim yetmiyor deseniz veya müstebidle artık uğraşmak istemiyoruz deseniz daha dürüst davranmış olursunuz.

  • metin tezcan

    2.12.2024 12:41:37

    Zafer kardeşim bilerekmi bu cerbezeli yazıyı yazdınız,sfyanın üç ayağından biriyle,başka bir günahkarı kıyaslamışsınız,elma ile armut toplanmaz,şu anda tartışılamayan bir konuyu ;yine tartışılamayan başka konuyla ilgilendirmişsiniz. üstadımızın cemaatler ve tarikatlarla ilgili çok güzel cevapları var ama ben size bir paragrafını yazayım; "Kim olursa olsun,madem iman ı var,O noktada kardeşimizdir.Bize düşmanlıkta etse,mesleğimizce mukabele edemeyiz.çünki daha şiddetli düşmanlar ve yılanlar var.Elimizde Nur var topuz yok.Nur incitmez ,ışığıyla okşar." https://www.yeniasya.com.tr/risale-i-nur-dan/elimizde-nur-var-topuz-yok_430178

  • Semanur Tunoğlu

    2.12.2024 12:41:35

    Kesinlikle bu yazıda yazıldığı gibi hareket edilmelidir. Gülenciler zulmetmediler mi? Onlarda zalimlerin ta kendileriydi. Zalimi desteklemeyelim diyenler haklı. Zaten biz yeni Asya olarak iktidarı desteklemiyoruz. Ama zalimi desteklemeyelim diyenler gülencileri de desteklemeyelim demeliler. Gülencilerde zalimler.

  • Yasin Arı

    2.12.2024 12:24:24

    Hükumete muhalif olmak fetöyü savunmayı gerektirmez. Siyasete girmeden gazete çıkarılsın. Demokrat parti destekleniyorsa desteklensin. CHP ye destek falan verilmesin. Bütün islami gruplar arasında halk partisini destekleyenler olarak etiketlenmek istemiyoruz. Siyasete gelene kadar yapılacak çok iş var. Talebe hizmetine kafa yorun.

  • Abdullah

    2.12.2024 12:07:03

    Bu tür cemaatin herhangi bir ferdini hedef göstererek yazilan yazılar ile cemaati ayrıştırmaya nifak ve şikaka sebebiyet verdiğinden cemaatin birliğini, tesanüdünü sağlamadığından fayda vermemektedir. Sizden başka böyle yazılar yazan yazarımız yok. Sosyal medyada da daha ayrıştırıcı mesajlar yayınlayarak birçok cemaat fertlerini bazı da cemaatimize muhalif yorumcular ağır ithamlar ile bir birlerine hakaret etmektedir. Bu da bize büyük zarar veriyor. Yorumcular: Kirlenmiş bir yapıyı temize çıkaran hiç bir yazarımız yok. Yazarlarımıza hiç kimsenin müsvedde demeye hakkı yok. Yönetim Kurulumuzdan istirhamımız bu tür ayrıştırıcı yazılara ve yorumlara müsaade etmemeleri.

  • İ.UÇAR

    2.12.2024 11:41:59

    Önce yazara teşekkür ederim. Sonra yazdığı yorumu ile hakikatleri eksiksiz ifade eden Said Yüksekdağ'a teşekkür ederim.Aklın yolu birdir.Arife tarif gerekmez...

  • Selami Şahin

    2.12.2024 10:46:05

    Özlü ama önemli işaretleri havi uyarıcı bir yazı. Allah razı olsun. “Hem bir adam, kendi başına cesareti güzel de olsa, bir cemaat-i mütesanideye girdikten sonra, onların istirahatini ve sarsılmamalarını muhafaza etmek için, o şahsî cesareti istimal edemez” cümlesi benim için önemli bir ders oldu.

  • ahmet

    2.12.2024 10:18:35

    Kazım ağabeyden Allah razı olsun şahsı adına çıkıp üzerimizden büyük bir vebali aldı.

  • Mustafa Yalçın

    2.12.2024 10:11:57

    Derinlemesine bir izah tarzı kaleme almışsınız. İstifade ettim. Allah razı olsun kardeşim.

  • Arda Yıldız

    2.12.2024 10:09:34

    Gülen cemaati demek doğru değil. Onlar cemaat değil. Devleti ele geçirmeye çalışan bir yapılanma. Kim bu yapılanmaya destek verdiyse büyük hakka girmiştir. Gülencilerin hizmet yaptığını düşünen safdil kesime ise uyanıklık diliyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı