Aile tarih boyunca farklı din kültür ve coğrafyalarda her zaman sağlıklı toplumun temeli olmuştur.
Ailenin bozulduğu toplumların çöküşe mahkum olduğuna tarih şahittir. Günümüzde geniş aileden çekirdek aileye geçilse de aile kurumunun korunması ve devamlılığı bugün de önemlidir.
SEMAVİ DİNLERDE AİLE
Aile kurumu tüm semavi dinlerde yer alır. Yahudilikte (ırk olarak üstün olduklarına inandıkları için) aile dini bir kurum olarak ele alınır. Hıristiyanlıkta Hz. İsa (as) doğumu gibi dünyadan ayrılışı da mucize olduğundan ve evlenmediğinden şeriatında aileye dair detaylı hükümler yoktur. Bu açıdan İslam en son din olarak tamamlayıcılık konumundadır.
İslamda aile sosyal bir kurum olarak ele alınır. İslamda ailenin hukuku vardır.
Evlilik öncesi evlilik sonrası, nikahın, evliliğin doğurduğu hukuki şartlar, çocuk eğitimi, boşanma, miras, velayet, mehir gibi konuların ayet ve hadislerle sınırları çizilmiştir. Detaylı ölçüleri ve hükümleri vardır.
Kur’an’da nikâh sağlam temellere dayanan kutsallığı olan şartları ağır olan anlaşma sözleşme anlamında ‘misak-ı galiz’ olarak anılır. Hicri ilk 5 asırda bu esaslar ibadet şuuruyla ihlasla uygulanmıştır.
Beşinci asırdan 13 asra kadar da hilafetin saltanata inkılab etmesi ve ilerleyen süreçte Yunan Roma medeniyetinin felsefe eserlerinin İslam dünyasına tercüme edilerek okutulması kişilerin iç dünyalarını ve toplumda her kesimi etkilediği gibi aileyi de etkilemiştir. Dinsiz Felsefenin temel esasları zihinleri bulandırmıştır.
BİLİM DİN GİBİ GÖRÜLÜNCE
17. yüzyılda mikroskop ve teleskobun bulunması bilimi adeta put haline getirmiştir. Mikroskop ‘düşmanlarımızın çokluğunu’ teleskop uçsuz bucaksız uzayda ‘yapayalnız’ olduğumuzu düşündürmüş ve dinden de uzaklaşıldığı için bilim putlaştırılmış ve derin bir materyalizm, maddiyatçılık hastalığı toplumları bulaşıcı hastalıklar gibi sarmış, İslam dünyası da bundan nasibini almıştır.
Bugün insanlık aleminde bir kaos Bediüzaman’ın tabiriyle ‘manevi buhran’ yaşanıyor. Aile kurumu da bundan etkileniyor. Gayri meşru ilişkiler, cinsel hastalıklar, gayri meşru çocuklar, boşanmalar, eşcinsellik, cinsiyetsizlik, toplumsal cinsiyet eşitliği, lgbt, robotların günlük hayata aktarılması…
Biz bu kaos ortamında Kur’an’dan hazırladığı reçetelerle Bediüzzaman’ın fikirlerinin kurtuluş için yol gösterici olduğuna inanıyoruz.
BEDİÜZZAMAN’IN REÇETELERİ
Aile hayatını ‘tahassüngah’ ‘dünyadaki cennet’ ’insanın küçük bir dünyası’ olarak tamamlayan Bediüzzaman Hazretleri aileyi çok yönlü ele alır. Aile fertleri arasındaki nurani bağlara dikkati çeker. İhlas, Allah için muhabbet etmek, uhuvvet, tesanüd, sıdk, güzel ahlak, şefkat, merhamet, paylaşım, birlik beraberlik, samimi hürmet, sadakat, güven gibi nurani bağların ailenin temeli hükmünde olduğunu ifade eder. ‘Terbiye-i İslamiye dünya ve ahiret mutluluğunun temeli hükmündedir. Onun ‘Hanımlar Rehberi’ isimli eseri kadın ve aileye huzur formülleri sunar.
AİLE SEMİNERLERİMİZ
İstanbul Yeni Asya Hanımları olarak 2023-2024 yılları arasında yedi ay boyunca aile ile ilgili seminerlerimiz olacak. İlkini 29 Ekim’de Süleymaniye Vakfımızda gerçekleştirdik. Kadının fıtratı, niçin evlenilir?, evlilikte eş seçimi, ailede iletişim, çocuk eğitimi, hürmet, muhabbet, güven, sıdk, istişare, üslub, problem çözme becerisi, imtihan daha bir çok konu ekip çalışmaları olarak işlenip sunumları yapılacak.
HÜLASA
Biz bir adım atmak bu konuyla hemhal olmayı istedik. Söylenecek sözümüz vardı. ‘’Birşey tamamiyle elde edilmediği takdirde o şeyi tamamıyla terk etmek caiz değildir’ sırrınca gayret ediyoruz. Bu çalışmaların külli bir dua hükmüne geçmesini Rabbimizden ümit ediyoruz.