Ahlâkî bir bozulmanın herşeyi kuşattığı günümüz dünyasında “Çocuklarımızı iyi, ahlâklı insan olarak nasıl yetiştirebiliriz?” sorusuna kafa yoran uzmanlar da var.
“Ahlâkî zekâ” olarak isimlendirdikleri bir kavram üzerine çalışıyorlar. Onlara göre ahlâkî zekânın anlamı şu: Doğruyu yanlıştan ayırma, güçlü bir ahlâkî inanca, donanıma sahip olup doğru ve izzetli davranmak.
DOĞRULUK PUSULASI
Bu konu üzerinde çalışanlardan biri ödüllü eğitim psikoloğu olan Dr. Michele Borba. Borba ahlâkî zekânın hayat boyu bir “doğruluk pusulası” gibi işlediğini belirterek, insanlara genellikle çocuklukta yerleştirildiğini ifade ediyor. Bir kez yerleştirildiğinde yönünün şaşmadığını, hep ahlâkî, doğru ve dürüst davrandığını belirtiyor.
Borba 3-15 yaş arasındaki çocukların ahlâkî zekâlarının gelişimi açısından ailelerin çok önemli bir rolü olduğunu söylüyor. Günümüzde çocukların ebeveyn kontrolünden uzak şekilde, yetişkinlerle az ilişki kurarak büyüdüklerini, televizyondan, filmlerden, bilgisayar oyunlarından, şarkılardan devamlı bir şekilde ahlâkî değerleri tahrip eden mesajlar aldıklarını anlatıyor.
Borba ahlâkî zekâ için ebeveynlerin yedi erdemi çocuklarına yerleştirmesi gerektiğini tavsiye ediyor: Empati, vicdan, öz kontrol, hürmet, nezaket, hoşgörü ve hakkaniyet.
FACEBOOK VE TWITTER UTANMAYI UNUTTURDU
Sanal âlemin ahlâkî bozulma üzerindeki etkilerini araştıran bir diğer isim ABD’li psikoloji profesörü Rowland Miller. Texas’taki Sam Houston State Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Miller çalışmalarında Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinin utanma duygusunu yok ettiğini belirlemiş.
Otuz yıl boyunca utanma duygusu üzerine araştırma yapan Miller, son yıllarda özellikle gençler arasında utanma duygusunun gittikçe ortadan kaybolduğunu ve bunun en büyük sebebinin teknoloji olduğunu belirtiyor.
Miller, “İnsanların hayatlarının bütün detaylarını bütün dünyayla paylaşmalarını sağlayan Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri utanma duygusunu yok ediyor” diyor.
SANAL ÂLEMDE SINIRLAR
Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde ahlâkî değerlerimiz de hızla yok oluyor. Borba’nın ebeveynlere tavsiyesi şu: “Dijital dünyaya doğan bir nesil yetiştirdiğimiz gerçeğini kabullenmeliyiz, ancak teknolojiyi çocuk bakıcısı olarak kullanmamalıyız. Çocuklarımızın hem çevrimiçi hem de çevrimdışı dünyalarının ebeveynleri olmak için her iki dünyayı da anlamalıyız. Çocuklarımızın dijital hayatlarına, aileleriyle daha fazla bağ kurabilmelerine, dünyayı keşfederek öğrenmelerine ve temel hayat yetkinliklerini kazanmalarına da zaman kalması adına açık ve uygulanabilir bir zaman sınırı koymalıyız.” (Kaynak: www.kemalsayar.com)
HÜLÂSA
Aslî kaynaklarımız olan Kur’ân ve Sünnet ışığında bu bilimsel çalışmaları dikkatle değerlendirip, giderek her şeyin dijitalleştiği ailemizde uygulamaya gayret etmemiz gerekiyor. Küresel ahlâksızlığı önlemenin bir çaresi de bu!