Allah bizim kalbimize bakar. Lisanımızdaki sürçmeleri ise inşallah affeder. Niyette kullandığımız tabirlerden çok, bu tabirlerle hangi günü kast ettiğimiz önemli. Kaldı ki, dil ile niyet etmemiz şart da değildir. Esas olan kalbî niyettir. Kalben niyet olmaz ise, dil ile çok doğru tabirler de kullansak, niyetimiz yine sahih olmaz. Dinimizi kendimize zorlaştırmayalım. “Yarın” veya “bugün” tabirleriyle hangi günü kast etmiş isek, niyetimiz o gün için sahihtir.
Bir günün başlangıç saatine gelince; yatsı namazının bitişiyle bir gün biter; sabah namazıyla birlikte de yeni bir gün başlamış olur. Başka bir ifadeyle, sabah namazıyla birlikte girdiğimiz yeni gün, günün beşinci namazı olan yatsı namazının son vaktine kadar devam eder. Yatsı namazı çıkınca gün bitmiş olur. Sabah namazının girişiyle de bir diğer günün şafağı Allah’ın izniyle ufuklarımızda gözükmüş ve yeni gün girmiş olur.
Dolayısıyla, henüz imsak çıkmadan “yarın”, imsak çıktıktan ve sabah ezanı okunduktan sonra da “bugün” diye niyet edebiliriz. Fakat yukarıda söylediğimiz gibi, buradaki sehivden de muafız. Yani imsaktan önce sehven “bugün” diye, veya sabah ezanı okunduktan sonra sehven “yarın” diye niyet etsek, girmekte olan günü kastettiğimiz sürece, bu sehiv orucumuza hiçbir zarar vermez. O günkü orucumuz inşallah sahihtir. Allah kabul etsin.