"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye muhalefetinin demokrasi problemi üzerine…

Şükrü BULUT
16 Ağustos 2024, Cuma
Okuyucularımızın bildikleri bazı hususları, tekrarlamamız gerekiyor. Hem, tekrar güzeldir.

Türkiye demokrasisinin 12 Eylül 1980’de, global ihtilâlcilerce münafıkane bir usulle idam edildiğini hatırlıyorsunuz. BTP (Böyyük Türkiye Partisi) hareketi ilki olmak üzere, demokrasiyi tedai eden veya ona götüren her hareket yerinde söndürüldü. 12 Eylül öncesinin demokrasisinin reflekslerinin ölmesi için, siyasetçilerine onar sene siyasi yasak getirildi. Daha sonra tarikatçı/siyasal İslâmcı olarak lanse edilen eski Dünya Bankası çalışanı (Kemal Derviş’in arkadaşı) Turgut Özal, Türk-İslâm sentezcileri eşliğinde sahneye çıkarıldı. Ve mukaddesatçı cemaatler, cemiyetler ve muhafazakârlar, zamanın neoliberallerince toptan iğfal edildiler. Demokratik reflekslerimiz;, ekonomi ile yatıp kalkan halkın nazarında arka plana kayarken, menfaatler öne çıkarıldı. Zamanla dinî hassasiyetler de uyuşarak; ekonomi, siyaset, tarafgirlikler, münakaşalar ve hak karşısındaki duyarsızlıklar devreye girmeye başladılar... Bütün bunlar, ANAP’ın enflasyonu yüzde yüz yirmide götürdüğü, bir gecede bankaların boşaltıldığı ve sokakta, köfte/döner ekmek karşılığında muhafazakârların reylerinin satışa sunulduğu çirkin zamanlarda oluyordu…

Sonra… 12 Eylül’cülerin Sincan’da, Gölcük’te ve Selimiye’de iradeye balans ayarından sonra, Neoliberaller yeni kadrolarıyla sahneye çıktılar. Bu defa bizimkilerini Atlantik ötesine götürmediler. Taslarını, bohçalarını, reklam şirketlerini, bankalarını ve taraklarını toplayarak onlar Anadolu’ya geldiler. Onar, belki de yirmişer defa Erbakan’ın gençleriyle görüştüler. İstanbul’da iz bırakmadık köşe bucak bırakmadılar. Ve sonra AKP ile yeni bir başlangıç yaptılar. Davos, Cüneyt Zapsu’yu dinledi. AKP’nin üst kadroları, küreselcilerce tahtaların deliklerinden aşağıya süpürülmediler… Bu dönemdeki tiyatroları biliyorsunuz. Amerika’da verilen büyük nişandan, BOP eş başkanlığına… One Minute’ten çok önceden hazırlanmış posterlerin Gazze sokaklarında çocuklarca taşınmasına… Erbil devletinin hükümetimizce tanınmasından Diyarbakır’da Şivan Perver ile halay çekilmesine… Bu tiyatrolardan yalnızca AKP’yi sorumlu tutanlar ve 12 Eylül projesini bir bütün olarak değerlendirmeyenlerin demokrasi imtihanını kaybettiklerini söylemek zorundayız…

Yukarıdaki iki kısacık paragraftan anlıyoruz ki; birileri milletimize demokrasiyi tam kırk dört senedir gizlice yasaklamış. Hatta, Türk milletinin karakteriyle ve ahlâkıyla tamamen ters olan sefahati, sodomiliği, rezilliği ve hürmetsizliği de medya/eğitim kanalıyla çocuklarımıza demokrasi olarak ders vermişler. Gençlerimiz demokrasi denildiğinde hayvani hürriyetleri, yaşlılarımız da sapıklığı ve ahlâksızlığı anlayınca, siyasetimiz kaosa dönüşmüş. Kırk yaş üzerindekilerin karşı çıktıkları anlayışa ve hayat tarzına gençlerimiz bütün kuvvetleriyle “Hürriyet! Hürriyet!” diye sarılınca, olanlar olmuş. Bütün ayarları, ölçüleri ve hatta renkleri bozulmuş bir demokrasi anlayışıyla muhalefetimiz sokağa çıkınca da, Neoliberallerin desteklediği AKP iktidarı sevincinden zil takıp oynuyor, gördüğünüz üzere… Kırk dört yıldan sonra demokrasiyi doğru tanımlarıyla ve kurallarıyla yeniden oturup konuşmayan bir muhalefet, mevcut iktidara maskara olmaktan öteye gidemez.

İktidarın karşısına çıkıp milletin hürriyetlerini, hukukunu, milli değerlerini, geleceği olan ailesini, milli birlik/beraberliğini konuşacak partilerin, hiç olmazsa önceki iktidarların pisliklerinden arınmış olmaları gerekmez mi?

Elbette muhalefet olmak iktidar olmaktan daha kolaydır. İktidarın; tiryaki olmuş hırsızlarını, milletin malını çarçur eden müsriflerini, adi menfaatleri için milli menfaatleri dış sermayeye peşkeş çeken hainlerini demokratik zeminlerde halka duyurmak çok mu zor? Muhalefetimizin sıkıntısı, 12 Eylül sürecinde ülkedeki neoliberallerin kirli siyasetlerini demokrasi ile karıştırmasıdır. Yani, siyaseti geçim kapısı olarak ders almış politikacıların gölgelerinden kurtulamayışlarıdır. Muhtarlıktan meclis üyeliğine, vekilliğe ve komisyon başkanlıklarına hasbelkader seçilmiş muhalefet kökenli siyasetçilerin politika ahlâklarına üstünkörü baktığınızda, hastalığı teşhis edebiliyorsunuz. Neoliberallerin, siyaseti ve idareciyi itibarsızlaştırma dersleriyle yetişmiş bazı yeni politikacılardan demokrat siyasetçi asla çıkamaz.

Yiğit düştüğü yerden kalkar. 12 Eylül öncesine geçemeyen Türkiye siyasetçisi, ölü doğmuştur. Hiçbir şey bilmiyordur. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, milletin ancak demokrasi ile bağımsız olacağı hakikati, kapitalin ve teknolojilerin milli demokrasilerce murakabesi, dinin ve ahlâkın olmadığı yerde demokrasinin asla olamayacağı gerçeği, millete hizmet etmek isteyenlerin menfaatlerini unutmaları gerektiği ve hakiki idareciliğin halka hizmetkârlıktan geçtiğini öğrenemeyenler demokrat olamazlar. Ancak kendilerinden önceki ANAP’lıları ve AKP’lileri taklit ederek siyaseti bir geçim kapısı olarak bilirler. Ve bu geçimlerini temin edebilmek için de birçok suistimale, ihanete ve hatta büyük günaha kendilerini mecbur zannederler…

Bu konuya devam edeceğiz, inşaallah…

Okunma Sayısı: 1358
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • irfan

    16.8.2024 23:01:11

    Olaylar dönüp dolaşıp idrak da düğümleniyor. Seksenlerden sonra evlere televizyon girdi evlerde huzur kalmadı dendi bunu idrak eden millet elinden alınan hürriyetin farkına varamadan ANAP ın uzantısı akp deli gömleğini giyince hepten idrakini kaybetti.inşallah tekrar kavuşur dileğiyle dua etmeye devam edicez.global ceriyanlar bilsinler bizler varız ve sizleri tanıyoruz.Kaleminize sağlık hocam

  • Ahmet

    16.8.2024 20:52:01

    Bizim Muhalefet Nasreddin Hoca hazretlerini takip ediyor. 12 Eylül samanlığında kaybolanı araması gerekirken, küreselcilerin temsilcisi AK nin pirupak ettiği ve düzenlediği ihtilal ürünü arenalarda demokrasiyi arıyorlar. Yoksa yanılıyormuyum..

  • Mehmet

    16.8.2024 18:56:15

    Muhalefet demokrasiyi Şer’i sınırları içinde anlatmalı ki AKP’nin ekmeğine daha doğrusu onları başımıza boca eden neoliberallere daha da malzeme olmasın.Onlara göre demokrasinin içi boşaltılmış hali lazım

  • Hüseyin T

    16.8.2024 18:52:07

    Türkiye'de en büyük sorun muhalefet sorunudur .ne yazık ki sizin de belirttiğiniz gibi mevcut iktidar muhalefeti de tazim etmektedir.bundan dolayı gerçek anlamda bir demokrasinin yerleşmesi için çok çaba göstermek gerekiyor.

  • sam

    16.8.2024 17:11:59

    :((((((

  • Mahmud

    16.8.2024 12:32:05

    Meseleyi özetlemişsiniz. „ Elbette muhalefet olmak iktidar olmaktan daha kolaydır. İktidarın; tiryaki olmuş hırsızlarını, milletin malını çarçur eden müsriflerini, adi menfaatleri için milli menfaatleri dış sermayeye peşkeş çeken hainlerini demokratik zeminlerde halka duyurmak çok mu zor?„

  • Salih baş

    16.8.2024 12:28:37

    Muhalefetin önünde Muhsin Yazıcıoğlu gerçeği var millet vatan gibi bir dertleri olmadığından tırstılar korktular bana ne dediler sistemin nimetini yiyorlar

  • Semanur Tunoğlu

    16.8.2024 12:28:29

    Kemalist ve milliyetçi söylemle muhalefet yapan demokrat parti dindarlardan oy alıp bu şekilde iktidara gelebilir mi?

  • Burhan

    16.8.2024 12:11:30

    Selamünaleyküm hocam başta biz olmak üzere üstadın müdafalarını okuyup anlarsak , demokrasi ve hürriyetin tanımını üstadın tanımıyla içselleştirip yaşarsak bir nebze olsun çevremizde anlatabiliriz .malum siyasal İslamı küresel emperyaller için çok kullanışlı bir aparat ,bunun karşısına ancak siyasi ve içtimai derslerde üstadın müdafaları bize yol gösterecektir.

  • Arda Yıldız

    16.8.2024 11:40:59

    İktidara Demokrat parti mi gelmeli? Yoksa Ak parti gelmesin de kim gelirse gelsin mi? Birinci şık için çalışmak lazım. İkinci durumda değişen bir şey olmayak çünkü.

  • Mustafa

    16.8.2024 11:31:42

    Yorum yapan arkadaşlar güzel noktalara değinmişler. Bu 12 eylül musibeti anlaşılmadan ne Anap musibeti ve ne de akp musibeti zor anlaşılır. Millet düşmanlarını da bizimle maytap geçerdururlar.

  • HÇeşitcioğlu

    16.8.2024 11:01:33

    Trump Florida’daki görüşmeleri sırasında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya “zaferinizi kazanın” dedi. Amerika muhalefeti de farklı değil...

  • Mustafa-kemal

    16.8.2024 10:48:12

    Proje devam ediyor.simdide muhalefetin ehlileṣtirilmesi projesi var.türkiye tunus olacak.her ṣey var.düzen yürüyor.demokrasinin geri gelmesi icin mücadele lazim.türk milletinin mücadele ederek kazandigi ne var hep ulufe bekler.cok beklersin demokrasiyi

  • Sefer Akgül

    16.8.2024 06:14:54

    Sorun iktidar kadar muhalefet partilerinin sorunu maalesef

  • S.topuz

    16.8.2024 04:27:47

    ..."Veya لَا تَرْكَنُٓوا اِلَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ (Zulm edenlere en küçük bir meyil göstermeyin, yoksa Cehennem ateşi Size de dokunur! Hud suresi 113) olan şiddetli tehdid-i İlahî tokadına mazhar olur; zalimlerin zulümlerine hasbî olarak manen iştirak eder; bil'istihkak cezasını da dünyada, âhirette çeker. Yalnız ehemmiyetli bir endişe ve bir teselli kalbime geliyor ki: Bu geniş boğuşmaların neticesinde eski harb-i umumîden çıkan zarardan daha büyük bir zarar, medeniyetin istinadı, menbaı olan Avrupa'da deccalane bir vahşet doğurmasıdır. Bu endişeyi teselliye medar; Âlem-i İslâm'ın tam intibahıyla ve Yeni Dünya'nın, Hristiyanlığın hakikî dinini düstur-u hareket ittihaz etmesiyle ve Âlem-i İslâmla ittifak etmesi ve İncil, Kur'ana ittihad edip tâbi' olması, o dehşetli gelecek iki cereyana karşı semavî bir muavenetle dayanıp inşâallah galebe eder."... Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ-1 - 58 🙌🌹🤲🌹😢😭😪😡😤❤☝️🌙🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Suad

    16.8.2024 03:41:22

    Demokrasinin bir ilim olduğunu, hala anlayamadık. AKP gibi dünya sermayesince kollanan bir hükümete muhalefet yapmak, bilgisiz salon çocuklarının işi değilmiş. Önce bilgi, sonra ahlak ve cesaret istiyor demokrasi. Muhalefetin ise daha çok ders çalışması gerekiyor.

  • Demokrat Avrupa

    16.8.2024 01:29:51

    Terazinin iki tarafı gibi düşünürsek, iktidar ve muhalefet…Muhalefet ne kadar hızlı demokrasiyi tam manası ile anlayıp hayata geçirebilirse, iktidar da o kadar hızlı demokrasiye geçiş yapmak zorunda olacak, ne kadar demokrasiyi benimsememiş de olsa…Aktuell siyasette ki en büyük sıkıntı ana muhalefetin eskiden kalma yükünü atmakla beraber şu anki iktidara alternatif olmak için zorlanması…

  • Oğuz Yiğitet

    16.8.2024 00:40:54

    12 eylül 1980 ihtilali son 44 yıllık siyasî tarihimizin şekillenmesinde çok önemli milat. Bilhassa ANAP'ın 2000'lerden sonra kurdurulan AKP'ye nüve ve model olması çok iyi irdelenip birbirinin devamı niteliğindeki bu iki yapının toplumun dinamiklerini nasıl dönüştürdüğü anlaşılmadan bu zihnî kaostan çıkış pek mümkün görünmüyor...

  • Mustafa Said Kara

    16.8.2024 00:30:47

    Turgut Özal 'ı siyasete sokan kişi Süleyman Demirel'dir. Ayrıca ANAP bugün Demokrat parti ile birleşmiştir. Ve bizler seçimlerde Anap+Demokrat partiye oy verdik.

  • Ahmet Said

    16.8.2024 00:06:29

    Tarihin tekerrürünü takip edememek, siyasi körlüğü netice verir. Yazarın bahsettiği yakın geçmişi öğrenmeden politika hakkında ileri geri konuşmamayı erdem edinmek gerekir. Yeni Asya hafızamızı diri tutuyor. Allah razı olsun yazarlarımızdan.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı