"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye muhalefeti dönüştürüldü mü?

Şükrü BULUT
23 Ağustos 2024, Cuma
Sevgili okuyucularımız bize, muhalefete takmış diye su-i zanda bulunurlar mı?

İkazın ve müsbet tenkidin yardımını ve teşvikini bildiğinizden, sizleri tenzih ederiz. AKP’nin 23. sene-i devriyesi münasebetiyle idarecilerinin, “muhalefeti dönüştürmeyi” icraatlarının arasında göstermeleri, bizim açımızdan önemli olan bir konuyu tedai ettirdi.

Şu iki-üç paradigmayı hatırlatarak mevzuya girelim. Günümüz siyasetinde, beyanın icraatın tersi olduğunu biliyoruz. Yalanın en revaçta olduğu alanın–maalesef– politika olduğunu da biliyoruz. Bizdeki siyasette; inisiyatiflerin dışarda olduğunu, oradan gelen emre göre hareket ettiğimizi de Bediüzzaman Hazretleri 1919’da neşrettiği makalesinde beyan ediyor. Bu prensipler adesesinden AKP idaresinin, muhalefeti dönüştürme sözlerinde bir küçük hakikat olduğunu itiraf edelim. Doğrudur, muhalefetimizi dönüştürdüler. Tıpkı kırk senedir uzaktan kumandalı 12 Eylül hükümetleriyle, ülkemizde yüzlerce değerimizi dönüştürdükleri gibi…

Hatırlatmak zorundayız. ANAP, küresel sosyal Marksizmi gerçekleştirmek üzere; ABD’de, Londra’da ve Avrupa’da başlatılan “dönüştürme” projesinin Asya’daki ayağıydı. Veya Türkiye’yi yetmiş cent’e muhtaç etmiş “Millî Demokrasi”cilerin elinden milletin sermayesini kurtarıp, dünyanın zenginlerine çaktırmadan aktarma projesiydi. Burada isimler çok önemli değil. Beş-on yıldan beridir; Sovyetler’i yakından tanıyan Vladimir Putin, bu çekirge sürüsü küresel sosyal Marksistlerin komünist olduklarını söylemişti de, gülüp geçmiştik. Bugünlerde ABD’de Neoliberallerin sahneye çıkardıkları Kamala Harris için, rakip aday Donald Trump aynı iddiada bulundu. Hatta X hesabında bunu karikatürize ederek tüm medyaya duyurdu. Durum böyle olunca biz de, küreselcilerin Özal ve Amerika’dan getirdiği takım ile başlattıkları ve daha sonra AKP’nin beşlisi ile ikinci etabı devam ettirilen aynı programı bir bütünlük içinde incelemek zorunda kalıyoruz.

İradesi küresel ihtilâlcilere dayanan 12 Eylül İhtilâli’ni ve bu ihtilâl ile oluşan süreci devam ettirmekle vazifeli olan ANAP’ın en küçük ve detaylı icraatları küreselcilerin “değişim/dönüşüm” programlarının neticesi ise, elbette ki AKP de aynı kaderi ve istikameti paylaşarak “dönüşümü” devam ettirmiştir. Bu küresel hükümeti hedeflemiş sosyal Marksistlerin, söz konusu ülkelerdeki muhalefetleri teşkil ettirmemeleri mümkün müydü?

İhtilâlcilerin Horoz Partisi kadar, Calp partisi de dönüşümcülerin etkisindeydi. Ve sonra demokrat tehlikesini bertaraf etmek üzere kurdurulan GENÇ PARTİ olayını unutmayalım. Küresel sermayeden bahsediyorsanız, millî meclislere vekiller yerleştirmeyi, Pentagon’da; dönüştürmek istediğiniz ülkenin paşalarını yetiştirmeyi de unutmamamız lâzım. Çevik Bir gibi… Ve sonra, yargı darbeleri için besledikleri bunca adam… Klaus Schwab’ın dediği gibi; DAVOS’un emrinde, küresel sosyal Marksizm için herşeylerini feda edecek bir ordu besleniyor. Bu dehşetli güce dayanarak, ANAP ile toplamda kırk küsur senelik şu iktidarların arkasındaki güç milletimiz olmadığına göre, muhalefetten hiç bahsedilir mi? Eskiden enternasyonal sosyalizm vardı. Bu hareketin Karl R. Popper gibi dehşetli feylesoflardan sonra sivil/sosyal Marksizm’e dönüştüğünü, bizdeki cahil demokratlar görmezden geliyorlar. Meseleyi ilim adamlarımız (sosyoloji, felsefe, tarih, hukuk ve iktisat alanlarındakiler gibi) incelediklerinde, bazılarının modern sosyalizm, bazılarının Neoliberalizm, bir kısmımızın ise sosyal Marksizm dediğimiz hareketin temelde inkârcılığa, materyalizme, semavî din/ahlâk karşıtlığına, değişim adı altında fıtrat düşmanlığına ve kendilerini ilâh yerine koyup her türlü yaratılışa müdahaleye hak kazanmışlığa dayandığını ilmen isbat ediyorlar. Fakat maalesef cehalet ile bir kısım insanlarımız “dünyevîleşme” (dünyayı dine tercih etme) tuzağına düştüklerinden, insanlık kapital karşısında iradesini yitirerek perişan ve zelil duruma düştü. Savaş ve ihtilâl ile beslenen bu küresel dinsizlik hareketinin elini attığı her şeyi tahrip etmelerine, dünyamızın ahmak siyasetçileri “dönüştürmek” diyorlar. İşte AKP kurmayları da, giderayak bundan bahsediyorlar. Kendilerini kullanan küresel sermayenin, Türkiye muhalefetini de dizayn ettiklerini, Bay Kemal’i muhalefetin başından uzaklaştırarak herkese gösterdiğini söylüyorlar. Ki haklıdırlar. ANAP mirasçısı ve militan Marksist Kemalist geçinenlerin, AKP için ne kadar sevimli bir muhalefet olduğunu, en aptallar da bilirler.

Tahmin ediyoruz ki, AKP de hazanına girdiğinin farkında. Neoliberallerin güçlerinin millî demokrasilere yetmeyeceğini, Trump karşısında kapıldıkları panikten anlıyoruz. İsrail ile başlatmak istedikleri savaşa da Putin engel olunca, bu küresel Marksistler bulundukları ülkelerin halklarıyla karşı karşıya kalacaklar.

İşte o zaman 12 Eylül’ün dönüştüremeyeceği iradeyi, hep birlikte takip edeceğiz.

Okunma Sayısı: 1470
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    23.8.2024 18:23:16

    Dünya devletlerinin içine kadar nüfuz eden sivil/sosyal Marksizm demokrasi ve fıtrat düşmanlığına dönüşüm! değişim! yalan damgasını koyarak tahribatlarını sürdürmek istiyorlar.Aradaki iradeleri ellerinden alınmış üst düzey bürokrat ve iktidar ve muhalefet perdeleri aralanınca millet dehşetli hareketi daha çabuk çözecektir,inşallah

  • Hüseyin T

    23.8.2024 15:31:00

    Yüzyıllardır savunulan, el üstünde tutulan değerler, emekler ve nesiller tehlike altında ise susmak, iyimser kalmak zordur .. Konuşmak, hakikati ifade etmek, adaletli, onarıcı ve yapıcı olmada karamsarlık olsa bile umut vardır . tablo ve gidişat ne kadar zifiri ise karamsarlığın o derece kesif olması normaldir.. İnsan konuştuklarından olduğu kadar sustuklarından da sorumludur.. vicdan dilsiz şeytan olmayı istemez .. Doğu toplumlarında eleştiri ve sorgulama olmadığı için yanlışlar söylenmez. aksaklıkları düzeltmesi için işler Allah'a havale edilir.. Tembellik,neme lazımcılık,bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın anlayışından kaynaklı problemler çığ gibi büyür....Sorumluluğu yerine getirmemenin vicdani ve uhrevi karşılığı olduğunu Kur'an söyler . Vicdan sorumluluğu, haksızlık konuşmayı emreder.. Halifeyi ruyi zemin olan ademoğlu gücünün yettiği ve etki sahasında bulunan her şeyden sorumludur... Dağların bile dayanamadığı sorumluluğu kabul etti çünkü ..

  • Sedat

    23.8.2024 14:50:03

    Bediüzzaman'ın usulünü takip edeli. Önce cehaletle, sonra fukaralıkla ve ihtilafla olan cihadımızın derecesini yükseltellim. Bu milleti önce çanak- çömlekle ve şimdi de sosyal medya batağına sokarak cahil bırakan deccaliyetle savaşmadan bize demokrasi zor gelir...

  • Semanur Tunoğlu

    23.8.2024 12:08:08

    Salt demokrasi gelirse herşey güllük gülistanlık olur diye düşünmejte yanlış. Demokrasiyi, şeriatın kuralları ike destekleyen ideologlar lazım. Bugün en güçlü demokrasilerde bile ahlaki sorunlara çözüm üretilemiyor. İnsanlar demokrasiyi heva ve heveslerin tatbik edilmesine vesile olarak kullanıyorlar. Oysa demokrasi şeriatın ulvi kurallarıyla bütünleşirse insanlığa huzur vesilesi olabilir. Gerçek huzur Allahın emrettiği kurallarda yani şeriattadır. Bunu unutmadan demokrasi fikrine yaklaşırsak gelişimine katkı verebiliriz.

  • Burhan

    23.8.2024 12:05:08

    Selamunaleyküm hocam Muhalefet dönüştürülmedi, klonlandı

  • Said

    23.8.2024 11:52:21

    Bir millet cehaletiyle hukukunu bilmezse, en hamiyetkarını bile başına müstebit yapar, sözü çok güzel. Önce cehaletle savaşmak lazımmış. Bu makaleden bunu anlıyorum. Allah şevkinizi arttırsın. Amin.

  • HÇeşitcioğlu

    23.8.2024 11:13:07

    Şükrü Bey; yazılarınızda açıkça ve satır aralarında Trump' u çare gibi görüyorsunuz. Bir yazıda bu iddianızı açıklığa kavuştursanız iyi olur?

  • Mehmet

    23.8.2024 11:01:21

    Demokrasiyi millet iradesi olarak anlamayan siyasi partilerin halleri. Menfaat üzerine dönen siyaseti hedefleyenleri saha dışına sürmek de demokratların vazifesi.

  • halil

    23.8.2024 10:29:14

    Kendisi kontrollü olan iktidar, nasıl "muhalefeti dizayn ediyor." denilebilir. Sonra Evanjelik Trump karşısında kim paniklemiştir. Sonra, İsarille savaşa devam edilmiyor mu, yoksa Filistin'deki katliamı savaş saymıyor muyuz?

  • Hüseyin Sönmez

    23.8.2024 09:57:42

    Malesef ülkemizde iktidar muhalefet taklidi yapıyor, muhalefet ise iktidar olmak istemiyor. Olan da ülkeye ve millete oluyor.

  • Ali Yılmazcan

    23.8.2024 07:14:12

    Derin ve hadiselerin tasdik ettiği bu makalenizin , sonundaki müjdesini temellendiren bir yazı bekliyoruz.Selamlar.

  • Ismail Sariömeroglu

    23.8.2024 03:04:46

    Büyüb bir inkılab dönemini yaṣıyoruz , bu değiṣim ve dönüṣüm hadisatını te'vile çalıṣmanız tebrike ṣayan! Bu minvalde söylenebilecek çok söz olduğunu düṣünüyorum. Baki selamlar Baki selamlar

  • S.topuz

    23.8.2024 02:11:00

    ..."Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken; âlem-i semavatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsa Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadîr-i Külli Şey'in va'dine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem Kàdir-i Külli Şey' va'detmiş, elbette yapacaktır."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat - 57. 😢😭😪😡😤🙌🌹🤲🌹❤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    23.8.2024 02:08:41

    ..."Allah'ı inkâr eden o cereyan efradları, birer küçük Nemrud hükmünde nefislerine birer rububiyet verir. Ve onların başına geçen en büyükleri, ispirtizma ve manyetizmanın hâdisatı nev'inden müdhiş hârikalara mazhar olan Deccal ise; daha ileri gidip, cebbarane surî hükûmetini bir nevi rububiyet tasavvur edip uluhiyetini ilân eder."... İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan hakikî İsevîlik dini zuhur edecek, yani rahmet-i İlahiyenin semasından nüzul edecek; hal-i hazır Hristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-i İslâmiye ile birleşecek; manen Hristiyanlık bir nevi İslâmiyete inkılab edecektir. Ve Kur'ana iktida ederek, o İsevîlik şahs-ı manevîsi tâbi' ve İslâmiyet metbu' makamında kalacak; din-i hak bu iltihak neticesinde azîm bir kuvvet bulacaktır."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat - 57

  • Demokrat Avrupa

    23.8.2024 01:08:02

    İktidar, muhalefet ve halk…Seçmen olan halk ne kadar demokrasiye önem veriyorsa veya sahip çıkıyorsa o kadar nazenin ve kırılgan olan demokrasi filizlenmek için gayret gösterecektir…İktidarı iktidar, muhalefeti muhalefet yapan seçmen olan halk olduğuna göre, ilk önce demokrasi aşkı ve şevki ile halk yanması gerekir…Eğer halkın demokrasi diye bir derdi yoksa, o zaman çok daha büyük dertleri vardır demektir…

  • Ertan

    23.8.2024 00:57:02

    Bu yazıda tartışmanın ayrışmak olmadığını anladım .. Yazı önyargısız okunduğunda doğruların ve doğru olabileceklerin güzel bir analizi ve dahi sentezi karşımıza çıkıyor .. Yine tam ortadan ve yine hakikati hakikat ekseninden yazmışsınız .. tebrikler

  • irfan

    23.8.2024 00:43:28

    Dönüştürmeyi medya yoluyla da nasıl yaptıklarını idrakla takip eden herkes görürki hiç bir alanı boş bırakmıyor bu marksistler.toplumu bu yöndende hipnoz altına alıp dünya yı istedikleri yöne savurma ya çalışıyor lar. Rabbim bizleri idrak eden kullarından eylesin o az olanların içinde haşreylesin.Kaleminize sağlık hocam

  • Mahmud

    23.8.2024 00:10:25

    Demokrasi yerel bir problem olmadığını ve başka yerlerdeki Problemlerin mevcut demokrasiyi nasıl tetiklediğini güzel anlatmışsınız, ağabey. Allah razı olsun. Kaleminize istikamet ve hayırlı başarılar diliyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı