"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sednaya tiyatrosuna itiraz var

Şükrü BULUT
10 Şubat 2025, Pazartesi
Bekliyorduk. Gelen itirazları, itina ile ele aldık. Hatta bazı okuyucularımız itirazlarını telefonla bildirdiler… Eyvallah…

Değerlendirmemiz neticesinde itirazları iki şubeye ayırdık. Birinci kısmının, siyaseten tarafgir olduğu parti veya cemaat taassubuyla, yalnızca reddiye üslubuyla yapıldığını; bu itirazların sahiplerinin siyasî hava değişene ve Havuz Medyası’nın efkâr-ı ammeye boca ettiği –bize göre– yanlışların tesiri kayboluncaya kadar ısrarlarında sebat edeceklerini düşünüyoruz. 

İtirazların ikinci kısmını da ayrıca ikiye ayırmamız güzel olur. Meselenin aktüel parçasına odaklandığından, bütünüyle beraberce tahlil edilmesi gereken “küllü/ bütünün parçalarını” unutmuş. Bunun birinci kısmının sahipleri, materyalist eğitimin bir belâsı olarak, küllî düşünceden mahrum şekilde, bütüne bağlı parçacıkları bağımsız kabul edip; ilmî, mantıkî, tarihî ve dolayısıyla ahlâkî hatalara düşüyorlar. İkinci kısım itirazların sahipleri ise; sosyal ilimlerin de fen ilimleri kadar araştırma, mantık, terminoloji, zaman, mekân ve kahramanların sıkı sıkıya takip edilmesi gibi şeyleri gerektirdiğini düşünmüyorlar. Gayet tembelâne, üstünkörü ve meseleye gerekli değeri vermez bir hal ile meseleye yaklaşanlar…

İlimdeki bütünlükçü bakışın, Allah’ın bir olmasından ve kâinatı bütünlük içinde yaratmasından doğduğunu biliyoruz. Maddî yaratılışların hepsinde bu esas geçerlidir. İçtimaî ve siyasî hadiseleri bir bütünlük içinde ele almamak, bizi hem doğru neticeden uzaklaştırır ve hem de muvaffakiyetimizi engeller. Geçen yazımızdaki “Sednaya,” yakın içtimaî tarihimizden haberdar olanlar için, kırk senelik hadiseler zincirini tedai ettirecek bir kelime idi. Nazarları; beşyüz kelime ile, çok önemli ve hızlıca cereyan etmiş geçmiş olaylara davet ettiğimi hatırlıyorum.

En azından, 12 Eylül ile başlayan bizdeki Neoliberal devrimler zincirinin millet hayatının yüzlerce karesindeki tahriplerinden yola çıkılmasının gereğine inanıyordum. Ki doğrusu 1970’lerin başına, “Yeni Dünya Düzencilerinin” operasyon merkezi Dünya Bankası’na; Kemal Dervişoğlu ile Turgut Özal’ın asistan olarak alınmasına gitmemiz gerekiyordu. Fakat bu düzenin bizdeki sahnelenme tarihi 12 Eylül 1980 ihtilâlidir. Şili’den yaklaşık sekiz-on sene sonra… Ve İslâm âlemini de içine alacak bu projenin başına Özal’ın getirilmesi, perdenin açılışıydı… Kürtlük Meselesi, Barzanistan’ı inşa için bölgeye yerleştirilen Çekiç Güç, demokratik siyasetin ihtilâl anayasasıyla ortadan kaldırılışı, milleti ekonomik vesayet altına almak için sahnelenen enflasyon oyunları, bankalar, ABD’den getirilen reklam şirketleri, önceki demokrasi zamanlarını kötülemek, başta dinî cemaatler olmak üzere sivil toplumun rüşvetlerle ele geçirilmesi ve sosyal hayatımızda yüzlerce tahribat…

Bazı ilim adamları, millet olarak 12 Eylül kadar münafık, dessas, zararlı ve yıkıcı bir şey yaşamadığımızı makalelerinde ispat ediyorlar. Kemalizm’in her renginden, milliyetçiliğin tüm tonlarına, Siyasal İslâmcılıktan tarikatların bütününe ve Diyanet teşkilâtımıza kadar, istismar edilmedik bir unsurun kalmadığını yazıyorlar.

Yeni Asya Gazetesi, tecdid hareketinin sesidir. Bazen üç-beş sene sonra, hayata yansıyacak olaylardan Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsine dayanarak önceden haber verir. Bediüzzaman’ın Kur’ân tefsirini bütünlük içinde dikkatlice okuyanlar, bu gerçeği çokça yaşamışlardır. Hipnoz, propaganda ve mantık oyunlarıyla efkâr-ı ammenin aklını karıştıranlara, Risale-i Nur’dan o kadar basit ve ikna edici cevaplar verir ki, düşman bile tasını-tarağını toplayıp, bu pazardaki tezgâhını kapatmak zorunda kalır.

Bundan elli ve hatta otuz sene önce, milletin görüşü dezenformasyon ve iğfal ile bir müddet de olsa yanlış yere çekilebilirdi. İngiliz petrol şirketinin Meksika körfezine dağılan petrollere bulanmış kuşları, Saddam’a hücum için kullananlar, artık o şansa sahip değiller. Yine; Neoconların önceden hazırladıkları Kuveyt Büyükelçisinin, BM kürsüsünde konuşturulan kızını, ailesi Saddam’ca katledilmiş bir Kuveyt çocuğu olarak göstermek gayrı mümkün değil… Teknolojik harikalar dünyayı bir odaya çevirmiş durumda. Küreselcilerin şu kirli savaşlarda kullandıkları resimlere dair, kitaplar yayınlandı.

İşte; on üç sene boyunca “küresel deccaliyet”e karşı Suriye’nin bütünlüğünü; Rusya ve İran’ın yardımlarıyla savunan bir adamı, düştükten sonra arkasından bazı yalanlar uydurarak küresel güçlerin ekmeğine yağ sürmek bilhassa İslâmcı geçinenlere hiç, ama hiç yakışmıyor…

İnşaallah devam edeceğiz…

Okunma Sayısı: 982
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ERDOĞAN KAPLAN

    10.2.2025 11:48:23

    Selamün Aleyküm hocam; işte; on üç sene boyunca “küresel deccaliyet”e karşı Suriye’nin bütünlüğünü; Rusya ve İran’ın yardımlarıyla savunan bir adamı, düştükten sonra arkasından bazı yalanlar uydurarak küresel güçlerin ekmeğine yağ sürmek bilhassa İslâmcı geçinenlere hiç, ama hiç yakışmıyor…diyorsunız burada anladığım kadarıyla Beşşar Esadı kastediyorsunuz peki hocam 13 sene boyunca SEDNAYA hapishanesinde işlenen cinayetlerin işkencelerin sorumlusu kim beşşar esad değil mi hocam yazılarınızı takip ediyor ve beğeniyorum RABBİM kaleminize güç kuvvet versin Selamün Aleyküm

  • Halil

    10.2.2025 11:26:52

    Suriye Savaşının arkasında, intikam ve menfaatleri uğruna düşmanlarla ( ingiliz) birlikte hareket eden ihvancı, selefi ve şia guruplarını tesbit etmezseniz, hesabınız baştan sona yanlış çıkar. İngiltere merkezli fitne yayınlarını ( bahsettiğim üç gurup) dinlediğinizde, meseleyi anlıyorsunuz.

  • HASAN DOĞAN

    10.2.2025 10:35:35

    Sayın hocam bu meyanda 12 Eylül1980 darbesi için bu kadar münafıkane demeniz çok güzel de;15-20 Temmuz münafıkane ve zındıkane kalkışmasından da iki üç satır bahsetmeyi neden akıl etmediniz diye de insanın aklında bir soru işareti kalıyor.....

  • Raşit örenel

    10.2.2025 09:10:06

    Diyelim Sednaya bir tiyatro (ki ola da bilir), Esad'ın zulmü azalır mı, evet Suriye iç savaşı da zalimlerin satranç oyunu olarak çıkartıldı, asayişin zir ü zeber olmamasının neticesini hep beraber gördük, zalim daha zalim mazlum daha mazlum oldu. Peki Türkiyede sergilenen tiyatrolara ne diyeceğiz, Turkiyede işlenen zulümlere? Yeni Asya olarak sesimizi çıkarabildiğimiz kadar neden çıkarmıyoruz? Siz Türkiye kamuoyunu Sednayanin bir tiyatro olduğunu ikna etmeye çalışırken ülkede ne tiyatrolar dönüyor.

  • HÇeşitcioğlu

    10.2.2025 06:02:03

    Allah kimseyi şaşırtmasın, şaşırtırsa süründürmesin, süründürürse çektirmesin, çektirirse rezil etmesin, rezil ederse perişan etmesin, perişan ederse sersem, âvâre etmesin.

  • HÇeşitcioğlu

    10.2.2025 06:01:44

    Allah kimseyi şaşırtmasın, şaşırtırsa süründürmesin, süründürürse çektirmesin, çektirirse rezil etmesin, rezil ederse perişan etmesin, perişan ederse sersem, âvâre etmesin.

  • Mustafa-kemal

    10.2.2025 05:37:44

    Suriyeye özgürlük leri katlederek iyilik edilmedi.sonunu getirdiler suriyenin.esad ailesi suriyeyi bitirdi.demokrasi ve adalet suriyeyi kurtarabilir.bunu kendi ülkemiz icinde düṣünebiliriz.yalniz özgürlük ve adil bir yönetim türkiyeyi ileri götürür.suriyede yeni bir dönem baṣladi.insallah batınin istadigi gibi 3 parcaya bölünmezler.

  • Selim

    10.2.2025 05:22:40

    Sosyal olayları, mantık kaidelerimin doşında ve kör olan duygularla tartışmamız, bize yalnızca zarar verir. Olaylardaki doğru bilgilet kadar, olaylara bakarken durduğumuz yer de önemli.

  • S.topuz

    10.2.2025 00:24:49

    ..."Evet dine imale etmek ve iltizama teşvik etmek ve vazife-i diniyelerini ihtar etmekle dine hizmet olur. Yoksa dinsizsiniz dese, onları tecavüze sevketmektir. Din dâhilde menfî tarzda istimal edilmez. Otuz sene halife olan bir zât, menfî siyaset namına istifade edildi zannıyla, şeriata gelen tecavüzü gördünüz. Acaba şimdiki menfî siyasetçilerin fetvalarından istifade edecek kimdir, bilir misin? Bence İslâmın en şedid hasmıdır ki, hançerini İslâmın ciğerine saplamıştır. Dediler:-İttihad'a şedid bir muarız idin. Neden şimdi sükût ediyorsun? Dedim: -Düşmanların onlara şiddet-i hücumundan. Düşmanın hedef-i hücumu, onların hasenesi olan azm ü sebattır ve İslâmiyet düşmanına vasıta-i tesmim olmaktan feragatıdır. Bence yol ikidir: Mizanın iki kefesi gibi; birinin hiffeti, ötekinin sıkletine geçer. Ben tokadımı, Antranik ile beraber Enver'e, Venizelos ile beraber Said Halîm'e vurmam. Nazarımda, vuran da sefildir. Risale-i Nur Külliyatı, Sünuhat - 54

  • S.topuz

    10.2.2025 00:19:42

    ..."Dediler: -Dinsizliği görmüyorsun, meydan alıyor. Din namına meydana çıkmak lâzım. -Evet lâzımdır. Fakat kat'î bir şart ile ki, muharrik aşk-ı İslâmiyet ve hamiyet-i diniye olmalı. Eğer muharrik veya müreccih, siyasetçilik veya tarafgirlik ise, tehlikedir. Birincisi hata da etse, belki ma'fuvdur. İkincisi isabet de etse, mes'uldür. Denildi: -Nasıl anlarız? Dedim: -Kim fâsık siyasetdaşını, mütedeyyin muhalifine, sû'-i zan bahaneleriyle tercih etse, muharriki siyasetçiliktir. Hem umumun mal-ı mukaddesi olan dini, inhisar zihniyetiyle kendi meslekdaşlarına daha ziyade has göstermekle, kavî bir ekseriyette dine aleyhtarlık meyli uyandırmakla nazardan düşürmek ise, muharriki tarafgirliktir."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı Sünuhat - 53

  • Hakan

    10.2.2025 00:18:18

    Sayın hocam tesbitler yerinde ve bilgiler doğru. Sednaya’dan bir El-gureyb, bir Bucca veya Goantamano çıkararak, Rusya, İran ve Suriye ittifakını yanlış göstermeye çalışıyorlar. Bunlar deccalin zulmünü gizlemeye çalışıyorlar ve bilmeden büyük günaha giriyorlar.

  • Ali

    10.2.2025 00:12:23

    Sednaya hikayesi, Arap Baharı faciasından bir taştır. Bu büyük faciayı ve ölen milyonları ümmete unutturmak üzere uydurulan veya mübalağa ile büyütülen bir hikayedir. Binayı unutturmak istiyorlar, ahmaklar.

  • Pelin Kurukahveci

    10.2.2025 00:10:29

    Hayretle okudum hocam. Esat gibi bir zalimi ülkesini koruyan kahraman statüsüne yükseltmişsiniz. Rusya ve iran'ın sünni müslümanları acımasızca öldürdüğünü bilmiyorsunuz herhalde!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı