"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Paris Olimpiyatları veya Macron’un misyonu…

Şükrü BULUT
19 Ağustos 2024, Pazartesi
Bir kısım okuyucularımız, “Yazmaya değer miydi?” diyecekler…

Dünya bu denli küçülmeseydi, haklı olacaklardı. Ahirzaman’ın global dinsizlik cereyanı, bu oyunlarının açılışında tahripkâr dinsizliğini bu denli teşhir etmeseydi, belki. Avrupa Kiliseleri ve bir kısım AB liderleri bu çirkin imansızlık şovuna ses çıkarmasalardı, yazmamız ses getirmeyebilirdi. Veya global dinsizlik cereyanının organizesiyle Gazze’de kırk bin masum katledilirken Türkiye’miz tepki olarak bu oyunlardan çekildiğini dünyaya ilan etseydi, belki de, maksat hasıl oldu, deyip rahatlayacaktık. Fakat nerede… Dünya kamuoyunun ortadan ikiye bölündüğü Paris olimpiyatlarında, semavî dinlerin tarafında olduğumuzu bir şekilde bildirmemiz gerekiyordu.

Birileri Fransızları veya Paris’i suçlayacaklardır, açılıştaki Sodomî hokkabazlığı için… Dünya efkâr-ı ammesinin, bileşik su kapları kaidesiyle birbirini tetiklediği şu zamanda; dünyayı, demokrasiyi, insanlığı, inançları, çevreyi ve temel ahlâkı tahrip eden düşman tarafını belirtmeden konuşmanın da yazmanın da faydasızlığını artık bilmemiz gerekiyor. Kırk beş seneye yakındır dünya kamuoyunda, kişilerin geçici menfaatleri uğruna insaniyet düşmanlarını tanımlamaktan kaçındıklarının resimleriyle meşgulüz. Fakat nereye kadar… Kötüyü tanımlamadan, şerrin şer olduğunu göstermeden, güzele musallat çirkini ayırt etmeden nereye kadar… İşte bunun için Paris Olimpiyatları bir ölçü olmuştur. ABD’yi ve AB’yi emirleri altına aldıklarını zanneden küresel sosyal Marksistlere; kapitale ve yalana dayalı bu üstünlüğün çok geçici olduğunu ihsas etmek için bu yazı önemliydi.

Macron’un hikâyesini, Yeni Asya’yı takip edenler bilir. Tahribatçı dinsizlik/ahlâksızlık da bir ümmettir. Tıpkı Sarkozy ile başlayan Paris macerası gibi… Ve sonra IMF başındaki, Sarkozy’nin yakını Christine Lagarde… Arkasında Fransız Hristiyanlarının adayı Fillon’a yapılan hukuk darbesi… Hemen arkasından yine Sarkozy’nin desteğiyle Rotschild çalışanı Emmanuel Macron’un paraşütle Elysees’e indirilişi. Küfrün ve tahribatın ne denli cemaatleştiğini takip edemeyenler, anlayamadıkları yazarları komplo teoriciliğiyle suçlamaya devam edecekler. İmtihan dünyasında, herkes hürriyetini kullanacaktır. Bekleyelim, görelim.

Macron’u sivil darbe ile Paris’e taşıyan iradenin hizmetkârı Angela Merkel de, Almanya’nın geleneksel partilerini Yeşiller’e ve AfD’ye peşkeş çekecekti. Dehşetli bir demokrasi, AB ve Almanya düşmanı olarak tarihteki yerini alacaktı, böylece… En son ve en önemli başarısı ise, McKinsey çalışanı Ursula von der Leyen’i Macron ile işbirliği yaparak Brüksel’e tayin edebilmesiydi. Böylece, dünyanın demokrasi ve barış işbirliği olan AB, ömrünün en utançlı ve karanlık dönemine mahkum edilecekti…. Macron’un dehası, bilgisi, tahrip gücü, ahlâksızlığı ve barış karşıtlığı değildi burada öne çıkan… Yalnızca cemaatleşmiş küresel fitne içindeki rolünü sessizce ifasından ibaretti, bütün başarısı… Bir bunak ve bir de neocon kadın ile Washington’u işgal eden küreselcilerin Ukrayna, Filistin ve diğer Ortadoğu fitnelerine, barışın ve demokrasinin temsilcisi AB, ancak bakınmakla yetindi…

Paris Olimpiyatları’nda, küreselci tahripkâr dinsizler kimliklerini bir defa daha aşikâr ettiler. Spor istemediklerini, nizam istemediklerini, kaide istemediklerini, ahlâk istemediklerini ve daha doğrusu insanı istemediklerini ilk açılışında ilân ettiler. Ve daha doğrusu Allah’ın varlığını fıtrat ile birlikte insanlara anlatmaya gayret eden tüm semavî dinlere savaşlarını ilân ettiler, küresel sosyal Marksistler… Bu süreci Türkiye hükümeti aylar önce biliyordu. Hükümetimiz, Türk milletinin bu ahlâksızlığa/kepazeliğe tepkisini koyarak kafilemizi geri çekseydi, tarihe şerefle geçerlerdi. Allah basiretlerini kör etti ve davet edilmediği bu rezalet tablosunu uzaktan tenkit ile geçiştirdi, yetkililer. Hükümet makamının icra makamı olduğunu unutup, aciz muhalefetler gibi şikâyet edenlerin, inisiyatif sahibi olamadıklarını bir kez daha gördük, Paris’te…

Okunma Sayısı: 1348
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ertan

    21.8.2024 12:30:14

    Sayın Bulut, Yazınızı üçkez okudum .. Giriş gelişme ve sonuç .. Girişte hafızları tazelendirdiniz Gelişmede; tarihi uyarılara dikkat çekmiş ve tüm semavi dineleri inkar ve dahi insanı istemeyen bir derin yapıdaki oyunların tezahürü olmuş .. Belkide en dikkatimi çeken ülkemiz ve yönetiminin bu dehşet ve vahşet senaryoyu geçte olsa görmüş ancak sesiz ve cılız tepkilerle bu dehşet ve vahşete şerik olmuş ..Ben kalinize sağlık diyorum

  • Hüseyin T

    19.8.2024 15:12:07

    İnsanlık âlemi bir bütün olarak küreselleşen dünya'nın sancılarını çekerken; müslümanlar bu sancıya ek olarak kendi iç ve dış yetersizliklerinden mütevellit hastalıklı anlayışlarla problemlerle uğraşıyor.. Siyasî tarafgirlik, ihtilaf seküllerleşme ve ne koparırsam kârdır gibi haktan, sorumluluktan uzak tercihler müslümanlar arasındaki uhrevî ve dünyevî bağları kopardı.. Vahşi kapitalizm ve neoliberalizm mantalitesiyle hareket eden müslümanlar hızla çoğaldı.. Dışardan ve içerden kaynaklanan fani ve fena hallerin şehvetinden, dehşetinden, nefretinden girdabından uzak durulmalı dengeyi aklı vicdanı kitabı mesajı günün sonunu asla unutmamalıyız..

  • Said

    19.8.2024 14:14:23

    Deccaliyetin mahiyetini hem iç dairede ve hem de dış dairede anlatmak önemli bir görevdir. Başarılar diliyorum.

  • Hüseyin T

    19.8.2024 14:06:46

    İnsanlık âlemi bir bütün olarak küreselleşen dünya'nın sancılarını çekerken; müslümanlar bu sancıya ek olarak kendi iç ve dış yetersizliklerinden mütevellit hastalıklı anlayışlarla problemlerle uğraşıyor.. Siyasî tarafgirlik, ihtilaf seküllerleşme ve ne koparırsam kârdır gibi haktan, sorumluluktan uzak tercihler müslümanlar arasındaki uhrevî ve dünyevî bağları kopardı.. Vahşi kapitalizm ve neoliberalizm mantalitesiyle hareket eden müslümanlar hızla çoğaldı.. Dışardan ve içerden kaynaklanan fani ve fena hallerin şehvetinden, dehşetinden, nefretinden girdabından uzak durulmalı , dengeyi aklı vicdanı kitabı mesajı günün sonunu asla unutmamalıyız..

  • Sedat

    19.8.2024 13:10:43

    Demokrasilerin karşı devrimcilerinin hikâyelerini ve mahiyetlerini önümüze seren bir makale. Yüreğinize sağlık.

  • Eda Gül Beyaz

    19.8.2024 12:54:31

    Avrupadan hayır ummak nafile bir beklenti. Kime hayrı dokunmuş ki. Hep zulüm hep gözyaşı taşıdılar gittikleri yerlere.

  • Ahmet

    19.8.2024 12:48:00

    Paris olimpiyatları bahane... Küresel dinsizlik şahane... Dünya ortadan iki bölünmüş. AKP hangi tarafta olduğunu, Rusyanın korkusuyla tam açıklayamıyor, Paris'teki rakip görünen siyasetçilerin goygoyosonu yapıyor. Tarih münafıklığı bu kadar becerebilen kaç tane kadroyu yazacak diye merak etmiyormusunuz.

  • Burhan

    19.8.2024 12:42:01

    Selamunaleyküm hocam Cemaatleşmiş fıtrat ve semavi din düşmanlarının yerel siyasetteki ve gazetelerdeki müridlerini kamu oyuna anlatmaktan bir milim geri durmamak bizim vazifemiz, bunu tüm mecralarda anlatıp Allahın izni ile muvaffak oluruz.Din düşmanlığı ve insanlık düşmanlığı kendilerini bu şekilde hiç açık etmemişdi.

  • Hüseyin İlhan

    19.8.2024 12:05:23

    Ülke tv'lerine bol keseden reklam ve teşvik veren dini-dar iktidar bırkaın olimpiyatlardaki rezalet ve kepazeliğe karşı hareket etmeyi,teşvik ve reklamlar ile milyarlarca lira döktükleri kanal,yayınlardaki ahlaksızlığa dahi dur diyemiyor. Amma yandaşlarına,partililerine yaptıkalrı yanlışları tenkit eden ve haber yapan haber,ve yayınlara anında yasak getirerek sansür uyguluyor. Hele hele iktidarın yanlışlarını hakkaniyetle dahi haber yapanlara nazi idaresi gibi cezalar,hak gaspları ve engeller koyuyorlar.

  • Sefer Akgül

    19.8.2024 09:28:01

    Yazmaya değerdi. Kaleminize sağlık

  • S.topuz

    19.8.2024 07:02:26

    ..."İki dehşetli harb-i umumînin neticesinde beşerde hasıl olan bir intibah-ı kavî ve beşerin tam uyanması cihetiyle kat'iyyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz, geri dönüp Hristiyan da olamaz. Olsa olsa küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikata dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna' eden Kur'an ile bir musalaha veya tâbi' olabilir. O vakit dörtyüz milyon ehl-i Kur'ana kılınç çekemez." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Emirdağ-2 - 72 "Lâ tehzen! İnnallahe meanâ!" "Üzülme! Allah c.c bizimle BERABERDIR! "Allah c.c NÛR'unu tamamlayacaktır, kâfirler istemese de!" "Ümidvâr olunuz! Şu istikbâl inkilâbâtı içinde en yüksek gür SADÂ İSLÂM'ın SADÂ'sı olacaktır!" İnşâallah, Amiiin! 😢😭😪🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😢😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    19.8.2024 06:51:42

    ..."Öyle ise bu vatanda her şeyden evvel o acib kuvvete karşı hakaik-i Kur'aniye ve imaniyeyi bilfiil elde tutup dinsizliğin önüne kuvvetli bir Sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur'anî yapılması lâzım ve elzemdir. Çünki dinsizlik Rus'u, şimdiye kadar yarı Çin'i ve yarı Avrupa'yı istila ettiği halde; bize karşı tecavüz ettirmeyip tevkif ettiren, hakaik-i imaniye ve Kur'aniyedir. Yoksa Ruslar'ın tahribat nev'inden manevî kuvvetlerine karşı, adliyenin binden birine maddî ceza vermesiyle; serserilere ve fakirlere, zenginlerin malını peşkeş çeken ve hevesli gençlere ehl-i namusun kızlarını ve ailelerini mubah kılan ve az bir zamanda Avrupa'nın yarısını elde eden bir kuvvete karşı, ancak ve ancak manevî bombalar lâzım ki, o da hakaik-i Kur'aniye ve imaniye atom bombası olup o dehşetli solculuk cereyanını durdursun." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Emirdağ-2 - 71

  • Demokrat Avrupa

    19.8.2024 00:54:58

    Ferasetten ve basiretten uzak sözde iktidarımız önünü göremeyenler kafilesinden bir türlü ayrılmayı beceremiyor…Gününü kurtarmak ile uğraşanlar, bunu nasıl başarabilirler ki? Ahir zaman labirentleri içerisinde hareket edenler, bir yanlıştan diğer yanlışa gidenler, doğruyu bulmak için ne yapmamamız gerekiyor diye soruyu sormaları gerekmez mi? Ayrıca bedel ödemeye hazır olmayanlar doğruyu bilseler bile doğru kararları alıp uygulayabilirler mi?

  • irfan

    19.8.2024 00:44:08

    Rusya topraklarına taşınan savaşı bile kendi ülkemizdeki haber kanalları o kadar abartılı bir şekilde veriyorki zannersiniz Ukrayna zafer kazanmış gibi insanlara yansıtıyorlar bu bile bizdeki yönetim ve medyanın kimin hizmetinde olduğunu çok açık bir şekilde gösteriyor.şahsı manevinin yardımıyla bu dinsiz komitenin nerelerde var olduğunu farkediyoruz.Kaleminize sağlık hocam

  • Suad

    19.8.2024 00:13:26

    Birinci ve İkinci Avrupa haritalarını, detaylarıyla gösteren yazı için özellikle teşekkürler, hocam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı