"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kıymetli yorumcularımızla baş başa…

Şükrü BULUT
19 Mart 2025, Çarşamba
Daha önce de, okuyucularımızın haklı olduğunu ve yorumlarının yazarlarımız nezdindeki önemine değinmiştik.

Takdir, tahsin, tashih ve ilâve maksadıyla yapılan yorumlarından dolayı okuyucularımıza kalbî dualarımızı ve teşekkürlerimizi arzediyoruz. Bu yazıda nazara alacağımız yorumlar, daha çok, tenkitleri ve yanlış anlaşılmaları tedai eden yorumlar olacak. En başta, zaman ayırıp fikir geliştirdiklerinden dolayı, peşinen takdiri hak ediyorlar. Lâkin aynı manalara gelecek dili konuşamadığımızdan, bazen anlaşamıyoruz. Elbette her zaman aynı dili konuşacak değiliz.

Köşemizde yayımlamaya çalıştığımız konuların, ekseriyetle aktüelitedeki bazı yanlış anlaşılmalara müdahale olduğunu veya gelişen olayların –imkânımız nisbetinde– Risale-i Nur penceresinden tahlili olduğunu biliyorsunuz. Bilhassa Avrupa felsefesini, tarihini ve cereyanlarını alâkadar eden konuları bütünlük içinde analiz için, meydana gelen hareketin arkasındaki saikleri bilip, Risale-i Nur’un adesesinden incelememiz gerekiyor. Bediüzzaman, Şark’ın ve Garb’ın temel düşünce hareketlerinin paradigmalarını Risale-i Nur Külliyatı’nda anlattığından, muhataplarımızın bu esaslara göre yazılarımızı okuduklarını telâkki ediyoruz. Yani o iklimde ve o seviyede yazmak durumunda kalıyoruz. Yine biliyoruz ki; Yeni Asya Gazetesi’nin ve Yeni Asya Neşriyatın neşriyattaki hedefleri, Ahirzaman’ın dinsizlik cereyanlarının belini kıran Risale-i Nur hakikatlerinin yorumlanmaları şerhleri ve hayata aktarılmalarıdır. Gazetemizin elli altı senelik arşivine girdiğinizde, bu farkı açıkça göreceksiniz. Bu itibarla yazılarımızda; aktüalitedeki doğrular kadar, Nurlar’a uygunluğu da nazara almak durumundayız.

Bazı yorumcularımız lâtifelerle, yazdıklarımızın anlaşılmadığını ifade ediyorlar. Edebiyat Fakültesi’nde talebe iken, okutulan edebî metnin daha iyi anlaşılması için, hocalarımız yazarının diğer eserlerini tavsiye ederlerdi. Bazen, yazarın tesirinde kaldığı bir Batılı felsefecinin veya edibin eserlerine yönlendirirlerdi. Yazdıklarımızın kolayca anlaşılmayacağını biliyoruz. Karşıtlarımızın felsefî, tarihî, kültür ve sanat boyutlarını, tamamen vermezsek de, kısaca  işaret etmek durumunda kalıyoruz. Meselâ “Neoliberal” kelimesini yazıda bir-iki cümle ile açıklamak mümkün olmadığından, Neşriyatımız içinde yayımlanan “Küresel Fitne: Neoliberaller” kitabına göz atılırsa, faydalı olur. Aynı çerçevede Neoconlar da var. Ve hatta dünya ekonomisini insaniyetin aleyhinde idare edenler için yazılmış; “Doların Efendileri” kitabı da, birçok meseleye pencere açabilir. Yeni Asya Araştırma Merkezinin yayına hazırladığı bu çalışmaların, Nurların bakış açısıyla hazırlandığını vurgulamakta fayda görüyoruz.

Nur talebeleri siyasetçi değiller. Fakat güdülecek koyunlar da olmadıklarından; insaniyetimizin gereği olarak İslâmiyet, vatan ve millet düşmanlarının neler yaptıklarının da farkında olarak, ehl-i imana haber verirler. Bediüzzaman’ın yüzde doksan dokuz talebelerinin ittifakıyla neşre başlayan İttihad ve Yeni Asya gazetelerinin önemli bir vazifesi de ehl-i imana istikamet göstermektir. Yeryüzü halifesi olan insanların, kölelikten kurtulup hürriyetleriyle yaşamaları da vazifeleri arasındadır. 

Mevzularımızın anlaşılmaları, önce Risale-i Nur bilgileriyle, daha sonra neşriyatımızda aynı mevzuda yayınlanmış makale ve eserlerin okunmasıyla mütenasiptir. Risale-i Nur eserleri ilim olduğuna göre, bu eserlerin şerhi manasındaki yayınlar da ilim olmalıdır. İlim ise, alt bilgileri, hazırlıkları ve ön çalışmaları gerektiriyor. Maksadı, okuyucusunun dünyevî/uhrevî seviyesini yükseltmek ve ona saadete giden yolları göstermek olan gazetemizin; mizahî, magazinel, boş vakit mevkutesi olamayacağını, yorumcularımız herkesten daha iyi bilirler.

Gazetemizin dilde takip ettiği esaslar önemlidir. Kur’ân Türkçesi olan Risale-i Nur üslubunun yazılarımıza yansıması, bizce güzelliktir. Dilin ilmî kaideleri, imlası ve ecdadımızdan miras aldığımız Türkçemizin incitilmemesi dikkat etmeye çalıştığımız esaslardır. Üslûp ise, farklı bir konu… Zevkler gibi. Güzel san’atın fıtratlardaki farklı tohumlar şeklinde yeşermesine benzer.  Eskilerimizin, “Üslûb-u beyan, aynıyla insan” sözü bu farklı bakıştan haber verir. Herkes külahına püskül istemeyebilir, belindeki kuşağın renkleri ve ibrişimleri gibi. Üslûp aynı zamanda bir kimliktir. Saygı gösterirseniz, size de saygı gösterirler.

Risale-i Nur, içtimaî meseleleri; fertlerin, makamların, mekânların ve hadiselerin istibdadından kurtarır. Çözümler için, bütün zamanlarda kullanabileceğimiz ölçüler verir. Esas aldığı hikmet ve mantık ile bizi, cehaletin tuzakları olan; takım tarafgirliği, davanın şahsa indirgenmesi, ferasetten mahrum bakışın aceleciliği gibi arızalardan korur.

İnşaallah devam edelim…

Okunma Sayısı: 500
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı