"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

John Kennedy’den Donald Trump’a… Yeni Dünya’da demokrasiye ihanetler…

Şükrü BULUT
04 Ağustos 2024, Pazar
Arapların,“harp dönüşümlüdür”, sözünü tedai eden mücadelelerle yine sarsılıyoruz.

Dünyamızın merkezi olan Ortadoğu’da yakılan küresel ateşin kıtalara da sıçramasını isteyenler, Filistin’de döktükleri masumların kanlarında boğulmak üzere ileiken; savaşı Amerika’ya taşımayı bile göze aldılar. Bu ölüm-kalım mücadelesi, küresel tahripçilerin ne denli sıkıştıklarının resmi olabilir. 

Amerika’daki Marksist küreselci kapitalistlere rağmen bir dönem başkanlık yapan Trump’a karşı birleşen Avrupa ve Çin sermayedarları, binbir entrika ile hafızasını kaybetmiş Biden’in arkasında Kamala Harris’in liderliğinde siperlere girdiler.  Geldikleri ilk haftalarda meşhur Kazakistan baskınını gerçekleştirdiler ve hemen ardından Ukrayna savaşını başlattılar. Trump’ın Pentagon adına tekl kurşun atmadığı dört senenin sonunda, ihtilâlci küresel Marksistlerin tertibiyle önce Doğu Ukrayna’da, sonra Batı Afrika’da ve nihayet Gazze’de kan akmaya başladı. Sıradan hadiseler değildi. Bu Ttroçkici küreselciler, tıpkı önderleri Lenin gibi barış ve yeknesaklığı “devrimin ölümü” olarak tavsif ederler.

Medeni ve demokratik ülkelerde kişiler belli fikirleri temsil ederler. Onlardaki değişim paradigmayı değiştirmez. Amerika’daki siyasi mücadelede; küresel kapitalistler, demokrasi karşıtları, değişim adına fıtratı tahrip edenler, semavi din düşmanları ve savaş sevdalılarının hangi cephede toplandığını son dört yılda açıkça görmüş olduk. Onlara karşı demokrasiyi, milli devletleri, fıtratı, Allah’a inancını, ahlâkı, barışı ve sosyal devleti savunanların  şu an muhalefeti desteklediklerini taakip edebiliyoruz. Bu mücadelenin mahiyetini gizlemek ve insanlığı müşevveş etmek için öne sürülen; kapitalizm, evangelism, siyonizm, haçlılar, Amerika ve Batı düşmanlığı ile salt Yahudi düşmanlığı gibi manaları, gündemimizden tamamen kaldırmamız gerekiyor. Aksi halde çatışmanın mahiyetini asla anlayamayız.

Bu mücadelenin tarihî boyutu yok mu? Elbette var. Küçük kıtadan yenidünyaya göç edenler arasında, büyük zenginler de vardı. Hayatının gayesi ve felsefesi para ve mal biriktirmek olan Yahudiler başta olmak üzere… Donald Trump’ın Andrew Jakson’u kendisine örnek almasının arkasında; 1832 başkanlık seçimlerindeki kapital ile demokrasinin savaşı vardır. General Jakson bankalara karşı demokrasi savaşını kazanacaktır. Kontrollerine aldıkları kapital ile küresel bir materyalist sistem kurmaya kalkışanlara karşı savaşırken Trump, mücadelesinin farkındadır.

Kapitale karşı demokrasiyi savunmasında her ne kadar Andrew Jakson’a benzese de, müdafaa ettiği değerler ve düşmanlarının özellikleri cihetiyle Trump’ın savaşı daha çok Kennedy’i tedai ettiriyor. Dinsizlik, komünizm, ahlâksızlık, sermayedarların keyfîi hareketleri, belli bir sınıfın menfaati için yapılan müdahaleler, iç savaşlar ve ihtilaller cihetiyle Kennedy’nin itirazına yakın bir yerde duruyor, Donald Trump… Bankaların yönetime müdahaleleri, menfaatlerine göre Pentagonu operasyonlara yönlendirmeleri, Hristiyanlık ve de insani değerlerden gençliğin hızlıca uzaklaştırılması gibi tüm Amerika halkını alakadar eden klasik meseleler için Trump olmasa da, milletin bir başka adayı seçeceğini araştırmalar gösteriyor.

Trump’ın siyaseti elbette bir neticedir. ABD’nin meselelerini birkaç noktaya indirgeyemeyiz. Çoğu Yahudi olan bankerlerin elinde esir merkez bankası, dolar etrafındaki suiistimaller, sözkonusu küresel çetenin dünya çapında tetikçilerine dağıttığı rüşvetler, emperyalistlerin düne kadar sömürdükleri coğrafyalardan yükselen hürriyet hareketleri ve onları bastırmak üzere işlenen cinayetler ve daha onlarca önemli öldürücü hastalıklarla Amerikan hükümetleri boğuşmak zorundalar.

Trump’ın Gazze’ye ve İsrail’e yönelik beyanatlarının, küresel finans çetesine verilmiş rüşvetler olmasını temenni ediyoruz. Bir kısım sosyal Marksistlerle siyasal İslamcıların iddia ettikleri gibi İsrail devletine ciddi bir tarafgirlik olmamasını diliyoruz. Zira şimdiye kadar müdafaasını yaptığı değerlerle İsrail’e yönelik beyanatları-şimdilik- tezat görünüyorlar. Gerçi önceki döneminde esas aldığı barış, dindarlarla ittifak ve Pentagonu merkeze çekmek gibi icraatları, küresel sermayedarların şerrinden emin olmak üzere bir rüşvet gibi görünüyor. Yeniden iktidarını ve icraatını görmeden bir şey söylememizin faydalı olmayacağını biliyoruz.

Okunma Sayısı: 1164
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • halil

    6.8.2024 16:15:01

    Demokrat Kenedy ile, cumhuriyetçi ve üstelik evanjelik Trump nasıl kıyas edilebilir?

  • Burhan

    5.8.2024 12:50:23

    Selamunaleyküm hocam Malesef son zamanlarda islami cenahta trunp ile ilgili dejenerasyon yapılmakta ve yahudi olduğuyla ilgili çeşitli söylentiler çıkmakta. Görünen o ki hakiki iseviler ile müslümanların ittifağı malesefki müslümanların saflığından dolayı gecikiyor ve bunu bilen küresel sermayederler işlerini seçime kadar bitirmek için acele ediyor ,dua edelim emellerine ulaşamasınlar ve fıtrat bu mücadeleden zaferle çıksın.selam ve dua ile

  • S.topuz

    4.8.2024 21:17:32

    "Medeniyetin günahları iyiliklerine galebe edip seyyiatı hasenatına racih gelmekle, beşer iki harb-i umumî ile iki dehşetli tokat yiyip, o günahkâr medeniyeti zîr ü zeber edip öyle bir kustu ki, yeryüzünü kanla bulaştırdı. İnşâallah istikbaldeki İslâmiyet'in kuvveti ile medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi de temin edecek. Evet Avrupa'nın medeniyeti fazilet ve hüda üstüne tesis edilmediğinden, belki heves ve heva, rekabet ve tahakküm üzerine bina edildiğinden, şimdiye kadar medeniyetin seyyiatı hasenatına galebe edip, ihtilalci komitelerle kurtlaşmış bir ağaç hükmüne girdiği cihetle; Asya medeniyetinin galebesine kuvvetli bir medar, bir delil hükmündedir. Ve az vakitte galebe edecektir." Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Tarihçe-i Hayat - 94

  • Hüseyin T

    4.8.2024 16:43:44

    Mazlum filistin halkının haklı davası, İsrail devleti kurulduğu ilk günden bugüne  kadar dünya gündeminde olan, ancak bilinçli olarak çözülmemiş bir meseledir. Materyalist ilişkilerin, ticari anlaşmaların ve karşılıklı çıkarların belirleyici olduğu küresel bir dünyada, filistin mazlumlarının çığlıkları pek duyulmaz. Batılı  devletlerin, üzüntülerini endişelerini dile getirmeleri, rutine bağlanmış sıradan bir politikadır. Asıl olan çıkarlardır ..İslam ülkelerinin, evrensel hukuktan, demokrasiden, insan haklarından ve özgürlüklerden uzak tutumları, batıyı ve israili müslümanlara karşı insanlık suçunu işlemede  cesaretlendirmektedir...Batının ve israilin yaklaşımı ile müslüman ülkelerinin yaklaşımı birbirinden çok uzaktır.. Batı medeniyetine ve  İsraile karşı haklı olmak yetmez, güçlü olmak ta gerekir..Güç ; imanda, muhabbette, hakta/ hukukta, eğitimde ve demokrasidedir...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı