"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tam uyandırıncaya kadar

Sertaç LÜSER
28 Mart 2022, Pazartesi
İnsanlar arasında geçen bazı muhabbetler havadan sudan gibi görünse de içinde çok hakikatler ve incelikler barındırabiliyor.

Uzaktan misafir olduğum iki arkadaşın “hastalıktan bir türlü kurtulamıyorum” diye başladıkları muhabbetlerin de varılan nokta şu idi: “Demek ki kendine hiç dikkat etmiyorsun.”

Aslında sözü söyleyen kişi bu cümle içinde zahiri olarak hastalanmamak adına sebeplere dikkat etmesi gerektiğini aktarmak istiyordu. Fakat daha sonra tahattur ettiğim bu konuşmanın tam göbeğinde Risale-i Nur’daki şu hakikat vardı: ” Hastalık seni tam uyandırıncaya kadar sabra çalış.” (1)

Çünkü hastalanan kişinin sıkıntısı bir türlü hastalıktan kurtulamamaktı ve belli ki bu durum sabrını zorlamıştı. Evet bizlerde hastalık ve musibet zamanları uzun sürdüğünde veya peşpeşe geldiğinde bu hakikati atladığımızı ve ufaktan da olsa nazlanmaya başladığımızı düşünüyorum. Demek ki gelişen hadise karşısında tam uyanma gerçekleşmediği için Hikmet-i Rabbani bu süreci tekrarlıyor veya uzatıyor. Adeta sabah namazına birini kaldırmak isteyen kişinin ısrarla ve defalarca uyan uyan demesi gibi. Kişi yarı gözünü açıp ‘tamam kalkıyorum’ dedikten sonra tekrar uyuya kalması ve tekrar uyandırılmaya çalışıldığında bu halin tekrar etmesi gibi, ta ki tam uyanıp ayağa kalkıncaya kadar. 

Buradan şu çıkarımı da yapabiliriz: Hayatımız boyunca her yıl ya da dönem dönem hastalıklara maruz kalıyoruz. Demek ki zaman zaman gaflet uykusuna geçiş yaptığımızdan zahiren uyanık fakat manevi yönden uykuya daldığımızda uyandırma servisi olarak hastalıklar devreye giriyor ve uyan uyan tam uyan demeye çalışıyor. Rabbimiz bize kendini her hal ve şartta hatırlatıyor ve hastalıkla manen diyor ki, “Lâyemut değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni yaratanı düşün, kabre gideceğini bil, öyle hazırlan.” Yani açıkça tam uyan tam uyan. 

İşte bu noktada hastalıklar bizi ikaz ettiği için Risale-i Nur’un ifadesi ile ondan şekva değil teşekkür etmemiz lazım.

Selam , dua ve muhabbet ile… 

Dipnotlar:

1- 25 . Lem’a 5. Deva, 2- 25 . Lem’a 3. Deva

Okunma Sayısı: 1570
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet Cemil Çökren

    28.3.2022 21:37:23

    Metafor çok güzeldi. Maşallah. Allah kaleminize kuvvet versin İnşallah

  • Cenk Çalık

    28.3.2022 09:58:29

    "Demek ki zaman zaman gaflet uykusuna geçiş yaptığımızdan zahiren uyanık fakat manevi yönden uykuya daldığımızda uyandırma servisi olarak hastalıklar devreye giriyor ve uyan uyan tam uyan demeye çalışıyor." Harika bağlamışsınız Sertaç abi. Maddeden manaya geçmeliyiz. Hastalığa yakalandığımızda sadece maddi vecihler değil, manevi olarak ne mesajlar veriyor onlara dikkat kesilmeliyiz. Zahmet olmadan rahmet olmuyor. Hastalık zahmetinin arkasındaki şefkatli, merhametli tatlı ikazları görebilmektir esas olan. O halde maddi tedbirleri ihmal etmeden mana mesajlarını almadığımız takdirde daha çok hasta olur, korona salgınları, dönemleri geçirmeye devam ederiz vesselam...

  • Mehmet

    28.3.2022 05:00:44

    Sabah namazına uyandırma ile hastalık arasında çok güzel bir bağ kurmuşsunuz.Allah kalplerimize şifa nasip etsin.İmanlarımızı kuvvetlendirsin.Gayretlerimizi artırsın.Manevi vazifelerimizi şahsi çıkarlarımızın önüne geçirsin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı