"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayvanları uyutalım mı, yoksa koruyalım mı?

Sertaç LÜSER
30 Temmuz 2024, Salı
Gün geçmiyor ki âhir zamanda beşerin bulaşık elinin karıştığı bir durumda patlak meydana gelmesin.

Başta vicdan, merhamet, yardım adı altında ilerleyen ve dış gözle bakıldığında iyilik zannedilen durumlar, sonrasında hakîkî yüzleri görününce ve toplumsal tepki oluştuğunda nelere yol açtığı ve ne aşamaya geldiği herkesçe mâlum oluyor. Seneler öncesinde başlayan projeler, yetkililerin sorunları göz ardı etmesi, dinimizin verdiği ölçüler dışında hareket etmek ve şefkat sahibinden çok şefkat ve merhamet göstermeye çalışmak işin asıl sebepleri arasında yer alıyor. Daha da derinlemesine bakıldığında ise yaratılış fıtratlarının bilinmemesi ve karıştırılması bu meselenin asıl özneleri arasında yer alıyor.

Hayvanların bilinçsizce sahiplenilmesi sonrasında sokağa terk edilmesi, kontrolsüz üreme ve kısırlaştırma, hazır mamalarla sokak köşelerine, kaldırımlara hayvanları alıştırma ve topluluk haline getirme, hayvanların sahiplerinden nefret edecek seviyede sevme adı altında bunaltma bencilliği ve fıtratlarını bozmaya çalışma ayrıca sosyal medyada boy gösterme telaşı vb. bir sürü hatanın uzun yıllar sürmesi ve genele yayılması sonrası şimdiki geldiğimiz durumlar.

HAKLI HAKSIZ RİNGİ

Beşerin bulaşık eli gerçekten pis kokusunu açıkça burada da gösteriyor. Her iki kesimde kendince haklı nedenleri ortaya döküp haklılığını savunuyor. Sosyal medya bir anda haklı haksız ringine dönüşüyor. Aslında her iki tarafta bir sonra ki adımı ve sonucu yine düşünmüyor ve göremiyor. Başta yapılan hataların tekrarı mahiyetinde oluyor konuşulan ve karara bağlanacak durumlar. Ve yine içinden çıkılmayacak kısır bir döngü.

Kimse şu soruları sormuyor, soramıyor

.Bir seferde en az 4-5 doğum yapan fakat sürü halinde yaşamayan bu hayvanlar nasıl oluyor da fıtratlarının aksine mama sevdasına sürü halinde yaşamaya alıştırılıyor.

.Rızıkları için ayrı ayrı gezmek zorunda kalan ve yaratılışının gereğini yapan bu hayvanlara mamaları ayaklarına gelecek derecede tembellik oluşturup market ve sokak köşelerine kamp kurduruluyor ve gelene geçene saldırıyor.

. Mamaların içeriklerini ne oluşturuyor ki seneler sonra görebildiğimiz saldırgan bir hayvana dönüşebiliyor. Sahiplerini ısıran hayvanlar ne ile besleniyor. Bu hayvanlar nasıl bu derece asabileşebiliyor.

. Para uğruna hayvanları bilinçsizce çiftleştirme ile farklı ırklar oluşturuluyor.

.Yaşam alanları değiştirilip el bebek gül bebek bakılmaya çalışılıp eve alınan fakat sonrasında insafsızca sokağa terk edilen hatırı sayılır miktarda hayvanın sorumluluğunu kim alıyor.

. Sosyal medya da rezillik içerecek derece boy gösteren ve hayvanları kullanıp takipçi kitlesi oluşturan fakat merhamete zerre sahip olmayan kişilerin oluşturduğu suni gündem ve bağırıp çağırmaları kim destekliyor.

 Bir anda sosyal medyaya servis edilen hayvanların zarar verdiği görüntüler ve parçalama videolarından kimler nasibini alıyor. Korku damarını kim pompalıyor.

.Meseleyi çözmek yerine hazır gündem üzerinden insanları kutuplaştırma adına meselelere toptancı anlayışla yaklaşanlar ve çözüm yerine çözümsüzlük üretenler ne düşünüyor.

. Belediyeler, hayvan hakları savunucuları, idareciler hangi uzmanlara ya da ehil kişilere danışıp hayvanlar hakkında proje üretiyor. Kısırlaştırma ile hayvanların fıtratları niye bozuluyor.

Her konuda olduğu gibi bu meselede de acilen fıtrata dönüş yaparak Yaratanımızın kâinat içinde koyduğu kanuna riayet etme zamanımız çoktan geçiyor. Böyle durumlarda ahir zamanın ne kadar zor olduğu yine karşımıza çıkıyor. Dünya kuruldu kurulalı beraber yaşadığımız bu canlılara bir anda düşman gözü ile bakmak acaba hayvanlara bakış açımızı değiştirmek adına hızlı bir politika mı içeriyor.Yada insanlara gelen zararları zamanında çözüm için dinlemeyip göz ardı etmekle bizi bir hatalı sürece daha sürükleme kapıları mı aralanıyor.

Bir baba olarak1-2 yıl öncesine kadar sokaktaki köpeği çocuğumun rahatça sevmesine müsaade ederken şimdi ne oluyor da uzaktan uzağa hızlıca yürüyerek gidiyoruz. İnsan doğru bildiğini söylerken bile susmak zorunda kalıyor. Bu mevzuda kor ateş bu işin en başından beri farkında olanların elinde ve vicdanlarında kalıyor.

Unuttuğumuz ya da unutturulan gerçekler böylece bizden hızlıca uzaklaşıyor.

.Yaratılanı sev yaratandan ötürü.

.Hayvanların sahibi biz değil Sahib-i Zülkemal’dir.

.Şefkat sahibinden fazla şefkat edilmez.

.Ayetle sabittir ki hayvanlarda bizim gibi birer ümmettir.

.Zulüm her yönüyle zulümdür ve hayvanlara yapılan zulümler açıkça musibet, kıtlık ve günah olarak yeter.

. Beşerin bulaşık eli karışmamak şartıyla, hiçbir şeyde hakiki nezafetsizlik ve çirkinlik görünmez.

Bir köpeğe ayakkabısı ile kuyudan su çıkaran bir adamın nasıl ki günahlarının bağışlandığını ve bir kadının kediye eziyet ettiğinden dolayı cehennemi hak ettiğini nasıl ki Hz. Peygamberimiz (asm) bizlere aktarmaktadır, biz de bu hassas konuda toptancı anlayışa kurban gitmeden dinimizin verdiği ölçülerle hareket etmeli ve çevremizdekileri uyarmalıyız. Unutmayalım tarihte tavukların, develerin katliamı sonrası beşerin neler yaşadığını. Şimdide ayrı bir sınav ile toplumumuz karşı karşıya. Eşref-i mahlûkat olan insana zarar gelmeden fakat hayvanlarında haklarının olduğunu bilerek akıllıca bir çözüm için hakiki manada düşünmek gerekiyor. Bu konu her boyutu ile bizi bu süreçlere sürükleyenleri aşıyor ve hala daha onların çözüm önerileri etrafta saçmalıkla dolaşıyor. Kuyuya at sonrasında çürük ip sarkıtarak kurtarmaya çalış mantığı toplumu endişeye sevk ediyor. Çözüm basit nefis ve enaniyetleri dinlemeden ışık hızında dinimizin ölçülerine geçiş. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır, hakikatini de unutmadan… Selam ve dua ile…

Okunma Sayısı: 2208
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    30.7.2024 17:14:13

    Çok ibretli bir yazı. Teşhis ve tedavi bir arada verilmiş. Allah razı olsun Sertaç ağabeyim. Baki selamlar.

  • Mehmet Şevki Goz

    30.7.2024 13:58:46

    Koruyalim onlarada o canı veren Allah Allah'ın verdiği canı Allah alır Allah onların telef olmasını isterdi Nuh'un gemisine aldirmazdi

  • Said Yüksekdağ

    30.7.2024 13:46:28

    Allah razı olsun Sertaç ağabeyim. Güncel bir meseleyi güzel bir şekilde kaleme almışsınız. Hassas bir mesele sonuçta onlar da birer canlı ve Allah'ın sessiz kulları. Uyutmak en son çare olmalı. Ondan önce neler yapılabilirdi, neden yapılmadı? Bunları da sorgulamak lazım.

  • Eda Gül Beyaz

    30.7.2024 11:47:45

    Cevabınız için teşekkür ederim. Köpekleri köylerdeki insanlar kapılarının önlerinde beslemeye devam edebilirler. Şehirlerde beslemenin bir hikmeti görülmüyor. Dediğiniz gibi bazı kısıtlamalar ve yasaklar getirilerek bu iş cazip olmaktan çıkarılmalıdır. Zamanla bir kültür halini alırsa işlerde rayına biner belki. Köpekler doğrudan birini ısırmasa bile artık sokaklardaki varlıkları tehlike arz etmeye başlamıştır. Kaç tane çocuğu parçaladılar. Dünyanın bütün köpeklerinin canını toplasanız bir insan tekinin canına tercih edilemez. İnsanı yaşatmak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.

  • Sertaç LÜSER

    30.7.2024 11:24:34

    Muzırın katli vaciptir kaidesinden önce diğer kaideleri hatta hakları göz önüne almak lazım.Muzırın katli size zarar verdiği anda ortaya çıkar.Mesela akrep,yılan,kuduz köpek vs. sizin yaşam alanınıza girmiş ve sizi tehlikeye sokacak ise.Bu meselede zararlı olmayan bir şeyin zarara dönüştürülmesi yatıyor.Bir köpek size zarar vermişse onu öldürebilirsiniz.Fakat o anda ve size zarar vermişse.Ancak toplum olarak bütün köpeklere düşmanlık yapmak çok farklı.Bizi zararlı olmayan bir sürece yavaş yavaş zarara sokarak getirdiler.Önce farklı köpek ırkları Zaten iki tarafında anlaşamadığı ve içinden çıkamadığımız durum da tam burada.Eda Gül Hanım yorumunuzda beslemek ve enerji harcamak dediğiniz nokta da zaten aşırıya kaçıldı ve fıtratlar bozuldu.Burada köpeklerin bir suçu var mı sizce.Bizlerin bulaşık eli karıştı ve maalesef bugün hepimizin gündemine geldi.Aslında ferd ferd hepimiz bu sorunda pay sahibiyiz.Toplumun diğer sorunlarında olduğu gibi.Teşekkürler.

  • Sertaç LÜSER

    30.7.2024 11:02:30

    Bir ip kördüğüm olduğunda ya ip kesilir ya da en son düğümden başlanıp sabırla ve takiple o düğüm çözülür. Pelin Hanım yorumunuzun cevabı şu; gelinen son noktadan işe başlamak yada ipin kesilmesi.Son noktadan başlarsak toplumda bu kadar sabır kalmadı ve hızlı gündem içinde bu iş çözülmez fakat ipin kesilmesi yani acilen dinimizin fıtratına dönüş.Buda ortak hareketle ve ciddi bir kanunla olur.Mama lobileri yasaklanacak.Hayvan sahiplenme ve bakımı evlat sahiplenme gibi zor olacak.Sokaktaki mamaya alıştırılmış başıboş köpekler Belediyelerin şehir dışında boş arazilerine dağıtılacak. vb. bir sürü çözüm içeren acil hareketler.Yani ne uyutulacak nede insanlar zarar görecek.Tek zarar görecek kesim bu işten nemalanan ve sosyal medya ünlülüğünü kaybedecek kesim.Teşekkürler.

  • Eda Gül Beyaz

    30.7.2024 08:49:44

    Muzırın katli vaciptir diye bir kaide vardır. İnsan hayatına bakılır. Bu kadar köpek beslemek veya enerjiyi bunlarla harcamak nasıl bir fayda getirir buna bakılır. Ona göre karar vermek lazım.

  • Pelin Kurukahveci

    30.7.2024 00:58:50

    Yazının başından sonuna kadar okudum ama içeriğinde "Sokak köpekleri uyutulsun mu uyutulmasın mı?" sorusuna dair bir cevap bulamadım.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı