Öncelikle kendi nefsimizden başlayarak ulaşabileceğimiz bütün insanlara bu konuyu ısrarla anlatmaya, sürekli tekrarlamaya devam edeceğiz.
Çünkü çok çok önemli! Yüce Rabbimizin (cc) bizim, dünya ve ahiret saadetimiz için gönderdiği bu kitabı gereği gibi okuyup hayatımızda uygulamadığımız müddetçe yaratılış gayemizi yerine getirmemiz, Rabbimizin (cc) hoşnutluğunu kazanmamız ve O’nun (cc) katında zirvelere yükselmemiz imkânsız görünüyor. Kısaca zirvelere yükselmenin en önemli aşaması ‘’Oku’’mak, Yaratan Rabbinin (cc) adıyla ‘’Oku’’mak ve okuduğunu anlayarak hayatında tatbik etmek. Yükselmeyi vahiyle gerçekleştirmek…
‘’Kur’ân’ı okuyup düşünmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde kilitleri mi var? (Muhammed, 24) Yüce Rabbimiz (cc) böyle buyurduğu, daha birçok âyette defalarca uyardığı halde, günümüz Müslümanları ve hatta yüzyıllardır yaşayan Müslümanların büyük bir çoğunluğu Kur’ân’ın niçin indirildiğinden bihaber ve neden okuması gerektiğini bilmiyorlar. Bu sonuca varmamızda ki en önemli gösterge yüzyıllardır İslâm ümmetinin yaşadığı coğrafyaların insanı kahreden görüntüsü. Bunu değiştirmenin ve Asr-ı Saadetteki aslına döndürmenin tek yolu Kur’ân’ın anlamının bütün Müslümanlar tarafından bilinmesi, yaşanması ve içselleştirilmesi.
Şimdi bunu maddeler halinde açmaya çalışalım;
- Okuyorlar, ama düşünmüyorlar Ya RABBİ! Hem de hiç düşünmüyorlar. Dünyayı düşündüklerinin, maddiyatı önemsediklerinin, makamı mevkiyi kafaya taktıklarının binde biri kadar bile dikkate almıyorlar. Allah’ın (cc) kitabını defalarca okudukları, okurken coştukları, anlamını bilmedikleri halde duygulandıkları ve bu âyetleri defalarca tekrarladıkları halde yine de bu konuda hiçbir çalışma yapmıyor, anlamak için en küçük bir efor harcamıyorlar. Okuduğunu anlamayanların düşünce kabiliyeti kesinlikle gelişmez. Gelişmediği için de diğer alanlarda da faydalı olamıyorlar. Biz bu okuyuşa cahil okuyuşu diyoruz.
- Okuyorlar, ama akletmiyorlar Ya RABBİ! Akletmedikleri gibi bu noktada uğraşanları da sapıklıkla itham ediyorlar ve devamında da sanki kendi tasarruflarındaymış gibi dinden çıkarıyorlar. Bazen en yakınlarımızdan şunu duyarız; bu kadar derinlere inme kafayı yersin sonra, çok ince düşünüyorsun vs… Oysa Allah (cc) yüce kitabında ısrarla düşünün ve akledin diyor. Biz bu, akletmeyen, anlamayan okuyuşa akılsızca bir okuyuş diyor ve akılsızların Cennete giremeyeceğini hatırlatıyoruz.
- Okuyorlar, ama anlamak için hiçbir çaba sarfetmiyorlar Ya RABBİ! Sanki hatim indirme yarışması var. Sanki arkalarından kovalayanlar var. Sanki çok okuyanlara madalya takacaklar. Sanki Allah (cc) yaşayanlara değil de okuyanlara ahiret ödülü verecek. Hayatında yüzlerce hatim okuyan bir adam bir defa bile anlamak için zaman ayırmıyor, ruhunda ufacık bir merak bile uyanmıyor. Kur’ân’ı anlamadan dinini nasıl yaşayacak acaba? Kur’ân’ı anlamadan hangi yasaları baz alacak acaba? Kur’ân’sız bir hayatla Rabbinin (cc) huzuruna nasıl çıkacak acaba? Kur’ân’ı anlamadan hayatında hangi kuralları devreye sokacak acaba? Tam da basiretsizlerin okuyuşu bu…
- Okuyorlar, ama onun hükümlerine göre yaşamıyorlar Ya RABBİ! Hem de neredeyse hiçbir hükmünü uygulamıyorlar. Sadece göstermelik birkaç ibadetle, riyakârca yapılan ufak tefek iyilikle kurtulacaklarını sanıyorlar. Allah’ın (cc) hükümleriyle yönetilme hususunda kalplerinde en ufak bir niyet, davranışlarında en küçük bir istek yok. Ve hatta böyle istekleri dile getirenleri şeriat istemekle veya aşırılıkla suçluyorlar. Yönetildikleri hükümlerin hemen hemen tamamı dinsiz yasalardan oluştuğu halde bu şahıslar durumlarından gayet memnun. Bu nasıl Müslümanlık, anlamak mümkün değil! Biz bu okuyuşa ikiyüzlü bir okuyuş diyoruz.
- Okuyorlar, ama hayatlarında zerre değişim olmuyor Ya RABBİ! Niye bir değişim olsun ki! Bu kitap indirileli on dört asır olmuş, yüzlerce ve hatta binlerce âlim bu kitabın anlamı ve tefsiri üzerine kafa yormuşlar, ama bu vatandaş merak edip de bir sayfa bile okumuyor. Durum böyle olunca da anlamını bilmediği bir kitabı okuduğundan hayatında hiçbir değişim yaşanmıyor. Ve hatta anlamadığı için zamanla okuyuşları bile ciddiyetsizleşiyor. Biz bu okuyuşa miskince, tembelce, bir okuyuş, umursuzca bir bakış açısı diyoruz.
- Okuyorlar, ama kendilerine değil ölmüşlerine Ya RABBİ! Perşembeyi Cuma’ya bağlayan gece açılır Kur’ân’lar, Yasinler ve kendi hayatında her şeyi yoluna koymuş, her işini düzeltmiş ve bütün benliğiyle Rabbine (cc) yönelmiş gibi, ölmüşlerinin ruhuna okuyarak onları azaptan uzak tutmaya çalışıyor. Onun için de okusunlar, fakat öncelikle kendi ölmüş ruhunun bu kutsal kitaba ihtiyacı var. Biz bu okuyuşa farkındalıksız okuyuş diyoruz.
- Okuyorlar, ama gırtlaklarından bir milim bile aşağı inmiyor Ya RABBİ! Makamlar, nağmeler, gereksiz uzatmalar, dinleyenleri coşturma çabaları… Dünyanın birçok yerinde Kur’ân okuma yarışmaları düzenleniyor, ama hiçbir yerde Kur’ân’ı anlama ve yaşama yarışmalarına şahit olmadık. Hepimizin evinde birden fazla Kur’ân olmasına rağmen nasıl da ondan uzaklaştık, nasıl da hergün elimize aldığımız halde ona yabancılaştık, nasıl da bu kadar yakın olmamıza rağmen birbirimizden koptuk, ayrıldık. Aslında bu kişilerin okuyuşu Kur’ân’sız Kur’ân okuma.
- Okuyorlar, ama ibret almıyorlar Ya RABBİ! Haramlara bulaşma noktasında okuyanlarla okumayanlar arasında oran açısından bir fark görünmüyor. Hatta şöyle manzaralar bile görüyoruz; adam camiden çıkar çıkmaz abdestini bile bozmadan bir kahvehaneye gidiyor ve kumar oynamaya başlıyor. Bu kişinin ayda bir hatim okuduğunu farzedelim ve Maide Sûresi 90. Âyette ‘’kumar şeytan işi bir pisliktir’’ buyrulmasına rağmen bu kişi bunun anlamını okumadığından ve ibret almadığından bu günahı işlemeye devam ediyor. Eğer sen sürekli Kur’ân okuduğun halde yine sürekli günah işliyorsan bunun adı itaatsizlik ve bunun adı isyandır.
- Okuyorlar, ama niçin okuduklarını bilmiyorlar Ya RABBİ! Adam Kur’ân öğrenmeye niyetleniyor ve bu işi bilen birinin dizinin dibine oturup çalışmaya başlıyor. Bir süre sonra da okumayı öğrenip önce Cuma geceleri ölmüşlerine Yasin, daha da ilerlettiğinde hatim okumalarına başlıyor. Karşımıza alıp ‘’bu kitabı niçin öğrendin ve neden okuyorsun?’’ diye sorduğumuzda, aldığımız cevap asla bu kitabın niçin indirildiğiyle uyuşmuyor. Biz bu okuyuşa bilinçsizce bir okuyuş diyoruz.
- Okuyorlar, ama...
Yüce Rabbim (cc)! Bizlere ve bütün insanlığa Kur’ân’ı hakkıyla okumayı, gereği gibi anlamayı ve bu anladıklarıyla da yaşamayı nasip etsin. Âmin...