Ne yazık ki hürriyet, adalet ve demokrasiden gittikçe uzaklaştığımız bu son zamanlarda, insanlar doğruları konuşmaya korkar hâle gelmiş.
Hâl böyle olunca bu insanlar, duygularına tercüman olacak, hakikatleri haykıracak ve hakkı savunacak bir yer arar olmuş. Peki, böyle bir yer var mı? Evet, var. Hem de 55. yılına adım atıyor. Bu yerin adı Yeni Asya gazetesi…
“Hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. Zira hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmemek gerektir” düsturunu kendine şiâr edinen ve hak bildiği bu yolda taviz vermeyen Yeni Asya, her dâim hakkın ve hakikatin yanında; haksızlığın ve zulmün karşısında olmuştur. Karşısında kim olursa olsun doğruları söylemekten çekinmemiş, bilâperva hakkı haykırmıştır. Irk, dil, din, cinsiyet fark etmeksizin haksızlığa uğramış, zulme maruz kalmış ve “Yok mu sesimizi duyan?” diye feryad û figan eden nice mâsumların hâmisi olmuştur.
Aynı zamanda “Ve lâ teziru vâziratun vizra uhrâ” âyet-i kerîmesindeki “Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez” kudsî düsturunu kendine rehber edinen Yeni Asya, her zaman suçun şahsîliğini ve mâsumiyet karinesini savunmuştur. Suçlu olan bir kişi yüzünden ailesinin, akrabalarının ve mensup olduğu cemiyetin suçlanmasına var gücüyle karşı çıkmıştır. Hem de hiçbir menfaat beklemeden ve kimsenin minneti altına girmeden.
Evet, Yeni Asya bugünlere öyle kolay gelmemiştir. Yayın hayatında birçok defa kapatılmış ve çok zorlu süreçlerden geçmiştir. Ancak onca sıkıntıya rağmen asla yılmamış, yıkılmamış, zulme ve zalimlere boyun eğmemiştir. Kapatıldığı zamanlarda yeni isimlerle yoluna devam etmiş ve hizmetten geri kalmamıştır. Bu sebeple Yeni Asya’yı en iyi anlatan cümlelerden birisi hiç kuşkusuz ‘tavizsiz istikrar çizgisi’dir.
Îman ve Kur’ân hizmetini esas maksat yapan Yeni Asya, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinden “İstibdad tahakkümdür. Muamele-i keyfiyedir. Kuvvete istinad ile cebirdir. Rey-i vâhiddir. Sû-i istimalâta gayet müsait bir zemindir. Zulmün temelidir. İnsaniyetin mâhîsidir.” dersini alarak istibdadın aleyhinde olmuştur. Hakikî manada demokrasinin yaşanması için mücadele etmiştir.
Ayrıca her kesime, doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu göstermeye çalışmıştır. Bu yüzden iftira ve çarpıtmalara hedef olmuştur. Bu kadar hücumlara rağmen susmamış ve hakikatin gür sesi olmaya devam etmiştir.
Elhâsıl: Böyle cesur bir gazete asla susmamalı. “Ben konuşamıyorum ama benim bedelime konuşan, hakkı savunan ve korkmadan hakikatleri haykıran bir gazete var” diyen nice okurlarının duâsını alarak hizmetine devam etmelidir inşâallah.