Umum kardefllerimize birer birer selâm ve gelecek
Leyle-i Kadri herbir Nurcu hakk›nda seksen üç sene iba-
detle geçmifl bir ömür hükmüne geçmesini, hakikat-i
Leyle-i Kadri flefaatçi ederek, rahmet-i ‹lâhiyeden niyaz
ediyoruz.
Kardefliniz
Said Nursî
„@ò
1
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S p
¬p
ªr
°SÉp
H
Aziz, s›dd›k kardefllerim,
Evvelâ:
Leyle-i Kadirde kalbe gelen pek uzun ve genifl
bir hakikate pek k›saca bir iflaret edece¤iz. fiöyle ki:
Nev-i befler, bu son Harb-i Umumînin efledd-i zulüm
ve istibdad›yla ve merhametsiz tahribât›yla ve bir düflma-
n›n yüzünden yüzer masumu periflan etmesiyle ve ma¤-
lûplar›n dehfletli me’yusiyetleriyle ve galiplerin dehfletli
telâfl ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribâtlar›n›
tâmir edememelerinden gelen dehfletli vicdan azaplar›y-
la ve dünya hayat›n›n bütün bütün fânî ve muvakkat ol-
mas› ve medeniyet fantaziyelerinin aldat›c› ve uyutucu
olmas› umuma görünmesiyle ve f›trat-› befleriyedeki yük-
sek istidadat›n mahiyet-i insaniyesinin umumi bir surette
dehfletli yaralanmas›yla ve ebedperest hissiyat-› bâkiye
ve f›trî aflk-› insaniyenin heyecan içinde uyanmas›yla ve
gaflet ve dalâletin, en sert, sa¤›r olan tabiat›n Kur’ân’›n
aflk-› insaniye:
insana ait aflk, in-
sanla ilgili aflk; insan›n aflk›.
azap:
eziyet, iflkence; büyük s›-
k›nt›, fliddetli ac›.
aziz:
izzetli, muhterem, sayg›n.
dalâlet:
iman ve ‹slamiyetten ay-
r›lmak, azmak.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
ebedperest:
sonsuzlu¤a ba¤l›
olan, sonu olmayan fleyi seven,
sonsuz olana tapan.
efledd-i zulüm:
zulmün en flid-
detlisi.
Evvelâ:
birinci olarak, her fleyden
önce, ilk olarak.
fânî:
ölümlü, geçici.
fanteziye:
yalandan gösterifl, gö-
rünüflte lüks ve ziynet.
f›trat-› befleriye:
insan›n yarat›l›-
fl›, insan›n tabiat›.
f›trî:
tabiî, do¤al.
gaflet:
dikkatsizlik, endiflesizlik,
Allah’tan uzaklafl›p nefsin arzula-
r›na dalmak.
hakikat:
gerçek, esas.
hakikat-› leyle-i kadir:
Kadir Ge-
cesinin esas›, mahiyeti.
hâkimiyet:
hâkim olufl, hükme-
difl, egemenlik.
Harb-i Umumî:
genel harp, dün-
ya savafl›.
hissiyat-› bâk›ye:
bitmeyen duy-
gular.
hükmüne:
yerine, de¤erine.
istibdat:
idarede görülen her tür-
lü kanun d›fl› tazyik, bask›.
istidadat:
istidatlar, kabiliyetler,
yetenekler.
Leyle-i Kadir:
Kadir Gecesi,
Kur’ân-› Kerîm’in dünya semas›na
nazil oldu¤u gece, Ramazan’›n 27.
gecesi.
ma¤lûp:
yenilme, kendisine galip
gelinmifl.
mahiyet-i insaniye:
insan›n esa-
s›, iç yüzü, vasf›, asl›, hakikati.
masum:
suçsuz, günahs›z, saf, te-
miz.
medeniyet:
ilim, teknik, sanayi
ve ticaretin nimetlerinden gerçek
anlamda yararlanarak, bolluk, gü-
venlik ve rahatl›k içinde yafla-
y›fl.
me’yusiyet:
ümitsizlik.
muhafaza:
koruma.
muvakkat:
geçici.
nev-i befler:
insano¤lu, insan-
lar.
niyaz:
Allah’a yalvarma ve
yakarma.
Nurcu:
Bediüzzaman Said
Nursî’nin eserlerine ve fikirle-
rine taraftar olan, Risale-i
Nur’lar› okuyup neflreden
kimse.
rahmet-i ‹lâhîye:
Allah’›n
sonsuz rahmeti, ‹lâhî rahmet.
flefaat:
birinden baflkas›n›n
kusurlar›n›n veya suçunun
ba¤›fllanmas›n› dileme.
selâm:
bar›fl, rahatl›k, selâ-
met ve esenlik dileme.
s›dd›k:
çok do¤ru, dürüst,
hakk› ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
suret:
biçim, flekil, tarz.
tabiat:.
tahribat:
tahripler, y›k›p boz-
malar.
umum:
bütün, herkes.
umumî:
genel.
vicdan:
insan›n içindeki, iyiyi
kötüden ay›rabilen, iyilik et-
mekten lezzet duyan ve kö-
tülükten elem alan manevî
his
1. Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz.
788 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
M‹RDA/
H
AYATI