1
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
Aziz, s›dd›k kardefllerim,
Evvelâ:
Umum Nurcular›n mübarek bayramlar›n› ve
haccü’l-ekberde bulunan Nur fiâkirdleriyle ve hacdaki
Nur taraftarlar›n›n bayramlar›n› tebrik içinde ve çok za-
mandan beri esaret alt›nda kalm›fl ve istiklâliyetini kay-
betmifl Hindistan, Arabistan gibi âlem-i ‹slâm›n büyük
memleketleri birer devlet-i ‹slâmiye fleklinde Hind’de yüz
milyon bir devlet-i ‹slâmiye, Cava’da elli milyondan ziyâ-
de bir devlet-i ‹slâmiye ve Arabistan’da dört-befl hükûmet
bir cemâhir-i müttefika gibi Arap birli¤i ile ‹slâm birli¤ini
birlefltirmesindeki âlem-i ‹slâm›n bu büyük bayram›n›n
mukaddemesini tebrik ile bu bayram bize müjde veriyor.
Saniyen:
‹stanbul’da, Re’fet Beyin ve Mustafa
Oruç’un yazd›klar›na göre, çok zaman ‹slâm ordusunu
idare eden ve sonra dârülfünuna ink›lâp eden Harbiye
Nezareti ve Bâb-› Seraskerî —o muazzam binan›n— al-
n›nda
2
Gk
õj/
õn
Y Gk
ör
ün
f *G n
?n
ôo
°ür
æn
jn
h @ Ék
æ«/
Ño
e Ék
ër
àn
a n
?n
dÉn
ær
ën
à`n
a És
fp
G
hatt-› Kur’ân ile o manidar Kur’ân ayeti yaz›lm›flken,
sonra da mermer tafllarla üzeri kapat›l›p o Nurlar› gizle-
mifllerdi. fiimdi yeniden hatt-› Kur’âniyeye bir nümûne-i
müsaade ve Risale-i Nur’un takip etti¤i maksad›na bir
vesile ve üniversite ileride bir Nur Medresesi olmas›na bir
iflaret oldu¤u gibi; Denizli Nurcular›ndan Ahmed’lerin
meflhur âlim ve ak›lca on dokuzuncu asr›n en büyü¤ü ve
içtimaî feylesoflar›n en ilerisi Bismarck’›n eserinden
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 795
E
M‹RDA/
H
AYATI
l›’da Savunma Bakanl›¤›.
hatt-› Kur’ân:
Kur’ân yaz›s›.
hatt-› Kur’âniye:
Kur’ân hatt›, ya-
z›s›.
içtimaî:
toplulu¤a ait, toplumla il-
gili, toplumsal.
idare:
yönetim, memleket iflleri-
nin yürütülmesi.
ink›lâp:
de¤iflme, dönüflme.
istiklâliyet:
ba¤›ms›zl›k.
maksat:
gaye.
manidar:
nükteli, ince manal›.
medrese:
e¤itim ve ö¤retim ku-
rumu.
muazzam:
ulu, muhteflem.
mukaddeme:
bafllangݍ.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
numune-i müsaade:
izin örne¤i.
Nurcu:
Bediüzzaman Said Nur-
sî’nin eserlerine ve fikirlerine ta-
raftar olan, Risale-i Nur’lar› oku-
yup neflreden kimse.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
Saniyen:
ikinci olarak.
s›dd›k:
çok do¤ru, dürüst, hakk›
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
taraftar:
tarafl›, bir taraf› destek-
leyen.
Umum:
bütün.
vesile:
arac›, vas›ta.
ziyade:
fazla, fazlas›yla
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹s-
lâm dünyas›.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim
adam›.
as›r:
yüzy›l.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümle-
si.
Aziz:
izzetli, muhterem, say-
g›n.
Bab-› Seraskerî:
serasker ka-
p›s›, askerlik iflleriyle u¤raflan
daire.
cemahir-i müttefika:
birbi-
riyle anlaflm›fl, ittifak etmifl
devletler, müttefik cumhuri-
yetler.
dârülfünun:
üniversite.
devlet-i ‹slâmiye:
‹slâm dev-
leti.
esaret:
esirlik, tutsakl›k, hü-
küm alt›nda bulunma.
Evvelâ:
birinci olarak, her
fleyden önce, ilk olarak.
feylesof:
felsefe ile u¤raflan,
filozof.
haccü’l-ekber:
en büyük hac.
Harbiye Nezareti:
Osman-
1.
Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz.
2.
Biz sana ap aç›k bir fetih yolu açt›k... Ve Allah sana pek flerefli bir zaferle yard›m etsin. (Fe-
tih Suresi: 1, 3.)