Tarihçe-i Hayat - page 793

‹stanbullu kar› ve k›zlar dizildikleri s›rada, ben ve mer-
hum mebus Molla Seyyid Taha ve mebus Hac› ‹lyas ile
beraber bir kay›¤a bindik, o kad›nlar›n yanlar›ndan geçi-
yorduk. Benim hiç haberim yoktu. Hâlbuki Molla Taha
ve Hac› ‹lyas, beni tecrübeye karar verdikleri ve nöbetle
beni tarassud ettiklerini bir saat seyahat sonunda îtiraf
edip dediler: “Senin bu haline hayret ettik, hiç bakma-
d›n.” Dedim: “Lüzumsuz, geçici, günahl› zevklerin ak›be-
ti elemler, teessüfler olmas›ndan, istemiyorum.”
Hem, bütün tarih-i hayat›mda hediyeleri kabul etmek
ve minnet alt›na girip halk›n sadaka ve ihsanlar›n› almak-
tan çekindi¤imi benimle akradafll›k edenler bilirler. Nur-
lar›n ve hizmet-i imaniye ve Kur’âniyenin flerefini ve se-
lâmetini himaye etmek için, dünyan›n maddî ve içtimaî
ve siyasî bütün ezvak›n› ve merâk›n› terk etti¤im ve îdam
gibi, ehl-i garaz›n bütün tehditlerine befl para ehemmiyet
vermedi¤im, yirmi sene iflkenceli esâretimdeki iki deh-
fletli hapislerimde ve mahkemelerimde kat’î göründü.
‹flte, yetmifl befl sene devam eden bu düstur-i hayat›m
varken, Risale-i Nur’un fevkalâde k›ymetini k›rmak fik-
riyle, fleytanlar›n bile hat›r ve hayaline gelmeyen bir ifti-
ra, resmî makam› iflgal eden bir adam yapt›. Ve demifl:
“Gecede tablalarla baklavalar, fahifle ve namussuzlar ya-
n›na gidiyorlar.” Hâlbuki benim kap›m gecede d›flar›dan
ve içeriden kilitli, sabaha kadar bir bekçi, o bedbaht›n
emriyle kap›m› bekliyordu. Hem buradaki komflular ve
bütün dostlar bilirler ki, ben, iflâ namaz›ndan sonra, tâ
sabaha kadar hiç kimseyi yan›ma kabul etmemiflim.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 793
E
M‹RDA/
H
AYATI
mufl, ölmüfl, ölü.
minnet:
bir iyilik karfl›s›nda yük
alt›nda kalma, kendini manevî
olarak borçlu hissetme.
resmî:
devlet ad›na olan.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
sadaka:
Allah r›zas› için ihtiyaç
sahibi fakirlere yap›lan yard›m.
selâmet:
salimlik, eminlik, kurtu-
lufl, korku ve endifleden uzak ol-
ma.
fleref:
manevî büyüklük, yücelik,
onur.
siyasî:
siyasetle ilgili, siyasete ait.
tarassut:
gözetme, göz alt›nda
tutma.
tarih-i hayat:
hayat tarihi.
teessüf:
üzülme, ac› duyma.
tehdit:
korkutma, gözda¤› verme
ak›bet:
nihayet, son.
bedbaht:
bahts›z, talihsiz, za-
vall›.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
düstur-i hayat:
hayat kanu-
nu, hayat kaidesi.
ehemmiyet:
önem, de¤er,
k›ymet.
ehl-i garaz:
kin ve düflmanl›k
güdenler, kötü niyet tafl›yan-
lar.
elem:
dert, üzüntü, maddî-
manevî ›zt›rap.
esaret:
esirlik, tutsakl›k, hü-
küm alt›nda bulunma.
ezvak:
zevkler.
fâhifle:
ahlâks›z kad›n, zina
eden kad›n.
fevkalâde:
ola¤anüstü.
himaye:
koruma, muhafaza
etme.
hizmet-i
imaniye
ve
Kur’âniye:
iman ve Kur’ân
hakikatlerinin ikna edici ve il-
mî delillerle anlafl›lmas›na
hizmet etme.
içtimaî:
toplulu¤a ait, top-
lumla ilgili, toplumsal.
iftira:
asl› olmadan birine suç
yükleme, olmayan bir suçu
baflkas›na yükleme.
ihsan:
ba¤›fllama, ikram et-
me, lütuf.
iflâ:
yats› namaz›.
kat’î:
kesin, flüpheye ve te-
reddüde mahal b›rakmayan.
k›ymet:
de¤er.
maddî:
madde ile alâkal›, cis-
manî.
makam:
yer, mevki.
mebus:
milletvekili.
merhum:
rahmete kavufl-
1...,783,784,785,786,787,788,789,790,791,792 794,795,796,797,798,799,800,801,802,803,...1390
Powered by FlippingBook