Tarihçe-i Hayat - page 790

noktas›nda kat’iyen Kur’ân’›n misli yoktur ve olamaz ve
hiçbir fley bu mu’cize-i ekberin yerini tutamaz.
Saniyen:
Madem Risale-i Nur o mu’cize-i kübran›n
elinde bir elmas k›l›ç hükmünde hizmetini göstermifl ve
en muannit düflmanlar› teslime mecbur etmifl, hem kal-
bi, hem ruhu, hatta hissiyat› tam tenvir edecek ve ilâçla-
r›n› verecek bir tarzda hazine-i Kur’âniyenin dellâll›¤›n›
yapan ve ondan baflka mehaz ve mercii olmayan bir
mu’cize-i maneviyesi bulunan Risale-i Nur o vazifeyi ya-
p›yor ve aleyhinde dehfletli propagandalar ve gayet mu-
annid z›nd›klara tam galebe çalm›fl ve dalâletin en kal›n
ve bo¤ucu ve genifl daire-i afak›nda ve fennin en genifl
perdelerinde
Asa-y› Mûsa
’daki Meyvenin Alt›nc› Mesele-
si ve Birinci ve ‹kinci, Üçüncü ve Sekizinci Hüccetleriyle
gayet parlak bir tarzda gafleti da¤›t›p nur-i tevhidi göster-
mifl; elbette bizlere lâz›m ve millete elzemdir ki, flimdi
resmen izin verilen din tedrisat› için hûsusî dershaneler
aç›lmas›na ve izin verilmesine binaen,
Nur fiakirtleri,
mümkün oldu¤u kadar her yerde küçücük bir Dershane-i
Nuriye açmak lâz›md›r
. Gerçi herkes kendi kendine bir
derece istifade eder, fakat herkes her meselesini tam an-
lamaz. Hem, iman hakikatlerinin izah› oldu¤u için, hem
ilim, hem marifetullah, hem ibadettir. Eski medreselerde
befl on seneye mukabil, inflaallah Nur medreseleri, befl
on haftada ayn› neticeyi temin edecek ve yirmi senedir
ediyor. Ve hem hükûmet ve millet ve vatan, hem hayat-›
dünyeviyesine ve siyasiyesine ve uhreviyesine pek çok
faydas› bulunan bu Kur’ân lemaatlar›na ve dellâl›
aleyh:
karfl›, karfl›t.
binaen:
-den dolay›, bu sebep-
ten.
daire-i afak:
ufuklar dairesi, çok
genifl ve büyük daire, kâinat.
dalâlet:
iman ve ‹slamiyetten ay-
r›lmak, azmak.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
dellâl:
ilân edici; hakka davet
eden.
dershane-i Nuriye:
Nur dersha-
nesi, nur medresesi, Risale-i Nur
okunan ve okutulan yerler.
elmas:
çok de¤erli.
elzem:
daha (en, pek) lâz›m, lü-
zumlu, gerekli.
faide:
fayda.
fen:
tecrübî, ispatla meydana gel-
mifl ilimlere verilen genel ad.
gaflet:
dikkatsizlik, endiflesizlik,
Allah’tan uzaklafl›p nefsin arzula-
r›na dalmak.
galebe:
galip gelme, üstünlük.
gayet:
son derece.
hakikat:
gerçek, esas.
hayat-› dünyeviye:
dünyaya ait
olan hayat.
hayat-› siyasiye:
siyasî hayat,
politik hayat.
hayat-› uhreviye:
uhrevî hayat,
ahirete ait olan hayat.
hazine-i Kur’âniye:
Kur’ân’›n ha-
zinesi.
hissiyat:
hisler, duygular.
Hüccet:
delil.
hükmünde:
de¤erinde, yerinde.
hususî:
özel.
ilim:
bilme, bilgi.
iman:
inanç, itikat.
inflaallah:
‘Allah izin verirse’ ma-
nas›nda kullan›lan bir dua.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma.
izah:
aç›klama, ayr›nt›lar› ile an-
latma.
kat’iyen:
kat’î olarak, kesin ola-
rak, kesinlikle.
lemaat:
lem’alar, par›lt›lar, parla-
y›fllar.
Madem:
...den dolay›, böyle ise.
marifet:
bilme, derin bilgi.
medrese:
e¤itim ve ö¤retim ku-
rumu.
790 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
M‹RDA/
H
AYATI
mehaz:
menba, bir fleyin asl›-
n›n al›nd›¤› kaymak.
merci:
merkez, kaynak.
mesele:
konu.
misil:
benzer, efl.
muannit:
inatç›, ayak dire-
yen.
mu’cize-i ekber:
en büyük
mu’cize.
mu’cize-i kübra:
en büyük
mu’cize.
mu’cize-i manevîye:
manevî
mu’cize.
mukabil:
karfl›l›k.
nur-i Tevhid:
tevhid nuru,
birlik nuru; Allah’›n birli¤inde-
ki ayd›nl›k, Allah’›n birli¤ini
günefl gibi gösteren nur.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
resmen:
resmî olarak, resmî
bir flekilde.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
ruh:
dirilik kayna¤›, hayat›n
temeli ve sebebi olan manevî
varl›k.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
Saniyen:
ikinci olarak.
tarz:
biçim, flekil.
tedrisat:
ö¤retim.
temin:
sa¤lama.
tenvir:
nurland›rma, ayd›nlat-
ma, ›fl›kland›rma.
vazife:
görev.
z›nd›k:
Allah’a ve ahirete
inanmayan, Allah’› inkâr
eden, imans›z, münkir
1...,780,781,782,783,784,785,786,787,788,789 791,792,793,794,795,796,797,798,799,800,...1390
Powered by FlippingBook