Tarihçe-i Hayat - page 791

bulunan Risale-i Nur’a, de¤il iliflmek, tamam›yla terviç ve
neflrine çal›flmalar› elzemdir ki, geçen dehfletli günahlara
kefaret ve gelecek müthifl belâlara ve anarflistli¤e bir set
olabilsin.
„@ò
Kardefllerim,
Merak etmeyiniz ve Nurun fevkalâde perde alt›ndaki
fütuhat›na kanaat ediniz. fiimdiye kadar hiçbir eserin
böyle a¤›r flerait alt›nda bu derece tesirli intiflar›n› tarih
göstermiyor. Hem tam serbestiyet verilmemesinin sebe-
bi ve hikmeti, Nurlar›n fevkalâde kuvvetinden korkuyor-
lar. Belki sars›nt› verecek diye, tam takdir ve kabul etmek
ile beraber, flimdilik resmen intiflar›ndan telâfl ettiklerini
Diyanet Reisi büyük reisle görüflmesinde haber al›nm›fl.
Eski gibi hücum yok; belki musalâha istiyorlar. Fakat
Nurlar lehinde kuvvetli cereyanlar, inflâallah o telâfl› iflti-
yakla resmen neflrine çevirecek. Hem çok enaniyetliler,
eserlerini terviç etmek için, Nurlar›n meydana ç›kmalar›-
na k›skanmak damar›yla taraftar olmuyorlar.
„@ò
Salisen:
Risale-i Nur, hac›larla hariç âlem-i ‹slâma ya-
y›l›yor, kendi kendini lây›k ellere yetifltiriyor. Ve fiam’a el
yaz›s› ile gönderdi¤imiz
Asa-y› Mûsa
ve
Zülfikar’›
,
hey’et-i ilmiye on befl gün tetkik etmifl, tam takdir etme-
lerine alâmet olarak demifller: “Biz, bunu mecmualar
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 791
E
M‹RDA/
H
AYATI
reis:
baflkan.
resmen:
resmî olarak, resmî bir
flekilde.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
Salisen:
üçüncü olarak.
flerait:
flartlar.
serbestiyet:
serbestlik, rahat ve
serbest olma hâli.
set:
mâni, perde, engel.
takdir:
k›ymet verme, be¤enme.
taraftar:
tarafl›, bir taraf› destek-
leyen.
terviç:
revaç verme, k›ymet ve
de¤erini artt›rma.
tetkik:
dikkatle araflt›rma, incele-
me
alâmet:
belirti, iflaret, iz.
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹s-
lâm dünyas›.
anarflist:
hiç bir düzen ve
otorite tan›mayan, kar›fl›kl›k
ve bozgunculuktan yana
olan.
belâ:
musibet, s›k›nt›.
cereyan:
ak›m, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
elzem:
daha (en, pek) lâz›m,
lüzumlu, gerekli.
enaniyet:
kendini be¤enme,
bencillik, egoistlik.
fevkalâde:
ola¤anüstü.
fütuhat:
zaferler, fetihler, ga-
libiyetler.
hariç:
d›flar›.
heyet-i ilmiye:
ilim hey’eti.
hikmet:
gaye, maksat.
hücum:
sald›rma.
inflaallah:
‘Allah izin verirse’
manas›nda kullan›lan bir dua.
intiflar:
yay›lma, yayg›nlafl-
ma, neflrolunma.
ifltiyak:
afl›r› isteme, çok fazla
arzu etme.
kanaat:
inanma.
kefaret:
kendisi ile ifllenen bir
günah›n giderilmesi.
leh:
onun taraf›na, ondan ya-
na, birinin faydas› için yap›lan
hareket.
mecmua:
toplan›p, biriktiril-
mifl, düzenlenmifl yaz›lar›n
hepsi.
musalâha:
bar›fl, uzlaflma.
müthifl:
dehflet veren, ürkü-
ten, dehfletli, korkunç.
neflir:
herkese duyurma, yay-
ma, tamim.
1...,781,782,783,784,785,786,787,788,789,790 792,793,794,795,796,797,798,799,800,801,...1390
Powered by FlippingBook