Tarihçe-i Hayat - page 777

Saniyen:
Mesle¤ime ve Risale-i Nur’dan ald›¤›m dersi-
me bütün bütün muhalif olarak ve on seneden beri fânî
dünyan›n geçici, ehemmiyetsiz hâdiselerine bakmamak
olan bir düstur-i hayat›ma da münafi olarak, s›rf senin
hat›r›n ve merak etti¤in ve bu defaki uzun mektubun için
vaziyetime ve zalimlerin iflkencelerine ait birkaç madde-
yi beyan edece¤im.
•
Birincisi:
Otuz sene evvel Dârülhikmette aza iken,
birgün, arkadafl›m›zdan ve Dârülhikmet azas›ndan Sey-
yid Sadeddin Pafla dedi ki: “Kat’î bir vas›ta ile haber al-
d›m; kökü ecnebîde ve kendisi burada bulunan bir z›nd›-
ka komitesi, senin bir eserini okumufl. Demifller ki, ‘Bu
eser sahibi dünyada kalsa, biz mesle¤imizi (yani z›nd›ka-
y›, dinsizli¤i) bu millete kabul ettiremeyece¤iz. Bunun vü-
cudunu kald›rmal›y›z’ diye senin idam›na hükmetmifller.
Kendini muhafaza et.” Ben de: “Tevekkeltü alellâh, ecel
birdir, tegayyür etmez” dedim.
‹flte bu komite, otuz sene belki k›rk seneden beri hem
tevessü etti, hem benimle mücadelede herbir desiseyi
istimal etti. ‹ki defa imha için hapse ve on bir defa da be-
ni zehirlemeye çal›flm›fllar. En son dehfletli plânlar›, sab›k
dahiliye vekilini ve Afyon’un sab›k valisini ve Emir-
da¤’›n›n sab›k kaymakam vekilini aleyhime sevk etmele-
riyle, resmî hükûmetin nüfuzunu bütün fliddetiyle aley-
himde istimal etmeleridir. Benim gibi zay›f, ihtiyar, mer-
dümgiriz, fakir, garip, hizmete çok muhtaç bir bîçareye
o üç resmî memurlar, aleyhimde öyle bir propaganda
yapm›fl ve herkesteki korku o dereceye varm›fl ki, bir
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 777
E
M‹RDA/
H
AYATI
muhafaza:
koruma.
muhalif:
z›t, ayk›r›.
münafi:
z›t, ayk›r›.
nüfuz:
bir kimsenin emir ve hü-
kümlerinin ifllemesi, geçerli olma-
s›.
propaganda:
bir inanç, düflünce,
doktrin v.b. ni baflkalar›na tan›t-
mak, benimsetmek amac›n› gü-
den ve çeflitli vas›talarla yap›lan
faaliyet.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
sab›k:
geçen, geçmifl, olmufl.
Saniyen:
ikinci olarak.
sevk:
yöneltme, gönderme.
tagayyür:
de¤iflme.
tevekkeltü-alellah:
Allah’a te-
vekkül ettim, dayand›m.
tevessü:
geniflleme, yay›lma.
vas›ta:
arac›.
vaziyet:
durum.
vekil:
naz›r, bakan.
zaif:
zay›f.
zalim:
zulmeden, ac›mas›z ve
haks›z davranan.
z›nd›ka:
dinsizlik, inançs›zl›k.
aleyh:
ona karfl›, onun üzeri-
ne.
aza:
üye.
beyan:
aç›klama, bildirme,
izah.
bîçare:
çaresiz, zavall›.
dâhiliye:
‹ç iflleri.
Dârülhikmet:
Osmanl›larda
fieyhülislâml›k makam›n›n bir
ismi.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
desise:
hile, oyun, aldatmaca.
düstur-i hayat:
hayat kanu-
nu, hayat kaidesi.
ecel:
her canl›n›n Allah tara-
f›ndan takdir edilen ölüm
vakti.
ecnebi:
yabanc›.
ehemmiyetsiz:
önemsiz.
evvel:
önce.
fânî:
ölümlü, geçici.
garip:
gurbette, kendi mem-
leketinin d›fl›nda bulunan, ya-
banc›.
hâdise:
olay.
hükmetme:
karar vermek.
imha:
ortadan kald›rma,
mahvetme.
iflkence:
bir kimseye verilen
maddî-manevî s›k›nt›, eziyet.
istimal:
kullanma.
Kat’î:
kesin, flüpheye ve te-
reddüde mahal b›rakmayan.
komite:
kötü bir maksat için
toplanm›fl topluluk, cemiyet.
merdümgiriz:
insanlardan s›-
k›lan, kalabal›ktan hofllanma-
y›p yaln›zl›k isteyen.
Meslek:
gidifl, tutulan yol, sis-
tem.
meslek:
gidifl, tutulan yol, sis-
tem.
1...,767,768,769,770,771,772,773,774,775,776 778,779,780,781,782,783,784,785,786,787,...1390
Powered by FlippingBook