Tarihçe-i Hayat - page 771

hem, Eski Harb-i Umumîde ehemmiyetli hizmet etmifl bir
evlâd-› vatan; hem, flimdi bu milleti, bu vatan›, anarflilik-
ten ve ecnebî ifsatlar›ndan kurtarmak için meydandaki
tesirli âsâr›yla bütün kuvvetiyle çal›flan bir hamiyetper-
ver; ve mahkemede yetmifl flahitle ispat edildi¤i gibi, yir-
mi befl senede bir gazeteyi okumayan, merak etmeyen
ve yedi sene Harb-i Umumîye bakmayan, sormayan, bil-
meyen ve eserlerinde kuvvetli delillerle siyasetten bütün
bütün alâkas›n› kesti¤ini ispat eden ve dünyan›za kar›fl-
mad›¤›n› adliyeleriniz resmen itiraf etti¤i bir zarars›z
adam; hem ahiretine ve ihlâs›na zarar gelmemek için
fliddetle teveccüh-i ammeden kaçan ve kardefllerinin
onun hakk›ndaki hüsnüzanlar›ndan ve medihlerinden çe-
kinen, be¤enmeyen bu bîçare Said’e baflta Dâhiliye Ve-
kili olan sen, Afyon Valisini ve Emirda¤ zab›tas›n› musal-
lat edip, her gün bir ay haps-i münferid azab›n› çektir-
mek ve tecrid-i mutlak içinde tek bafl›yla bir haps-i mün-
feridde durmaya mecbur etmek, hangi maslahat›n›z ikti-
za eder? Hangi kanun bu dehfletli gadre müsaade eder
diye, hukuk-i umumiyeyi muhafaza eden adliyenin yük-
sek dairesi vas›tas›yla Dahiliye Vekiline beyan ediyorum.
Zulmen bütün hukuk-i medeniyeden
ve insaniyeden ve yaflamak
hakk›ndan mahrum edilen
Said Nursî
„@ò
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 771
E
M‹RDA/
H
AYATI
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
mahrum:
bir fleye sahip olama-
yan, yoksun.
maslahat:
fayda, maksat.
medih:
övmek.
muhafaza:
koruma.
müsaade:
izin.
musallat:
çok fazla rahats›z eden,
fazlas›yla üzerine giden ve sata-
flan.
resmen:
resmî olarak, resmî bir
flekilde.
tecrid-i mutlak:
hiç kimseyle gö-
rüflememek, tam bir yaln›zl›k.
teveccüh-i amme:
genel tevec-
cüh, umumun, herkesin, halk›n
yönelifli.
vas›ta:
arac›l›k.
Vekil:
naz›r, bakan.
zab›ta:
flehir güvenli¤ini sa¤la-
makla vazifeli bulunan idare, po-
lis.
Zulmen:
zulümle, haks›zl›kla, zul-
mederek.
ahiret:
dünya hayat›ndan
sonra bafllay›p ebediyen de-
vam edecek olan ikinci hayat.
alâka:
ilgi, iliflki. ba¤.
âsâr:
eserler.
azap:
eziyet, iflkence; büyük
s›k›nt›, fliddetli ac›.
beyan:
aç›klama, bildirme,
izah.
bîçare:
çaresiz, zavall›.
Dâhiliye:
‹ç iflleri.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
delil:
bir davay› ispata yara-
yan fley, bürhan.
gadir:
zulüm, hainlik.
hamiyetperver:
hamiyet sa-
hibi, din ve millet gibi önemli
de¤erleri seven, koruyan ve
bunlara hizmet eden.
haps-i münferit:
tek bafl›na
olan hapis.
Harb-i Umumî:
genel harp,
dünya savafl›.
hukuk-› insaniye:
insanî hak-
lar.
hukuk-i medeniye:
medenî
hukuk, temel hak ve hürri-
yetler.
hukuk-i umumiye:
toplu-
mun bütün fertlerinin sahip
oldu¤u haklar.
hüsn-i zan:
bir kimsenin ve-
ya bir hâdisenin iyili¤i hakk›n-
daki vicdanî ve iyi kanaat.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
baflka bir karfl›l›k beklemek-
sizin, s›rf Allah r›zas› için yap-
ma.
iktiza:
gerektirme, lüzumlu
k›lma.
ispat:
do¤ruyu delillerle gös-
terme.
1...,761,762,763,764,765,766,767,768,769,770 772,773,774,775,776,777,778,779,780,781,...1390
Powered by FlippingBook