Tarihçe-i Hayat - page 75

Molla Said, günde bir-iki cüz okumak suretiyle
Kur’ân’› h›fza bafllad›. Her gün iki cüz ezber etmekle,
Kur’ân’›n mühim bir k›sm›n› h›fz›na ald›; fakat, iki sünu-
hat ile, tekmili müyesser olmad›:
Birincisi:
Kur’ân’›n çok sür’atle okunmas› bir hür-
metsizlik olmas›n diye.
‹kincisi:
Kur’ân hakaikinin h›fz›n›n daha ziyade lü-
zumu var, diye kalbine gelmifl. Onun için, Kur’ân haka-
ikinin anahtar› olacak ve flübehata karfl› muhafaza ve
mukabele edecek hikmet ve fünun-i ‹slâmiyeye dair k›rk
Risaleyi iki senede h›fz›na ald›. Her gün bir parça ezber-
den okumak suretiyle, hepsini üç ayda ancak devredi-
yordu.
Mirkat ismindeki kitab›, hafliye ve flerh olmaks›z›n h›fz
etmeye bafllad›. Bilahare eline geçen mezkûr kitab›n ha-
fliye ve flerhi ile kendi nokta-i nazar›n› karfl›laflt›rm›fl. Bü-
tün meseleler muvaf›k olup, ancak üç kelime tevafuk et-
memifl; bu tevcihleri de uleman›n tahsinine mazhar ola-
rak kabul edilmifltir.
Bir gün Bitlis meflayihinden fieyh Mehmed Küfrevi
Hazretlerinin kendilerine beddua etti¤ini birisi yalandan
söyler. Bunun üzerine müflarünileyhi ziyarete gider. fieyh
Hazretleri Molla Said’e iltifat eder, teberrüken bir ders
verir. ‹flte Molla Said’in en son ald›¤› ders bu olmufltur.
Bir gece Molla Said, rüyas›nda fieyh Mehmed Küfre-
vi Hazretlerini görür. Kendisine hitaben, “Molla Said,
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 75
‹
LK
H
AYATI
aç›klama ve bu maksatla yaz›lan
eser.
flübehat:
flüpheler.
tahsin:
be¤enme, güzel bulma.
teberrüken:
mübarek görerek,
u¤ur sayarak.
tekmil:
tamamlama, bitirme.
tevafuk etmek:
uymak, uygun
gelmek.
tevcih:
mana verme, yorumlama,
tefsir etme.
ulema:
âlimler, bilginler.
ziyade:
çok, fazla, art›k.
ziyarete gitmek:
görmeye git-
mek.
beddua etmek:
bir kimsenin
kötü olmas› için dua.
bilâhare:
sonra, sonralar›.
cüz:
Kur’ân’›n bölündü¤ü
otuz k›s›mdan her biri.
fünun-u ‹slâmiye:
‹slâmî fen-
ler, ‹slâmî ilimler.
hakaik:
hakikatler, do¤rular,
gerçekler.
hafliye:
bir eserin metnini
flerh ve izah eden kitap.
hazret:
sayg›, ululama, yü-
celtme, övme maksad›yla
kullan›lan tabir.
h›fz:
ezberleme.
hikmet:
kâinattaki ve yarat›-
l›fltaki ‹lâhî gaye.
hitaben:
hitap ederek, söyle-
yerek.
hürmetsizlik:
sayg›s›zl›k.
iltifat etmek:
güler yüzle
muamele etmek, gönlü hofl
etmek.
mazhar:
nail olma, flereflen-
me.
meflayih:
fleyhler.
mezkûr:
ad› geçen, an›lan.
muhafaza:
koruma, saklama.
mukabele:
karfl› koyma.
muvaf›k:
yerinde, uygun.
mühim:
önemli, büyük.
müflarünileyh:
ismi evvelce
söylenmifl olan, sözü edilen.
müyesser olmak:
nasip ol-
mak.
nokta-i nazar:
bak›fl aç›s›.
suret:
tarz, yol, gidifl.
sünuhat:
kalbe gelen mana-
lar, do¤ufllar.
sür'at:
çabuk olma, h›zl›l›k.
flerh:
bir eserin zor anlafl›lan
yerlerini çözüp yorumlayarak
1...,65,66,67,68,69,70,71,72,73,74 76,77,78,79,80,81,82,83,84,85,...1390
Powered by FlippingBook