Tarihçe-i Hayat - page 65

baz› zahir hocalar, Molla Said’i ahali nazar›nda küçük dü-
flürmek için var kuvvetleriyle çal›fl›yorlard›. Her hususat›-
n› tecessüs ettirirlerdi. Bir gün, nas›lsa kazaen sabah na-
maz›n› geçirmifl. Buna vâk›f olan has›mlar›, “Molla Said,
namaz› terk etmifltir” diyerek ahali aras›nda iflaada bu-
lundular. Molla Said’den soruldu ki:
“Niçin herkes bunu böyle söylüyor?”
Molla Said, “Evet, esass›z bir fley, âlemin içinde çabuk
yay›lmaz. Hata bendedir. Onun için, iki cezaya u¤rad›m:
birisi Allah’›n itab›, di¤eri nas›n tarizi. Bunun esas sebe-
bi ise, geceleyin âdet edindi¤im vird-i flerifi terk etti¤im-
dir. ‹flte âlemin ruhu bu hakikate temas etmiflse de, ta-
mam›n› kavrayamayarak ismini bilemeyip flu veçhile ha-
tay› isimlendirmifller” cevab›n› verir.
fiirvan’da bulundu¤u s›rada Siirt civar›ndan birisi gele-
rek, “Aman efendim, Siirt’e bir çocuk gelmifl; kendisi on
dört-on befl yafl›nda, umum ulemay› ilzam etti. fiunu il-
zam etmek için sizi davete geldim” der.
Molla Said de flu davete icabet ederek Siirt’e gitmek
için haz›rlan›r. Yola düflerler; iki saat gittikten sonra, o
küçük hocan›n evsaf ve k›yafetini sorar.
O adam: “Efendim, ismini bilmiyorum; fakat ilk geliflte
dervifl k›yafetinde olup omuzunda bir pösteki vard›. Bila-
hare talebe k›yafetine girdi ve umum ulemay› ilzam etti.”
Bunu dinledi¤inde, kendisinden bahsetti¤ini ve bir se-
ne evvelki kendi vukuat›n›n flimdi civar köylerde fluyu
buldu¤unu anlayarak geriye döner, davete icabet etmez.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 65
‹
LK
H
AYATI
rumunu araflt›r›p ö¤renmeyi iste-
mek.
terk etmek:
b›rakmak.
ulema:
âlimler, ilim sahipleri.
umum:
bütün.
vâk›f olmak:
bir iflten haberi ol-
mak.
var kuvvetleriyle:
bütün güçle-
riyle.
vird-i flerif:
âyet ya da dua gibi
kutsal sözler.
vukuat:
hâdiseler, olaylar.
zahir:
görünüflte.
âdet edinmek:
al›flkanl›k ha-
line getirmek.
ahali:
halk.
âlem:
insanlar, halk.
bilâhare:
sonra, sonradan,
sonralar›.
ceza:
karfl›l›k, azap.
davet:
ça¤›rma.
dervifl:
bir tarikate girmifl,
onun yasa ve törelerine ba¤l›
kimse.
esas:
temel.
evsaf:
nitelikler, özellikler.
evvelki:
önceki.
hakikat:
gerçek, bir fleyin as-
l› ve esas›.
has›m:
düflman, rakip.
hata:
suç, günah, kabahat.
hoca:
ö¤retmen.
hususat:
hususlar, yönler.
icabet etmek:
davete uy-
mak.
ilzam etmek:
münazarada
karfl›s›ndakini susturmak.
iflaada bulunmak:
haber
yaymak, herkese duyurmak.
itap:
azarlama, tersleme.
kazaen:
kaza olarak, isteme-
yerek.
nas:
insanlar, halk.
nazar:
ön; nezdinde.
flüyu bulmak:
yay›lmak, dil-
den dile aktar›lmak.
talebe:
ö¤renciler.
tariz:
üstü kapal› flekilde ten-
kit etme, i¤neleme, tafllama.
tecessüs etmek:
bir insan›n
bilinmesini istemedi¤i bir ku-
surunu, ay›b›n› veya özel du-
1...,55,56,57,58,59,60,61,62,63,64 66,67,68,69,70,71,72,73,74,75,...1390
Powered by FlippingBook