Tarihçe-i Hayat - page 56

orada beklerim” der ve S›rat Köprüsünün bafl›na gider.
Bütün peygamberan-› izam hazerat›n› birer birer ziyaret
eder; Peygamber Efendimizi de ziyarete mazhar olunca
uyan›r.
Art›k bu rüyadan ald›¤› feyiz, tahsil-i ilim için
(HAfi‹YE)
büyük bir flevk uyand›r›r. Pederinden izin alarak, tahsil
yapmak üzere Arvas nahiyesine gider. Burada icra-i ted-
ris eden meflhur Molla Mehmed Emin Efendi, kendisine
ders vermeye tenezzül etmeyip, talebelerinden birisine
okutmas›n› tavsiye edince, izzetine a¤›r gelir.
Bir gün, bu meflhur müderris camide ders okutmakta
iken, Molla Said itiraz ederek, “Efendim, öyle de¤il” hita-
b›nda bulunur; okutmas›na tenezzül etmedi¤ini hat›rlat›r.
Orada bir müddet kald›ktan sonra, Mir Hasan Velî
Medresesine gitti. Afla¤› derecede okuyan yeni talebele-
re ehemmiyet verilmemek bu medresenin âdeti oldu¤u-
nu anlay›nca, s›ra ile okunmas› icap eden yedi ders kita-
b›n› terk ederek, sekizinci kitaptan okudu¤unu söyledi.
Birkaç gün sonra Vastan kasabas›na gitti ise de, ora-
da tebdil-i hava için ancak bir ay kadar kald›. Bilâhere
Molla Mehmed isminde bir zat›n refakatinde Erzurum
HAfi‹YE:
Tarihçe-i Hayat’›nda yaz›lmam›fl o rüyada mazhar oldu¤u bir
hakikati sonradan flöyle anlad›k ki: Molla Said Hazret-i Peygamberden
ilim talebinde bulunmas›na karfl›l›k, Hazret-i Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm, ümmetinden sual sormamak flart›yla ilm-i Kur’ân’›n talim edi-
lece¤ini tebflir etmifller. Aynen bu hakikat hayat›nda tezahür etmifl; daha
sabavetinde iken bir allâme-i as›r olarak tan›nm›fl ve kat’iyen kimseye su-
al sormam›fl, fakat sorulan bütün suallere mutlaka cevap vermifltir.
âdet:
al›flkanl›k.
Aleyhissalâtü Vesselâm:
Salât
ve selâm onun üzerine olsun.
allâme-i as›r:
asr›n en büyük âli-
mi.
bilâhere:
sonra, sonralar›.
derece:
mertebe, kademe.
ehemmiyet vermek:
de¤er ver-
mek.
feyiz:
Allah'›n kuluna ba¤›fllad›¤›
marifet ve dinî heyecan.
hakikat:
gerçek, bir fleyin asl› ve
esas›.
hazerat:
hazretler.
hitapta bulunmak:
bir gruba ve-
ya bir toplulu¤a karfl› konuflmak.
icap etmek:
gerekmek.
icra-i tedris:
ders alma.
ilim:
kâinat içinde meydana ge-
len olaylar›n sebep, olufl, sonuç
ve tesirleri konusunda, akl›n ölçü-
leri çerçevesinde tahsil ve tecrü-
be ile edinilen do¤ru bilgi, bilim.
ilm-i Kur’ân:
Kur’ân ilmi.
izzet:
itibar, fleref.
kasaba:
flehirden küçük, köyden
büyük, henüz k›rsal özelliklerini
yitirmemifl olan yerleflim merke-
zi.
kat'iyen:
hiçbir zaman, asla.
mazhar olmak:
nail olmak, fleref-
lenmek.
medrese:
‹slâm dünyas›nda dü-
zenli ö¤retim kuruluflu, mektep.
meflhur:
tan›nm›fl, ünlü.
müddet:
zaman, süre.
56 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI
müderris:
medrese hocas›.
nahiye:
idarî teflkilâtlanmada
kaza ile köy aras›ndaki kade-
me.
peder:
baba.
peygamberan-› izam:
büyük
peygamberler.
sabavet:
çocukluk.
S›rat Köprüsü:
‹slâm akaidin-
de, Cehennem üzerine çekil-
mifl oldu¤una inan›lan, k›ldan
ince k›l›çtan keskin, geceden
karanl›k gibi mecazî ifadelerle
vas›fland›r›lan, mahiyetini
tam olarak kavrayamad›¤›m›z
köprü.
sual:
soru.
flevk:
afl›r› istek ve heves.
tahsil:
ö¤renme.
tahsil-i ilim:
ilim ö¤renme.
talebe:
ö¤renciler.
talepte bulunmak:
istemek,
dilemek.
talim etmek:
ö¤retmek, ye-
tifltirmek.
tarihçe-i hayat:
bir kimsenin
hayat›n› anlatan kitap, biyog-
rafi.
tavsiye etmek:
ö¤ütlemek.
tebdil-i hava:
hava de¤iflikli-
¤i.
tebflir etmek:
müjdelemek.
tenezzül etmek:
alçakgönül-
lülük göstermek.
terk etmek:
b›rakmak.
tezahür etmek:
zuhur et-
mek, görünmek.
ümmet:
Müslümanlar›n ta-
mam›.
ziyaret:
görmeye gitme.
1...,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55 57,58,59,60,61,62,63,64,65,66,...1390
Powered by FlippingBook