Tarihçe-i Hayat - page 64

Bu esnada on befl, on alt› yafllar›nda bulunuyordu. Lâ-
kin, kuvve-i bedeniyece pek çevik ve metindi. “Saidü’l-
Meflhur” lâkab›yla yad ediliyordu. Siirt’te, kendisiyle mü-
cadele etmek isteyen bütün arkadafllar›na karfl› haz›r bu-
lundu¤u ve ayn› zamanda sorulacak bütün suallere cevap
verece¤ini, kimseye sual sormayaca¤›n› ilân etti.
Sonra, tekrar Bitlis’e geldi. Bitlis’te bir-iki fleyh hane-
dan›n›n, âlim ve talebelerin aras›nda geçimsizlik oldu¤u-
nu iflitir. Fesad› netice veren sözlerin, bilhassa g›ybetin
‹slâmiyete yak›flmad›¤›n› onlara ihtar edince, Molla Sa-
id’i fieyh Emin Efendiye flikâyet ederler.
fieyh Emin ise, “Henüz çocuk oldu¤undan, kabil-i hi-
tap de¤ildir” der.
Bu söz Molla Said’e tebli¤ edildi¤i anda, zaten bu gibi
sözlere f›traten tahammülsüz oldu¤undan, fieyh Emin
Efendinin huzuruna ç›karak elini öper ve “Efendim, be-
ni imtihan ediniz; kabil-i hitap oldu¤umu ispat etmek is-
terim” der.
fieyh Emin Efendi, mütenevvi ilimlerden ve en müflkül
meselelerden on alt› sual tertip ederek sorar. Molla Said,
suallerin umumuna cevap verdikten sonra, Kureyfl Cami-
ine gider, ahaliye vaaz ve nasihat etmeye bafllar. Bunun
üzerine Bitlis ahalisinin bir k›sm› Molla Said’e, bir k›sm›
da fieyh Emin Efendiye yard›m etmek isterler. Bundan
dolay› vali, büyük bir vukuata meydan vermemek için Be-
diüzzaman’› nefyeder. Bu defa da fiirvan’a gider.
Zaten infirat eden böyle zatlar›n muar›zlar› pek çok bu-
lunur. Bilhassa mücadele-i ilmiyede ma¤lûp düflenlerden
ahali:
halk.
âlim:
ilim adam›.
bilhassa:
hele, özellikle.
çevik:
h›zl› ve hareketli, çabuk
hareket edebilen.
esna:
ara, s›ra.
fesat:
kar›fl›kl›k, nifak.
f›traten:
yarat›l›fl itibariyle.
g›ybet:
haz›rda olmayan birisinin
arkas›ndan kötü konuflma, dedi-
kodu yapma.
hanedan:
hükümdar veya devlet
büyü¤ü gibi bir kifliye dayanan
soy, büyük aile.
huzur:
yan, kat, karfl›.
ihtar etmek:
hat›rlatmak.
ilân etmek:
duyurmak, bildir-
mek.
ilim:
kâinat içinde meydana ge-
len olaylar›n sebep, olufl, sonuç
ve tesirleri konusunda, akl›n ölçü-
leri çerçevesinde tahsil ve tecrü-
be ile edinilen do¤ru bilgi, bilim.
infirat etmek:
yaln›z olmak, ayr›-
l›p tek kalmak.
ispat etmek:
kan›tlamak.
kabil-i hitap:
kendisiyle konuflu-
labilir, söz anlar.
64 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI
kuvve-i bedeniye:
bedene
ait kuvvet.
lâkap:
ünvan.
lâkin:
ama, fakat.
ma¤lûp düflmek:
yenilmek.
mesele:
problem.
metin:
sa¤lam ve dayan›kl›,
kavi.
meydan:
f›rsat, imkân, vakit.
muar›z:
muhalefet eden, mu-
halif.
mücadele etmek:
çat›flmak.
mücadele-i ilmiye:
ilim yo-
luyla yap›lan savafl, cihat.
müflkül:
güç, zor, çetin.
mütenevvi:
çeflitli, muhtelif.
nasihat etmek:
ö¤üt vermek.
nefyetmek:
sürmek, cezalan-
d›rarak baflka bir yerde ika-
met etmeye mecbur etme.
netice vermek:
sonuç ver-
mek.
Saidü’l-Meflhur:
Meflhur Said.
sual:
soru.
tahammülsüz:
sab›rs›z.
talebe:
ö¤renciler.
tebli¤ etmek:
ulaflt›rmak, gö-
türmek.
tertip etmek:
s›ralamak.
umum:
hep, bütün.
vaaz:
teflvik ve korkutma yo-
luyla iyili¤e yöneltme, ö¤üt
verme.
vukuat:
hâdiseler, olaylar.
yad etmek:
anmak.
zat:
kifli, flah›s, fert.
1...,54,55,56,57,58,59,60,61,62,63 65,66,67,68,69,70,71,72,73,74,...1390
Powered by FlippingBook