Tarihçe-i Hayat - page 67

Tillo’da iken, bir gece fieyh Abdülkadir-i Geylânî Haz-
retlerini (k.s.) rüyas›nda görür. Geylânî Hazretleri (k.s.)
kendisine hitaben,
“Molla Said! Miran aflireti reisi Mustafa Paflaya gidiniz
ve kendisini tarik-› hidayete davet ediniz; yapt›¤› zulüm-
den vazgeçerek, namaza ve emr-i marufa müdavim ol-
mas›n› tavsiye ediniz. Aksi takdirde öldürünüz.”
Molla Said, bu rüyay› görür görmez, hemen tedariki-
ni yaparak Miran afliretine do¤ru Tillo’dan hareket eder;
do¤ruca Mustafa Paflan›n çad›r›na girer. Pafla orada bu-
lunmad›¤›ndan, biraz istirahat eder. Sonra Mustafa Pafla
içeri girer. Orada haz›r olanlar›n hepsi k›yam ettikleri
hâlde, Molla Said yerinden bile k›m›ldanmaz. Paflan›n
nazar-› dikkatini celp edince, afliret binbafl›lar›ndan Fet-
tah Beyden kim oldu¤unu sorar. Fettah Bey, meflhur
Molla Said oldu¤unu bildirir. Hâlbuki, Pafla ulemadan hiç
hofllanmazd›. fiüphesiz bunun üzerine daha fazla k›zm›fl
ise de izhar etmemiflti. Molla Said’e ne için buraya gel-
di¤ini sorunca, Molla Said cevaben, “Seni hidayete ge-
tirmeye geldim. Ya zulmü terk edip namaz›n› k›lacaks›n,
veyahut seni öldürece¤im” demesinden, Pafla hiddetle-
nerek d›flar› ç›kar. Biraz dolaflt›ktan sonra yine çad›ra gi-
rer ve Molla Said’e ne için geldi¤ini tekrar sorar.
Molla Said, “Sana söyledim ya, onun için geldim” der.
Mustafa Pafla çad›r›n dire¤inde as›l› bulunan Said’in
k›l›c›na iflaret ederek, “Bu pis k›l›çla m›?”
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 67
‹
LK
H
AYATI
afliret:
göçebe hâlinde yafla-
yan, ço¤unlukla bir soydan
gelen insanlar, kabile.
celp etmek:
kendine çek-
mek.
cevaben:
cevap olarak.
emr-i maruf:
iyili¤i emretme.
hâlbuki:
oysa ki.
hareket etmek:
yola ç›kmak.
hazret:
sayg›, ululama, yü-
celtme, övme maksad›yla
kullan›lan tabir.
haz›r olmak:
bir yerde bulun-
mak.
hidayete getirmek:
do¤ru
yola getirmek.
hiddetlenmek:
öfkelenmek,
k›zmak.
hitaben:
hitap ederek.
istirahat etmek:
dinlenmek.
iflaret etmek:
bir fleyi el, göz,
kafl veya parmakla göster-
mek.
izhar etmek:
a盤a vurmak,
aflikâr etmek.
k›yam etmek:
aya¤a kalk-
mak.
meflhur:
tan›nm›fl, ünlü.
müdavim olmak:
bir fleyde
devam etmek.
nazar-› dikkat:
dikkatli bak›fl.
reis:
bafl, baflkan.
tarik-› hidayet:
hidayet yolu,
do¤ru olan› gösteren yol.
tavsiye etmek:
ö¤ütlemek.
tedarik:
haz›rl›k.
terk etmek:
b›rakmak, bir
fleyden vazgeçmek.
ulema:
âlimler, bilginler.
zulüm:
hak eden kimseye
hakk›n› vermeme, adaletsiz-
lik, haks›zl›k, eziyet.
1...,57,58,59,60,61,62,63,64,65,66 68,69,70,71,72,73,74,75,76,77,...1390
Powered by FlippingBook