Tarihçe-i Hayat - page 77

Bu kanaati hâs›l etti¤i o zamanda, ulûm-i müspete de-
nilen bütün fenleri tetebbua bafllayarak pek k›sa bir za-
manda tarih, co¤rafya, riyaziyat, jeoloji, fizik, kimya, ast-
ronomi, felsefe gibi ilimlerin esaslar›n› elde etmifltir. Bu
ilimleri bir hocadan ders alarak de¤il, yaln›z kendi müta-
lâas› sayesinde hakk›yla anlam›flt›r. Meselâ bir co¤rafya
muallimini, mübahaseye giriflmeden evvel yirmi dört sa-
at içerisinde eline geçirdi¤i bir co¤rafya kitab›n› h›fz et-
mek suretiyle, ertesi gün Van Valisi merhum Tahir Pafla-
n›n kona¤›nda onu ilzam eder. Ve yine ayn› surette bir
muaraza neticesinde, befl gün zarf›nda kimya-i gayr-i uz-
vîyi (inorganik kimya) elde ederek, kimya muallimiyle
muarazaya giriflir ve onu da ilzam eder. ‹flte, pek genç
yafl›ndaki mezkûr harikulâdeliklere ve bahr-i umman hâ-
linde bir ilme malikiyetine flahit olan ehl-i ilim, Molla Sa-
id’e “Bediüzzaman” lâkab›n› vermifltir.
Bediüzzaman, Van’da bulundu¤u müddet zarf›nda, o
zamana kadar edindi¤i fikir ve mütalâalar ve ilmî ve dinî
tedris usullerini görmekle ve zaman›n ihtiyac-› zarurîleri-
ni nazar-› itibara almakla, kendisine mahsus bir usul-i ted-
ris icat eder. Bu da, hakaik-› diniyeyi asr›n fehmine uy-
gun en yeni izah ve beyan tarzlar›yla ispat etmek sure-
tiyle talebelerini tenvir etmektir.
Molla Said, Van’da bulundu¤u zamanlarda, baz› hu-
suslarda o havalinin ulemas›na muhalif bulunuyordu.
(HA-
fi‹YE)
Bu hususlar flunlard›r:
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 77
‹
LK
H
AYATI
lâkap:
ünvan.
mahsus:
baflkas›nda bulunma-
yan, bir fleye veya kifliye has
olan.
malikiyet:
malik ve sahip olma.
merhum:
rahmetli, ölmüfl.
meselâ:
misal olarak, örne¤in.
mezkûr:
zikredilen, an›lan.
muallim:
ö¤retmen.
muaraza:
söz mücadelesi.
muhalif:
karfl›t.
mübahese:
bir konu hakk›nda
konuflma.
müddet:
süre.
mütalâa:
tetkik, araflt›rma; iyice
düflünülerek verilen karar.
nazar-› itibara almak:
dikkate al-
mak.
netice:
sonuç.
riyaziyat:
matematik bilgisi.
suret:
tarz, yol.
flahit:
bir durumu, olay› gören; ta-
n›k.
talebe:
ö¤renciler.
tarz:
usul, yol.
tedrîs:
ö¤retme.
tenvir etmek:
bir konu hakk›nda
baflkalar›n› ayd›nlatmak.
tetebbu:
etrafl›ca araflt›rma, bir
fley hakk›nda genifl bilgi edinme.
ulema:
âlimler, ilim sahipleri.
ulûm-i müspete:
müspet ilimler.
usûl:
metot, tarz, üslûp, flekil.
usûl-i tedris:
e¤itim-ö¤retim me-
todu.
vaziyet:
hal, durum.
zarf›nda:
içerisinde.
HAfi‹YE:
Ayn› vaziyet, seksen senelik hayat›nda da devam etmifltir.
as›r:
yüzy›l.
astronomi:
gök cisimleri ile
ilgilenen ilim.
Bahr-i Umman:
Hint Okyanu-
su.
beyan:
deliller göstererek is-
patlama.
dinî:
din ile ilgili.
ehl-i ilim:
ilimle u¤raflanlar.
esas:
temel, öz.
evvel:
önce.
fehm:
anlay›fl, idrak.
fen:
ilim.
fikir:
düflünce.
hakaik-› diniye:
dine ait olan
hakikatler.
hakk›yla anlamak:
do¤ru fle-
kilde, tam olarak anlamak.
harikulâdelik:
fevkalâdelik,
ola¤anüstülük.
havali:
çevre, yöre.
h›fzetmek:
ezberlemek.
hoca:
ö¤retmen.
husus:
mevzu, konu.
icat etmek:
yeni bir fley orta-
ya koymak.
ihtiyac-› zarurî:
yaflamak için
gerekli olan ihtiyaç.
ilim:
bilgi, bilim.
ilmî:
ilim ile ilgili.
ilzam etmek:
tart›flmada
kuvvetli deliller ve belgeler
öne sürerek karfl›ndakini ce-
vap veremez hâle getirmek.
ispat etmek:
delillerle do¤ru-
yu ortaya koymak, kan›tla-
mak.
izah:
bir konuyu ayr›nt›lar›yla
ortaya koyma, aç›klama.
jeoloji:
yerbilimi.
kanaat has›l etmek:
kanaat
getirmek, düflünmek.
1...,67,68,69,70,71,72,73,74,75,76 78,79,80,81,82,83,84,85,86,87,...1390
Powered by FlippingBook