Tarihçe-i Hayat - page 71

ve ona nasihat eder, tehdit eder. Bir gün, bir münakafla
aras›nda Mustafa Paflaya, “Yine mi zulme bafllad›n? Se-
ni Hak nam›na öldürece¤im” tehdidinde bulunur. Pafla-
n›n kâtibi ortaya at›l›r. O s›rada Molla Said, Mustafa Pa-
flay› zulmünden dolay› çok tahkir eder.
Pafla bu tahkire tahammül edemeyerek, öldürmek için
üzerine hücum eder; fakat Miran a¤alar› zaptederler. Ni-
hayet Mustafa Paflan›n o¤lu Abdülkerim, Molla Said’e
yaklaflarak, “Onun akidesi yanl›flt›r; rica ederim, flimdilik
buradan baflka yere teflrif ediniz” der.
Abdülkerim’in sözünü k›rmaz; yaln›z olarak bedevîle-
rin meskeni olan Biro Çölüne do¤ru hareket eder. Yolda
bedevî eflk›yalar›na tesadüf eder. Bedevîlerin silâhlar›
m›zrak ve Molla Said’in silâh› mavzer oldu¤undan, eflk›-
yalara do¤ru kurflun atmaya bafllar; eflk›yalar çekilirler.
Yoluna devam ederken ikinci çeteye tesadüf eder. Bu de-
fa eflk›yalar çok oldu¤undan, etraf›n› çevirirler. Kendisini
öldürecekleri s›rada içlerinden birisi tan›yarak, “Ben bu-
nu Miran afliretinin içinde gördüm. Bu meflhur bir adam-
d›r” deyince, derhal bedevîler çekilerek kusurlar›n›n af
buyrulmas›n› dilerler. Ve korkulu olan yerlerde kendileri-
ne muhaf›zl›k yapmak istemifllerse de, Molla Said redde-
dip yaln›z olarak yoluna devam eder. Birkaç gün sonra
Mardin’e gelir.
Mardin ulemas› muarazaya kalk›fl›rlarsa da, muvaffak
olamazlar. Evlâtlar› yafl›nda olan genç Said’de harika bir
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 71
‹
LK
H
AYATI
tahammül etmek:
sabretmek.
tahkir:
afla¤› ve alçak addetme,
afla¤›lama.
tehdit etmek:
birisini korkut-
mak.
tesadüf etmek:
rast gelmek,
rastlamak.
teflrif etmek:
flereflendirmek, fle-
ref vermek.
ulema:
âlimler, bilginler.
zapt etmek:
s›k› tutmak.
zulüm:
hak eden kimseye hakk›-
n› vermeme, adaletsizlik, haks›z-
l›k, eziyet.
akide:
iman, inanç.
afliret:
göçebe hâlinde yafla-
yan, ço¤unlukla bir soydan
gelen insanlar, kabile.
bedevî:
çölde yaflayan.
çete:
h›rs›z, eflk›ya, çapulcu
toplulu¤u.
eflk›ya:
da¤ h›rs›zlar›, haydut-
lar, yol kesiciler.
etraf:
taraflar, yanlar, uçlar,
k›y›lar.
evlât:
veletler, çocuklar.
hareket etmek:
yola ç›kmak.
hücum etmek:
sald›rmak,
hamle ile ileri at›lmak.
kâtip:
yazan, yaz›c›.
kusur:
suç, kabahat.
mavzer:
bir cins tüfek.
mesken:
ikamet olunan, otu-
rulan ev.
meflhur:
tan›nm›fl, herkesin
bildi¤i, ünlü.
m›zrak:
uzun sapl›, ucu sivri
demirli harp aleti, karg›.
muaraza:
sözle karfl›l›kl› mü-
cadele.
muhaf›zl›k yapmak:
bekçilik
etmek, korumak.
muvaffak:
baflar›l›.
münakafla:
bir mesele üze-
rinde farkl› fikirler söyleyerek
yap›lan tart›flma.
nam:
ad, isim.
nasihat etmek:
ö¤üt vermek.
nihayet:
en sonunda.
rica:
dileme, isteme.
silâh:
savunmak veya sald›r-
mak amac›yla kullan›lan öl-
dürücü, ezici, k›r›c›, parçalay›-
c› araç.
1...,61,62,63,64,65,66,67,68,69,70 72,73,74,75,76,77,78,79,80,81,...1390
Powered by FlippingBook