Tarihçe-i Hayat - page 54

ahali: bir memlekette yaflayan-
lar, halk.
amirâne: emrederek, emreder-
cesine.
birader: erkek kardefl.
daima: her vakit, sürekli, her za-
man.
emir: buyruk.
hâdise: vak›a, olay.
hasretmek: zaman ay›rmak.
hazret: sayg›, ululama, yüceltme,
övme maksad›yla kullan›lan ta-
bir.
Hizan: Bitlis'e ba¤l› bir ilçe ismi.
54 | BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ ‹LK HAYATI
hoca: ö¤retmen.
huzur: karfl›, makam.
izhar-› acz: aczini gösterme,
gücü yetmez oldu¤unu orta-
ya koyma.
karye: köy.
medrese: ‹slâm dünyas›nda
düzenli ö¤retim kuruluflu,
mektep.
mertlik: özü, sözü do¤ruluk;
yi¤itlik.
meflhur: tan›nm›fl, ünlü.
müddet: zaman, süre.
müderris: medrese hocas›.
seyyid: Hz. Muhammed'in
(a.s.m.) torunu Hz. Hasan'›n
soyundan olan kimse.
s›laya gelmek: vatan›n› ve
yak›nlar›n› ziyaret etmek.
fleyh: bir tarikatta en üst
mertebeye ulaflm›fl kimse.
flikâyet etmek: dert yanmak,
yak›nmak.
taciz etmek: rahats›z etmek,
huzursuz k›lmak.
tahakküm: zorla hükmetme,
hükmü alt›na alma.
tahammül etmek: sab›r gös-
termek.
tahammülsüzlük: sabrede-
memezlik, sab›r göstereme-
mezlik.
talebe: ö¤renciler.
yad edilmek: an›lmak.
yayla: da¤ yazl›¤›.
amirâne söylenen küçük bir söze dahi tahammül edeme-
mesi medreseden ayr›lmas›na sebep oldu. Tekrar Nurs’a
döndü. Nurs’ta ayr›ca bir medrese olmad›¤›ndan, dersini
büyük biraderinin haftada bir defa s›laya geldi¤i günlere
hasrederdi. Bir müddet sonra Pirmis karyesine, sonra
Hizan fleyhinin yaylas›na gitti. Burada da tahakküme ta-
hammülsüzlü¤ü, dört talebe ile geçinmemesine sebep ol-
du. Bu dört talebe, birleflip kendisini daima taciz ettikle-
rinden, bir gün fieyh Seyyid Nur Muhammed Hazretle-
rinin huzuruna ç›k›p, izhar-› acz ile arkadafllar›n› flikâyet
etmeyerek flöyle dedi:
“fieyh Efendi, bunlara söyleyiniz, benimle dövüfltükle-
ri vakit dördü birden olmas›nlar, ikifler ikifler gelsinler.”
Seyyid Nur Muhammed, küçük Said’in bu mertli¤in-
den hofllanarak, “Sen benim talebemsin; kimse sana ili-
flemez” buyurdu.
Bu hâdiseden sonra “fieyh Talebesi” diye yad edildi.
Burada bir müddet kald›ktan sonra, biraderi Molla Ab-
dullah ile beraber Nurflin köyüne geldiler. Yaz olmas› do-
lay›s›yla, ahali ve talebelerle birlikte fieyhan Yaylas›na
gittiler. Orada, biraderi Molla Abdullah ile bir gün dövüfl-
müfl; Ta¤î Medresesi müderrisi Mehmed Emin Efendi,
küçük Said’e, “Ne için kardeflinin emrinden ç›k›yorsun?”
diye ifle kar›flm›fl.
Bulunduklar› medrese, meflhur fieyh Abdurrahman
Hazretlerinin olmas› dolay›s›yla, hocas›na flu yolda ce-
vap verir: