Tarihçe-i Hayat - page 46

bunlar ne için neflredilmifl; hatta ilmî eserlerinin bir ço-
¤unun arkas›nda bu nevi takrizler konulmufl?
Cevap:
Bu hususta mukni cevaplar baz› mektuplarda
vard›r. Bir hulâsas› fludur:
Bediüzzaman’›n
Risale-i Nur
’un neflriyle hizmeti, do¤-
rudan do¤ruya Kur’ân hesab›nad›r. ‹man hakikatlerinin
neflri, Müslümanlar›n imanlar›n›n takviyesi, kuvvetlen-
mesi, dolay›s›yla ‹slâm dininin teâlî etmesi, din düflman-
lar›n›n müfsit hücumlar›n›n defedilmesi ve ‹slâm dininin
insanlar aras›nda maddî ve manevî kemalât›n zübde ve
hulâsas› oldu¤unu âleme ilân etmek ve herkese kanaat-i
kat’iye vermek için zikredilmifltir. Yukar›da bahsedildi¤i
gibi, aleyhte olanlar öyle insafs›zca hücumlarda bulun-
mufllard›r ki, Said Nursî, hadsiz muar›zlara, çok kuvvetli
ve kesretli düflmanlara karfl› az, fakir ve zay›f olan Risa-
le-i Nur talebelerine, kuvve-i maneviye, gaybî imdat, tefl-
ci, sebat ve metanet vermek için,
Risale-i Nur
hakk›nda-
ki ikram-› ‹lâhî ve hizmetin makbuliyetine ait inayet-i
Rabbaniyeyi zikretmifl; insafs›z hücum ve as›ls›z iftiralara
karfl› mecburiyetle müdafaaya geçilmifltir.
Hem
Tarihçe-i Hayat
’a geçen bir mektubunda Bediüz-
zaman, “Ben itiraf ediyorum ki, böyle makbul bir eserin
mazhar› olmaya hiçbir vecihle liyakatim yoktur. Fakat
çok ehemmiyetsiz bir çekirdekten koca da¤ gibi bir a¤a-
c› halk etmek kudret-i ‹lâhiyenin fle’nindendir ve âdetidir
ve azametine delildir. Ben kasemle temin ederim ki,
Ri-
sale-i Nur
’u senadan maksad›m, Kur’ân’›n hakikatlerini
âdet:
her vakit yap›lan.
âlem:
dünya, cihan.
aleyhte:
karfl›s›nda.
azamet:
büyüklük, yücelik.
bahsetme:
anlatma, söyleme.
def:
mâni olma, savmak, uzaklafl-
t›rma.
delil:
bir davay›, meseleyi ispata
yarayan fley, bürhan, beyyine.
ehemmiyet:
de¤er, önem.
eser:
bas›lma kitap.
fakir:
zavall›, bîçare, âciz.
gaybî:
gayba ait, göze görünme-
yenlere ait, gaypla ilgili, haz›rda
olmayan.
hadsiz:
s›n›rs›z, say›s›z.
hakikat:
as›l, esas.
halk:
yaratma, yarat›fl.
hatta:
üstelik, bile, dahi.
hulâsa:
k›saca, sözün k›sas›.
husus:
mevzu, konu.
hücûm:
sald›rma, hamle ile ileri
at›lmak.
iftira:
olmayan bir suçu baflkas›-
na yükleme, bühtan, ifk.
ikram-› ‹lâhî:
Allah'›n ikram ve
ihsan›.
ilân:
meydana ç›karma, belli et-
me, yayma, duyurma, bildirme.
ilmî:
ilim ile ilgili, ilme dair.
iman:
inanma, inanç, itikat, tas-
dik.
imdat:
yard›m, yard›ma yetiflme,
zor durumda kalana yap›lan yar-
d›m.
inayet-i Rabbaniye:
Allah'›n ina-
yeti.
insaf:
adaleti ve hakk› düflünerek
davranma.
itiraf:
bir kusurunu söyleme.
kanaat-i kat'iye:
kesin kanaat,
var›lan kesin düflünce.
kasem:
yemin, and, ahdetme.
kemalât:
faziletler, iyilikler, ke-
maller, olgunluklar, mükemmel-
likler.
kesretli:
çoklu¤u olan, çok fazla.
kudret-i ‹lâhiye:
Allah'›n kudreti,
Allah'›n kudretiyle yapt›¤› ifller, fi-
iller, tasarruflar.
kuvve-i manevîye:
manevî güç,
moral.
liyakat:
lây›k olma, de¤erlilik, ya-
rarl›l›k, uygunluk.
maddî:
maddeye ait, madde ile
alâkal›, cismanî.
makbul:
genel olarak istenilen.
makbuliyet:
makbullük, be¤enil-
mifllik, geçerlilik.
maksat:
kastedilen, istenilen fley,
var›lmak istenen nokta, niyet,
meram.
manevî:
madde d›fl› olan, maddî
46 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
G
‹R‹fi
olmayan, manaya ait.
mahzar:
nail olma, flereflen-
me, kavuflma; nail olmufl,
eriflmifl, kavuflmufl.
mecburiyet:
mecbur olma,
mecburluk, zarurîlik durumu,
zora tutulma, zorunluluk.
metanet:
sa¤laml›k, kavilik,
metinlik, dayan›kl›l›k.
muar›z:
muhalefet eden, kar-
fl› ç›kan, muhalif.
mukni:
ikna eden, inand›ran,
inand›r›c›, kand›ran.
müdafaa:
savunma.
müfsit:
fesat ç›karan, fesatç›,
bozguncu.
neflr:
yay›m, yay›n.
nevi:
tür, çeflit.
sebat:
kararl› olma, karar›n-
dan vazgeçmeme, azimlilik.
senâ:
överek bahsetme, öv-
me, övüfl, medih.
fle'n:
hal, keyfiyet, durum,
özellik, yap›, istidat.
takriz:
övme yaz›s›, bir eser
hakk›nda yaz›lan ve eserin
bafl›na konulan övgü yaz›s›.
takviye:
kuvvetlendirme,
sa¤lamlaflt›rma.
talebe:
ö¤renciler, tahsil gö-
renler.
teâlî:
yükselme, yücelme,
çok yüce olma.
temîn:
güvence, emniyet his-
si verme.
teflci:
cesaret verme, cesaret-
lendirme.
vecih:
sebep, vesile.
zikr:
anma, ad›n› anma, bil-
dirme.
zübde:
netice, sonuç, hulâsa,
öz.
1...,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45 47,48,49,50,51,52,53,54,55,56,...1390
Powered by FlippingBook