Tarihçe-i Hayat - page 40

suretle, bu eser, istikbaldeki münevver Nur Talebeleri
için hakikî bir me’haz teflkil etmektedir. Muhterem edib
ve muharrirler, bundan istifade ile inflaallah daha mü-
kemmel, daha hakikatli ve faydal› tarihçe-i hayatlar ha-
z›rlayacaklard›r.
fiuras›n› da hat›rlatmak isteriz ki, bu eser, muhtelif
meslek ve meflreplere mensup bulunan muharrirlerin in-
dî mütalâalar›na ve ediplerin yersiz mübalâ¤alara kaçan
kalemlerine havale edilerek safiyeti bozulmam›flt›r.
Hem, yine itiraf edelim ki,
Risale-i Nur
’un parlak ve
nurlu vasf›na ve Said Nursî’nin bafltan bafla iffet-i müces-
seme ve flecaat-i harika teflkil eden hayat ve ahlâk›na lâ-
y›k izah, ifade ve üslûp ile meydana ç›kamad›k. Bu zat›n
ifa etti¤i binler küllî hizmetten bir tek hizmet, yaflad›¤›
müteaddit zamanlardan tek bir zamanda gösterdi¤i kah-
ramanl›k ve harika flecaati, telif etti¤i âsâr›ndan bir tek
eseri dahi onun için muazzam bir tarihçe-i hayat haz›r-
lanmas›na sebep olabilirken; binler ayr› ayr› seciye, ah-
lâk-› âliye, hizmet-i Kur’âniye, flehamet-i imaniye ile do-
lu ve yüz otuz kadar eserleriyle, de¤il bir kasaba, bir vi-
lâyet, bir memlekette; belki milletler, devletler muvace-
hesinde âlem-i ‹slâm ve insaniyete flamil ve müessir hiz-
met-i külliye ile mücehhez tarihçesi, elbette bu esere s›-
¤›flmaz ve s›¤›flamad›.
Hem, Üstad›n mesle¤ini, meflrebini ve hususi ahvali-
ni, pek çok seciye ve hasletleri flahs›nda ve hizmetinde
toplayan flahsiyetini tarif edemedik. Onun yaflad›¤›
ahlâk-› âliye:
üstün ahlâk.
ahval:
haller, durumlar.
âlem-i ‹slâm:
‹slâm dünyas›.
asar:
bir yazar›n yazd›klar›.
belki:
hatta.
edib:
edebiyatla meflgul olan.
elbette:
kesinlikle, mutlaka, flüp-
hesiz.
eser:
bas›lma kitap.
hakikat:
gerçek, as›l, esas.
hakikî:
gerçek, sahici.
harika:
hayranl›k hissi uyand›ran.
haslet:
güzel huy, iyi özellik.
hat›ra:
bafltan geçen olaylar›n
kaleme al›nmas› ile ortaya ç›kan
eser.
havale:
baflka birine b›rakma.
hizmet-i Kur'âniye:
Kur’ân'›n hiz-
meti.
hizmet-i külliye:
genel hizmet.
hususî:
bir kifliye özel.
ifa:
bir ifli gerçeklefltirme.
ifade:
anlatma, anlat›m, anlat›fl.
iffet-i mücesseme:
cisimleflmifl
iffet, namus.
indî:
kendine ait.
insaniyet:
insanl›k, bütün insan-
lar.
inflaallah:
Allah izin verirse ma-
nas›nda kullan›lan bir dua.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma, yarar sa¤lama.
istikbal:
gelecek, gelecek zaman.
itiraf:
bir kusurunu söyleme.
izah:
aç›klama yapma.
kasaba:
ilçe.
küllî:
umumî.
lây›k:
uygun, yak›fl›r.
makale:
belli bir konu üzerinde
yaz›lm›fl yaz›.
me'haz:
kaynak.
mensup:
ilgili olan.
meslek:
aklen, kalben, amelen
yürünen yol.
meflrep:
yarat›l›fl, tabiat, huy, mi-
zaç, ahlâk.
muazzam:
muhteflem, ehemmi-
yetli, önemli, çok büyük.
muharrir:
yazan, yazar.
muhtelif:
türlü türlü, çeflitli, çeflit
40 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
G
‹R‹fi
çeflit, farkl›.
muhterem:
sayg› de¤er, hür-
mete lây›k, aziz, sayg›n.
muvâcehe:
ön, karfl›.
mübalâ¤a:
abartma.
mücehhez:
donanm›fl.
müessir:
tesir eden.
mükemmel:
tam, eksiksiz.
münevver:
nurlanm›fl, nur-
land›r›lm›fl.
mütalâa:
düflünce, rey, mülâ-
haza.
müteaddit:
çeflitli.
nur:
ayd›nl›k.
safiyet:
safl›k, halislik, temiz-
lik.
seciye:
yarat›l›fl, karakter.
suret:
biçim, flekil, tarz.
flah›s:
insan›n kendi nefsi,
kendi varl›¤›.
flamil:
içine alan, kaplayan,
çevreleyen.
flecaat:
yi¤itlik, cesurluk, kor-
kusuzluk, kahramanl›k.
flecaat-i harika:
hayret ve
hayranl›k uyand›ran yi¤itlik,
harika kahramanl›k.
flehamet-i imanîye:
imandan
gelen yi¤itlik.
talebe:
ö¤renciler, tahsil gö-
renler.
tarihçe-i hayat:
bir kimsenin
hayat›.
telif:
kitap yazma, eser orta-
ya koyma.
teflkil:
vücut verme, meyda-
na getirme, yapma.
üslûp:
ifade yolu, kendine
has ifade.
vasf:
hâl, nitelik, hususiyet.
vilayet:
il.
zat:
kifli, flah›s, fert.
1...,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39 41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,...1390
Powered by FlippingBook