müddet sonra Vana çekilip inzivay ihtiyar etmesi gibi,
her biri ayr bir hayat sahnesi olan Üstadn hayatnn bu
birinci safhas, iman ve Kurân hizmeti itibaryla ikinci
safha hayatnn mukaddemesi hükmündedir, ikinci bü-
yük hizmetine hazrlktr. Ömrünün ellinci senesine ka-
dardr.
kincisi:
Vanda inzivada iken Garba nefyedilip Is-
partann Barla nahiyesinde ikamete memur edildi¤i za-
mandan bafllar ki,
Risale-i Nur
un zuhuru ve intiflardr.
Azamî ihlâs, azamî fedakârlk, azamî sadakat, metanet
ve dikkat ve iktisat içinde Risale-i Nurla giriflti¤i hizmet-i
imaniye ve manevî cihad- diniyedir.
Hayatnn bu ikinci safhas, Harb-i Umumî neticesin-
de Osmanl hilâfetinin inkraz bulmasyla insanlk âlemin-
de medeniyet-i befleriyeyi mahveden ve semavî dinlerle
mücadeleyi esas ittihaz edinen komünizm rejiminin insa-
niyetin yarsn istilâ ederek dünyay dehflete sald¤ ve
memleketimizi tehdide yeltendi¤i ve manevî tahribatnn
tehlikesine maruz kald¤mz bir devreye rastlar. Bu dev-
re, bin senedir Kurâna bayraktarlk yapmfl, slâmiyete
asrlarca hizmet etmifl kahraman bir millet için dikkatle
incelenmesi lâzm gelen bir devredir.
Üstad,
Risale-i Nur
u telif ederken, Kurânn icazî
lemalar olan bu eserlerin her taife-i insaniyede inkiflaf
edece¤ini, dinsizli¤in memleketimizi istilâsna mâni ola-
ca¤n, memleket ve millet için bir sedd-i Kurânî vazife-
sini görece¤ini,
Risale-i Nur
hizmetinin umumiyet kesb
TARHÇE- HAYATI
| 49
G
Rfi
tek baflna yaflama, dünya ifllerin-
den vaz geçme, dünyadan el-
etek çekme.
istilâ:
ele geçirme, bir fleye ha-
kim olma.
itibaryla:
yönüyle.
ittihaz:
kabul etme, sayma, tut-
ma, addetme.
kesb:
elde etme, kazanma.
lâzm:
gerek, gerekli, lüzumlu.
lem'a:
parlt, parlayfl, parlama.
mahv:
yok, etme, ortadan kaldr-
ma, harap etme, periflan etme.
manevî:
madde dfl olan, maddî
olmayan, manaya ait.
mâni:
engel, özür.
maruz:
bir fleyin karflsnda, tesiri
altnda bulunan ve önünde engel
ve siper bulunmayan.
medeniyet-i befleriye:
insanl¤n
medeniyeti.
memleket:
bir devletin topra¤,
ülke, yurt, vatan, diyar.
memur:
emir ile hareket eden,
emir altnda olan, bir amirin emri
ile hareket eden kimse.
metanet:
sa¤lamlk, kavilik, me-
tinlik, dayankllk.
mukaddeme:
baflta ve asl mak-
sada girmeden önce söylenen
veya yazlan fley, ilk söz, önsöz,
bafllangç, girifl, dibace, medhal.
mücadele:
savaflma, savafl, iki ta-
raf arasnda kyasya yaplan üs-
tün gelme çatflmas, kavga.
müddet:
vakit, zaman, süre, bir
fleyin devam etti¤i zaman parça-
s.
nahiye:
idarî teflkilâtlanmada ka-
za ile köy arasndaki kademe.
nefy:
sürme, sürgün etme, ceza-
landrarak baflka bir yerde ika-
met etmeye mecbur etme.
netice:
sonuç, son.
ömür:
ömür, yaflama, yaflayfl,
hayat.
sadakat:
ba¤llk, do¤ruluk.
safha:
devre, merhale, evre.
sedd-i Kur'ânî:
Kur'ân'a ait set,
Kur'ân'n yklmaz seddi, kalesi.
semavî:
Allah tarafndan olan, lâ-
hî.
tahribat:
tahripler, ykp bozma-
lar.
taife-i insaniye:
insana ait taife.
tehdit:
gözda¤ verme, birisini
korkutma, birinin gözünü korkut-
ma, korku verme, gözda¤.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
umumiyet:
umumî olma hâli,
umumîlik, bir fleyin herkese ait
olmas, genellik.
vazife:
yaplmas gereken ifl, gö-
rev.
zuhur:
meydana çkma, ortaya
çkma.
âlem:
dünya, cihan.
asr:
yüzyl.
azamî:
en fazla, en çok, niha-
yet derecede.
bayraktar:
bayrak taflyan,
alemdar.
cihad- diniye:
din için savafl-
mak, dinî cihat.
dehflet:
büyük korku hâli,
korkma, ürkme.
devre:
dönem.
fedakâr:
kendini veya flahsî
menfaatlerini hiçe sayan, fe-
da eden.
garp:
bat.
Harb-i Umumî:
Birinci Dünya
Savafl.
hilâfet:
halifelik.
hizmet-i imaniye:
iman ve
Kur'ân hakikatlerinin ikna
edici ve ilmî delillerle anlafll-
masna hizmet etme.
hükmünde:
yerinde.
i'cazî:
mucize olan, mucizeli.
ihlâs:
bir ifli srf Allah rzas
için yapma.
ihtiyar:
seçme, tercih, irade.
ikamet:
oturma, bir yerde
kalma.
iktisâd:
aflr davranmama,
her hususta itidal üzere bu-
lunma.
iman:
inanma, inanç, itikat,
tasdik.
inkraz:
sönme, yok olma, tü-
kenme, bitme.
inkiflaf:
keflfolunma.
insaniyet:
insanlk, bütün in-
sanlar.
intiflar:
yaylma, da¤lma,
neflrolunma.
inziva:
bir köfleye çekilme,