Tarihçe-i Hayat - page 654

plânlar ile bizleri çürütmek ve da¤›tmak fikriyle, bu hücu-
mu yapt›lar.
Evvelâ:
Ürkütmek ve korkutmak ve o mesle¤in sû-i is-
timalât›n› göstermek.
Saniyen:
O mesle¤in erkânlar›n›n ve müntesibininin
kusuratlar›n› teflhir etmek.
Ve salisen:
Maddiyyun felsefesinin ve medeniyetinin
cazibedar sefahat ve uyutucu lezzetli zehirleriyle ifsat et-
mekle mâbeynlerinde tesanüdü k›rmak ve Üstadlar›n›
ihanetlerle çürütmek ve mesleklerini fennin, felsefenin
baz› düsturlar›yla nazarlar›ndan sukut ettirmektir ki, Nak-
flîlere ve ehl-i tarikate karfl› istimal ettikleri ayn› silâh ile
bizlere hücum ettiler, fakat aldand›lar. Çünkü,
Risale-i
Nur’un meslek-i esas›, ihlâs-› tam ve terk-i enaniyet ve
zahmetlerde rahmeti ve elemlerde bâkî lezzetleri hisse-
dip aramak ve fânî ayn-› lezzet-i sefihânede elîm elemle-
ri göstermek ve iman›n bu dünyada dahi hadsiz lezzetle-
re medar olmas›n› ve hiçbir felsefenin eli yetiflmedi¤i
noktalar› ve hakikatleri ders vermek oldu¤undan
, onlar›n
plânlar›n› inflaallah tam akim b›rakacak ve
meslek-i Risa-
le-i Nur ise tarikatlere k›yas edilmez diye, onlar› sustura-
cak.
Said Nursî
ì@Ġ
akim:
neticesiz, sonu yok, baflar›-
s›z.
ayn-› lezzet-i sefihâne:
sefahat-
ten al›nan zevkin, lezzetin kendi-
si.
bâkî:
ebedî, daimî, sonu gelmez,
bitip tükenmez, ölmez, sonsuz.
cazibedar:
çekici, cazibeli, al›ml›,
cezp edici.
düstur:
kanun, kaide, kural, pren-
sip, esas.
ehl-i tarikat:
tarikata mensup
olanlar.
elem:
dert, üzüntü, kayg›, tasa.
elîm:
çok dert ve keder veren,
çok ac› verici, ac›kl›.
erkân:
reisler, ileri gelenler.
evvelâ:
birinci olarak, her fleyden
önce, ilk önce.
fânî:
muvakkat, geçici.
fikir:
düflünme, düflünce.
hadsiz:
s›n›rs›z.
hakikat:
gerçek, as›l, esas.
hücûm:
sald›rma, hamle ile ileri
at›lmak.
ifsat:
fesada u¤ratma, bozma,
düzensizlik meydana getirme.
ihanet:
h›yanet, arkadan vurma.
ihlâs-› tam:
tam ihlâs, yapt›¤› her
iflinde Allah'›n emrini ve r›zas›n›
gözetme, dünyevî veya uhrevî
hiç bir karfl›l›k beklememe.
iman:
inanma, inanç, itikat, tas-
dik.
inflaallah:
Allah izin verirse.
istimâl:
kullanma.
k›yas:
benzetme yolu, örnekle-
me.
kusûrat:
kusurlar, noksanl›klar,
eksiklikler, özürler, suçlar, kaba-
hatler.
mabeyn:
ara, aral›k, iki fleyin ara-
s›.
maddiyyun:
maddenin ezelî ve
ebedî oldu¤una, sonradan yarat›l-
mam›fl bulundu¤una inananlar,
maddeye ba¤l› kalanlar, madde-
ciler, materyalistler.
medar:
dayanak noktas›, sebep,
654 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
D
EN‹ZL‹
H
AYATI
vesile.
medeniyet:
medenîlik, flehir-
lilik, uygarl›k.
meslek-i esas:
esas meslek.
meslek-i Risale-i Nur:
Risale-
i Nur mesle¤i, Risale-i Nur yo-
lu, Risale-i Nur tarz›.
müntesip:
mensup.
Nakflî:
Hz. fiah-› Nakflibend'in
kurdu¤u tarikat ve bu tarika-
ta mensup olan.
nazar:
itibar.
rahmet:
Allah'›n kullar›n› esir-
gemesi, onlara ac›y›p ba¤›flla-
mas›, onlara maddî ve mane-
vî nimetler vermesi, onlar›n
günahlar›n› silmesi.
salisen:
üçüncü olarak.
saniyen:
ikinci derecede,
ikinci olarak.
sefahat:
yasak fleylere, zevk
ve e¤lenceye afl›r› derecede
düflkünlük.
sû-i istimâlât:
kötü kullan-
malar.
sükût:
düflme, düflüfl, afla¤›
inme.
tarikat:
ayn› dinden olmakla
birlikte, baz› ‹lâhî hakikatlere
varma ve Allah'a vas›l olma
yolunda farkl› görüfl tafl›yan-
lar›n meydana getirdi¤i toplu-
luk.
terk-i enaniyet:
benlik ve
enaniyetten vazgeçme.
tesanüt:
dayan›flma, birbirine
dayanma, birbirinden destek
alma, omuzdafll›k.
teflhir:
gösterme.
üstad:
ö¤retici.
zahmet:
s›k›nt›, eziyet, me-
flakkat.
1...,644,645,646,647,648,649,650,651,652,653 655,656,657,658,659,660,661,662,663,664,...1390
Powered by FlippingBook