bekleyen bir bîçareyi idam- ebedîden kurtaran ve sa-
adet-i sermediyenin hazinesini açan en kymettar serma-
ye-i insaniyenin iman oldu¤unu bilen mezkûr misafir ve
hayat yolcusu, kendi nefsine dedi ki: Haydi ileri! mann
hadsiz mertebelerinden bir mertebe daha kazanmak için
kâinatn heyet-i mecmuasna müracaat edip, o da ne di-
yor dinlemeliyiz, erkânndan ve eczasndan ald¤mz
dersleri tekmil ve tenvir etmeliyiz diye, Kurândan ald-
¤ genifl ve ihatal bir dürbün ile bakt, gördü:
Bu kâinat o kadar manidar ve muntazamdr ki, müces-
sem bir kitab- Sübhanî ve cismanî bir Kurân- Rabbanî
ve müzeyyen bir saray- Samedanî ve muntazam bir
flehr-i Rahmanî suretinde görünüyor. O kitabn bütün su-
releri, ayetleri ve kelimatlar, hatta harfleri ve bablar ve
fasllar ve sahifeleri ve satrlar, umumunun her vakit
manidarâne mahv ü ispatlar ve hakîmâne ta¤yir ve tah-
villeri, icma ile bir Alîm-i Külli fieyin ve bir Kadîr-i Külli
fieyin ve bir Musannifin, her fleyde her fleyi gören ve
her fleyin her fleyi ile münasebetini bilen, riayet eden bir
Nakkafl- Zülcelâlin ve bir Kâtib-i Zülkemalin vücudunu
ve mevcudiyetini bilbedahe ifade ettikleri gibi, bütün er-
kân ve envayla ve ecza ve cüziyatyla ve sekeneleri ve
müfltemilâtyla ve varidat ve masarifatyla ve onlarda mas-
lahatkârâne tebdilleriyle ve hikmetperverâne tecditleriyle,
bilittifak, hadsiz bir kudret ve nihayetsiz bir hikmetle ifl gö-
ren âlî bir Ustann ve misilsiz bir Sâniin mevcudiyetini ve
vahdetini bildiriyorlar. Ve kâinatn azametine münasip iki
Alîm-i Külli fiey:
her fleyi bilen ve
her fley ilmî dahilinde olan Allah.
arz:
yer, dünya.
bab:
ksm, bölüm, bahis.
bîçare:
çaresiz, zavall, flaflkn.
cereyan:
olma, meydana gelme.
cismanî:
manevî ve ruhanî karfl-
l¤, maddî ve cisimli olmak.
delâlet
:
delil olma, gösterme.
cüz'iyat:
ehemmiyetsiz, de¤ersiz,
ufak tefek fleyler.
ebedî:
zevalsiz, sonu olmayan,
sürekli, hiç son bulmayan.
ecel:
her canlnn Allah tarafndan
takdir edilen ölüm vakti.
ecza:
cüz'ler, parçalar, ksmlar.
envar:
aydnlklar, flklar.
erkân:
rükünler, esaslar.
esrar:
srlar, gizlenilen ve bilin-
meyen fleyler, akln eremeyece¤i
fleyler.
fânî:
ölümlü.
fasl:
ksm, bölüm.
hakîmâne:
hikmetli bir flekilde.
hâkimiyet:
hükmedifl, egemen-
lik.
heyet-i mecmua:
bir fleyin tama-
m, bütünü.
icma:
bir konu üzerinde fikir birli-
¤ine varma, fikir birli¤i.
idam- ebedî:
sonsuz yok olufl.
ihata:
kapsama, kuflatma.
lâhî:
Allah'la ilgili, Cenab- Hakka
dair.
Kadîr-i Külli fiey:
her fleye gücü
yeten sonsuz kudret sahibi, Allah.
kelimat:
kelimeler, sözler.
kitab- Sübhanî:
her türlü eksik-
likten sonsuz derecede yüce olan
Allah'a ait kutsal kitap.
kudsî:
mukaddes, kutlu.
Kur'ân- Rabbanî:
her bir varl¤a
yaratlfl gayelerine ulaflmalar
için muhtaç oldu¤u fleyleri veren,
onlar terbiye edip idaresi ve ege-
menli¤i altnda bulunduran Al-
lah'n Kur'ân', kâinat kitab.
levazmat:
lüzumlu maddeler, ih-
tiyaç maddeleri, lâzm olan fley-
ler.
mahv ü ispat:
yok olma ve var
olma.
manevî:
madde dfl olan, maddî
olmayan, manaya ait.
manidar:
anlaml, manal.
manidarâne:
manal flekilde.
mergup:
ra¤bet edilmifl, be¤enil-
mifl, çok kymet verilen, çoklar
tarafndan istenen, talep edilen,
istenilen, be¤enen.
mezkûr:
ad geçen, anlan.
muntazam:
düzenli, tertipli.
Musannif:
tasnif eden.
muvakkat:
gelip geçici.
mücessem:
tecessüm etmifl, ci-
simlenmifl.
mülk-i bâkî:
kalc olan mülk.
müzeyyen:
ziynetlendirilmifl,
568 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
K
ASTAMONU
H
AYATI
süslenmifl, süslü, bezenmifl,
donanmfl.
nefis:
kötü vasflar, nitelikleri
kendisinde toplayan, kötülü-
¤e sevk eden, flehevî istekleri
kamçlayp hayrl ifllerden al-
koyan güç.
nev-i insan:
insan çeflidi, in-
san cinsi, insano¤lu.
nuranî:
nurlu, flkl, parlak,
münevver.
riayet:
iyi karfllama, a¤rla-
ma.
saadet-i sermediye:
ebedî
saadet, sonsuz mutluluk.
saray- Samedanî:
Samed
olan Cenab- Hakkn saray.
semavî:
Allah tarafndan
olan, lâhî.
semere:
fayda, verim, kâr,
menfaat.
sermaye-i insaniye:
insann
sermayesi, insana ait serma-
ye.
flahadet:
flahitlik, tanklk.
flehr-i Rahmanî:
Rahman
olan Allah'n flehri.
ta¤yir:
baflkalafltrma, de¤ifl-
tirme.
tahvil:
bir hâlden bir hâle ge-
tirme.
taife:
grup, güruh, frka.
tekmil:
tamamlama, noksan-
larn giderme, bitirme.
tenvir:
nurlandrma, aydnlat-
ma, flklandrma.
Vacibü'l-Vücud:
varl¤ zarurî
ve zatî olan Allah.
vahdet:
birlik, teklik.
Vahid-i Ehad:
bir olan ve bir-
li¤i her bir fleyde tecelli eden
Allah.