Tarihçe-i Hayat - page 568

bekleyen bir bîçareyi idam-› ebedîden kurtaran ve sa-
adet-i sermediyenin hazinesini açan en k›ymettar serma-
ye-i insaniyenin iman oldu¤unu bilen mezkûr misafir ve
hayat yolcusu, kendi nefsine dedi ki: “Haydi ileri! ‹man›n
hadsiz mertebelerinden bir mertebe daha kazanmak için
kâinat›n heyet-i mecmuas›na müracaat edip, o da ne di-
yor dinlemeliyiz, erkân›ndan ve eczas›ndan ald›¤›m›z
dersleri tekmil ve tenvir etmeliyiz” diye, Kur’ân’dan ald›-
¤› genifl ve ihatal› bir dürbün ile bakt›, gördü:
Bu kâinat o kadar manidar ve muntazamd›r ki, müces-
sem bir kitab-› Sübhanî ve cismanî bir Kur’ân-› Rabbanî
ve müzeyyen bir saray-› Samedanî ve muntazam bir
flehr-i Rahmanî suretinde görünüyor. O kitab›n bütün su-
releri, ayetleri ve kelimatlar›, hatta harfleri ve bablar› ve
fas›llar› ve sahifeleri ve sat›rlar›, umumunun her vakit
manidarâne mahv ü ispatlar› ve hakîmâne ta¤yir ve tah-
villeri, icma ile bir Alîm-i Külli fiey’in ve bir Kadîr-i Külli
fiey’in ve bir Musannifin, her fleyde her fleyi gören ve
her fleyin her fleyi ile münasebetini bilen, riayet eden bir
Nakkafl-› Zülcelâl’in ve bir Kâtib-i Zülkemal’in vücudunu
ve mevcudiyetini bilbedahe ifade ettikleri gibi, bütün er-
kân ve enva›yla ve ecza ve cüz’iyat›yla ve sekeneleri ve
müfltemilât›yla ve varidat ve masarifat›yla ve onlarda mas-
lahatkârâne tebdilleriyle ve hikmetperverâne tecditleriyle,
bilittifak, hadsiz bir kudret ve nihayetsiz bir hikmetle ifl gö-
ren âlî bir Ustan›n ve misilsiz bir Sâniin mevcudiyetini ve
vahdetini bildiriyorlar. Ve kâinat›n azametine münasip iki
Alîm-i Külli fiey:
her fleyi bilen ve
her fley ilmî dahilinde olan Allah.
arz:
yer, dünya.
bab:
k›s›m, bölüm, bahis.
bîçare:
çaresiz, zavall›, flaflk›n.
cereyan:
olma, meydana gelme.
cismanî:
manevî ve ruhanî karfl›-
l›¤›, maddî ve cisimli olmak.
delâlet
:
delil olma, gösterme.
cüz'iyat:
ehemmiyetsiz, de¤ersiz,
ufak tefek fleyler.
ebedî:
zevalsiz, sonu olmayan,
sürekli, hiç son bulmayan.
ecel:
her canl›n›n Allah taraf›ndan
takdir edilen ölüm vakti.
ecza:
cüz'ler, parçalar, k›s›mlar.
envar:
ayd›nl›klar, ›fl›klar.
erkân:
rükünler, esaslar.
esrar:
s›rlar, gizlenilen ve bilin-
meyen fleyler, akl›n eremeyece¤i
fleyler.
fânî:
ölümlü.
fas›l:
k›s›m, bölüm.
hakîmâne:
hikmetli bir flekilde.
hâkimiyet:
hükmedifl, egemen-
lik.
heyet-i mecmua:
bir fleyin tama-
m›, bütünü.
icma:
bir konu üzerinde fikir birli-
¤ine varma, fikir birli¤i.
idam-› ebedî:
sonsuz yok olufl.
ihata:
kapsama, kuflatma.
‹lâhî:
Allah'la ilgili, Cenab-› Hakka
dair.
Kadîr-i Külli fiey:
her fleye gücü
yeten sonsuz kudret sahibi, Allah.
kelimat:
kelimeler, sözler.
kitab-› Sübhanî:
her türlü eksik-
likten sonsuz derecede yüce olan
Allah'a ait kutsal kitap.
kudsî:
mukaddes, kutlu.
Kur'ân-› Rabbanî:
her bir varl›¤a
yarat›l›fl gayelerine ulaflmalar›
için muhtaç oldu¤u fleyleri veren,
onlar› terbiye edip idaresi ve ege-
menli¤i alt›nda bulunduran Al-
lah'›n Kur'ân'›, kâinat kitab›.
levaz›mat:
lüzumlu maddeler, ih-
tiyaç maddeleri, lâz›m olan fley-
ler.
mahv ü ispat:
yok olma ve var
olma.
manevî:
madde d›fl› olan, maddî
olmayan, manaya ait.
manidar:
anlaml›, manal›.
manidarâne:
manal› flekilde.
mergup:
ra¤bet edilmifl, be¤enil-
mifl, çok k›ymet verilen, çoklar›
taraf›ndan istenen, talep edilen,
istenilen, be¤enen.
mezkûr:
ad› geçen, an›lan.
muntazam:
düzenli, tertipli.
Musannif:
tasnif eden.
muvakkat:
gelip geçici.
mücessem:
tecessüm etmifl, ci-
simlenmifl.
mülk-i bâkî:
kal›c› olan mülk.
müzeyyen:
ziynetlendirilmifl,
568 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
K
ASTAMONU
H
AYATI
süslenmifl, süslü, bezenmifl,
donanm›fl.
nefis:
kötü vas›flar›, nitelikleri
kendisinde toplayan, kötülü-
¤e sevk eden, flehevî istekleri
kamç›lay›p hay›rl› ifllerden al›-
koyan güç.
nev-i insan:
insan çeflidi, in-
san cinsi, insano¤lu.
nuranî:
nurlu, ›fl›kl›, parlak,
münevver.
riayet:
iyi karfl›lama, a¤›rla-
ma.
saadet-i sermediye:
ebedî
saadet, sonsuz mutluluk.
saray-› Samedanî:
Samed
olan Cenab-› Hakk›n saray›.
semavî:
Allah taraf›ndan
olan, ‹lâhî.
semere:
fayda, verim, kâr,
menfaat.
sermaye-i insaniye:
insan›n
sermayesi, insana ait serma-
ye.
flahadet:
flahitlik, tan›kl›k.
flehr-i Rahmanî:
Rahman
olan Allah'›n flehri.
ta¤yir:
baflkalaflt›rma, de¤ifl-
tirme.
tahvil:
bir hâlden bir hâle ge-
tirme.
taife:
grup, güruh, f›rka.
tekmil:
tamamlama, noksan-
lar›n› giderme, bitirme.
tenvir:
nurland›rma, ayd›nlat-
ma, ›fl›kland›rma.
Vacibü'l-Vücud:
varl›¤› zarurî
ve zatî olan Allah.
vahdet:
birlik, teklik.
Vahid-i Ehad:
bir olan ve bir-
li¤i her bir fleyde tecelli eden
Allah.
1...,558,559,560,561,562,563,564,565,566,567 569,570,571,572,573,574,575,576,577,578,...1390
Powered by FlippingBook